Saçları yastığa dağılmış, huzurlu bir şekilde uyuyordu. Yanakları hala pembeydi. Sanırım bir müddet böyle kırmızı yanaklı dolaşacaktı yanımda.
O pabuç kadar dile, yakın dövüş tekniklerine, ateşli silah uzmanlığına rağmen iş diğer boyuta gelince utangaç bir kız çocuğuna dönüş, diye düşünürken ben gözlerini açtı. Yüzüne düşmüş bir tutam saçı aldım yüzünden, hafifçe yanağını okşayarak.
— Günaydın, dedim gülümseyerek.
— Günaydın, dedi yanaklarındaki kızarıklık boğazına doğru yayılırken. Daha fazla utandırmamak adına.
— Ben duşumu aldım, kahvaltı gelene kadar biraz yüzeceğim, dedim ve yataktan hızlıca kalktım. Ağzının içinde bir şeyler geveledi. Sadece "Teşekkür ederim"i anladım. Bir şey demeden denize girdim.
Biraz sonra duşunu almış, bikinisini giymiş olarak yanıma geldi. Yüzüme hala bakamıyordu.
— Sevgilim her seferinde böyle mi olacak?, diye sordum dayanamayıp. Önce yüzüme anlamamış gibi baktı. Ne demek istediğimi anlayınca da;
— Kadir ilk olduğu için ben ben... diye kızararak açıklamaya çalıştı. Dayanamadım ve gülerek;
— Tamam aşkım çok şey yapma sadece sana biraz takılmak istedim, dedim. Sinirle gözlerini kısıp, yüzüme su atarak;
— Gerçek bir öküzsün Kadir. Öküzlerin suçu yok sen sen bir odunsun, dediği noktada yanına gidip öpmeye başladım. Kollarını boynuma dolayıp karşılık vermesi gecikmedi. Neyseki susturma yöntemini artık bulmuştum. Daha fazla uzatmayayım dedim ama dayanamayıp;
— Kocaya öyle şeyler söylenmez. Haydi bakalım kahvaltımız gelmiştir. Ben çok acıktım, malum, dedim damarına biraz daha basmak adına. Tepkisi gecikmedi. Koluma sağlam bir tokat attı.
— Of Kadir of, dedi ve hızlı kulaçlarla karaya ulaştı. Gerçekten balık gibi yüzüyordu. Masaya oturunca merakla sordum;
— Profesyonel yüzücü gibi yüzüyorsun. Kulaçların güçlü ve uzun, dedim elimdeki ekmeği ağzıma atarken.
— Dans derslerinin yanında, yüzme eğitimi de aldım. Yüzme tüm vücudu çalıştıran bir spor olduğu için annem araya onu da ilave etti. Lisede bir sene kadar senkronize yüzme takımındaydım. Annem hastalanınca ilk o takımdan ayrıldım, dedi üzgün bir sesle.
— Neden?, diye sordum merakla.
— Annemle daha fazla vakit geçirmek için bıraktım, dedi üzgün bir şekilde. Onun o hali içime işlemişti. Elini tuttum, üstünü öptüm;
— Annen bizi izliyorsa eğer ona söz veriyorum artık üzülmek yok. Bundan sonra mutlu olmak var, dedim tüm sevgimle yüzüne bakarken.
— O nasıl olacak Kara? Senin durumun ortada. Heran ölümle burun buruna yaşıyorsun...
— Sen de benim işime benzer bir iş istiyorsun, dedim sözünü kesip.
— Ne yapabilirim Kara? Evde oturup her an gelecek kötü haberi mi bekleyeyim? Ben seni olduğun gibi sevdim ama bu senin hayatının tehlikede olduğunu bilmediğim anlamına gelmez, dedi aynı aşkla bana bakarken. Gözlerinde kayboldum yine ve dayanamayıp öpmeye başladım. Bıraktığım zaman;
— Öpücüklerin gerçekleri değiştirmiyor Kara. Sadece sana olan zaafımı kanıtlıyor, dedi omuzlarını silkerken.
— Ne yapayım Çiçek, işi mi bırakayım? Ah bilsen ne çok isterdim ben de ama olmuyor be güzelim. Sana daha önce de söylediğim gibi her gün Yakamoz'un belki de ülkenin kaderini tekrar tekrar yazıyorum. Bazen polise yakala diyorum bazen dur. Birliktekiler zaten ayrı bir terane. Ben olmasam birbirlerinin boğazına yapışırlar anında. Kim kime diş geçirirse. Hepsini hizada tutmaya çalışıyorum, dedim üzgün bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıkta Açan Çiçek (#Tamamlandı)
BeletrieÇiçek Solmaz ince, uzun boylu ama bir o kadar da sert bir kız. Hasta babasına bakmak için küçük bir muhasebe ofisinde çalışıyor. Mahalleden en yakın arkadaşı Enver Sarı. Baş Komiser Enver Sarı... Ay sonunu getiremediğinde yanında olan canı sıkıldığı...