Annem ellerini beline koyup, şöyle bir yüzüme baktı.
— Duyanda beş çocuk büyütmüş, tecrübeli baba sanacak. Oğlum bırak çocuğu bildiğim gibi tedavi edeyim, dedi sinirle yanıma gelerek. Büşra'yı iyice kolumun altına alıp;
— Hayatta olmaz. Adil Baba muayene etsin, sonra ne haliniz varsa görün, dedim hırsla. Annem bir şeyler demek istiyor ama çocuktan dolayı konuşamıyormuş gibi gözlerini devirdi.
Çiçek elinde kıyafetlerle yanımıza geldi. Büşra'yı giydirmeye başladı.
— Anne ateşi biraz olsun düşmüş, dedi aynı annem gibi gözlerini devirerek. O sırada Adil Babayla beraber Yasin girdi içeri.
Adil Baba Büşra'yı güzelce muayene etti. Yanında getirdiği solüsyona, boğazına soktuğu çubuğu koydu, bekledi. Elinde tuttuğu teste döktü suyu.
— Boğaz iltihabı olmuş çocuk. Önemli ama antibiyotik tedavisi ile iki üç güne kalmaz toparlar kendini, dedi içimi rahatlatan bir sakinlikle.
— Baba bak kızımın bir şeyi yok değil mi? Bir de, bunlar (dedim Çiçek'le annemi işaret ederek) çocuğu buz gibi suya sokup ağlattılar, dedim hırsla.
— Oğlum soğuk bir şeyler yemiştir. Ne bileyim dışarıya çıkmıştır. Dışarısı buz gibi. Birisi de eve mikrop taşımıştır. Çocuk böyle böyle büyüyecek. Üstelik annenler doğru olanı yapmışlar. Çocuk havale mi geçirsin?, dedi yüzüme ters ters bakarak.
— Ya baba başka türlü o ateş düşmez mi?, dedim isyan ederek.
— Oğlum düşmez. Annene bırak sen. O hemşire tabii ki senden iyi bilir, dedi ve Büşra'nın ilaçlarını bırakıp gitti.
Annemle Çiçek'e döndüm;
— Bu gece ben de kızımla yatacağım, dedim sinirle. Seslerini çıkartmadılar. Yukarı çıktım üzerimi değiştirmek için, iç hat telefon çaldı.
— Kadir Bey polis kapıda arama yapacaklarmış, dedi. Nefesim kesildi. Büşra hastayken onu evden çıkartmayı hiç istemiyordum ama çıkartmak zorundaydım. Evet aklıma önce kızım gelmişti.
— Beklesinler, dedim. Direk Enver'i aradım.
— Enver gecenin bir yarısı aradım kusura bakma dışarıda bir tabur polis var. Evi arayacaklarmış, dedim hırsla. Bu ilk defa başıma geliyordu. Benim evimi arayacak savcı, hakim daha anasının karnından doğmamıştı.
— Ben emniyet müdürünü arıyorum hemen. Bu arada sen çocuğu evden çıkart. Eşyalarını ne yaparsın bilmiyorum ama...
— Köyden bizim çalışanlardan birisini aldırırım eve, dedim ve telefonu kapatıp aşağı uçtum.
— Çiçek Büşra'yı hazırla. Annemle beraber köydeki güvenli eve gidecek. Polis evi aramaya gelmiş, dedim ve eski odama çıkıp üzerimi değiştirdim. Lenslerimi taktım, yaramın üzerine geçici kremden sürdüm. Saçlarımı da biraz dağıtınca hazırdım.
Dışarı çıkarken, Adem'e döndüm;
— Annemi ve kızı al köydeki güvenli eve götür. Sen de onlarla bekle. Burası biz de merak etme, dedim omuzunu sıkarken.
Yakamoz Emniyet Müdür yardımcısı duruyordu karşımda. Normalinde Naim'lik bir durumdu ama avukat olarak Can ve ekibine haber verdim. İçerisi toparlanana kadar polisleri içeri almamak adına. Naim, Kara olarak beni defalarca kere kurtarmıştı ama bu ev Kadir Kara adına kayıtlıydı. O yüzden iş Can ve ekibine kalıyordu.
Kara Kadir'in ev diye bilinen adresi bir posta kutusundan ibaretti. Kara Kadir olarak birilerini ağırlamam gerekirse de casinoda ağırlardım.
Bu evime yapılan Ahu'dan sonra gelen ikinci baskındı. Bu tehlikeyi savuşturmak içinse Can ve ekibine güvenmekten başka şansım yoktu. Can ise kesinlikle bir ceza avukatı değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıkta Açan Çiçek (#Tamamlandı)
Ficción GeneralÇiçek Solmaz ince, uzun boylu ama bir o kadar da sert bir kız. Hasta babasına bakmak için küçük bir muhasebe ofisinde çalışıyor. Mahalleden en yakın arkadaşı Enver Sarı. Baş Komiser Enver Sarı... Ay sonunu getiremediğinde yanında olan canı sıkıldığı...