Annemin oyununa gelmemekte kararlıydım. Göz ucuyla onları takip etsemde Leyla Hanımla sohbet edip tüm gece onunla ilgilendim.
— Bu gece erken ayrılmak zorundayım, dedi Leyla Hanım sanki çok umurumdaymış gibi;
— Ya öyle mi? Neden?, diye sordum sahte bir ilgiyle.
— Yarın sabahtan Pamir Beyle toplantım var. Son gelişmeleri konuşacağız. Bakalım neler diyecek, dedi saçlarını eliyle düzeltirken.
— Umarım güzel gelişmeler olur. Ne zaman isterseniz kalkabiliriz, dedim kibar bir şekilde.
— O zaman hemen kalkalım, dedi çantasını alıp ayağa fırlarken. Son kez aşağıya bakıp elimi Leyla Hanımın beline koydum. Çiçek Hanımlar hala daha o lavukla beraber dans ediyordu. Bu kız benim katilim olacaktı. Beni sinirden öldürecekti net.
Leyla Hanımı Yasin'e teslim ettim evine bıraksın diye. Bizde Rafet'le beraber ayrıldık mekandan. Kafam kazan gibiydi. Önce eve gidelim dedim ama Çiçek'le evde karşılaşmak hiç istemiyordum. Gerçi o herifi eve getirir miydi? Getirebilirdi çünkü annem evdeydi.
— Rafet Abi sen bizi şu yeni eve götür vazgeçtim eve gitmeyelim, dedim sinirle.
Rafet Abi aynadan bana baktı, kafasını yana çevirdi "Te Allah'ım" der gibi ve arabayı geri döndürüp yeni eve doğru yola çıktı. Siteye gelince Rafet Abi site güvenliğine selam verdi, arabayı site kapısından içeri soktu ve arabayı bloğun önündeki otoparka park etti. Daha biz arabadan iner inmez silahlar patlamaya başladı. O sırada Çiçek'i ve o doktor bozuntusunu gördüm bizden az ilerde, arabadan iniyorlardı. Çiçek çığlık atarak kulaklarını kapattı ve yere çömeldi. Yanına gidip sıkıca sarıldım.
— Kızım burada ne arıyorsun bu herifle? Eve niye gitmedin?, diye çıkıştım.
— Bugün benim izin günüm. İstediğim yere giderim, dedi sinirle.
— Başlarım senin izin gününe. Benden habersiz...
— Aysel Annenin haberi var bir kere. Hem size n'oluyor "Patron", dedi yine patronun altını çizerek.
— Ulan korkudan altına sıçacaksın hala bana laf yeriştirme derdindesin, dedim hırsla.
— Siz beni bırakın kız arkadaşınızla ilgilenin o daha çok korkmuştur, dedi burnunu havaya dikip.
— Kız arkadaşım mı o kim?, diye sordum gayri ihtiyari.
— Dergi editörüymüş ya kendisi. Sahi o nerede?, diye sordu sesindeki kıskançlık beni mest etti.
— O bu gece evine gitti, dedim o sırada silah sesleri kesildi. Ne olduğunu anlamadık. Güvenliğin yanına gitti Rafet sonra da yanıma gelip;
— Abi düğün konvoyuymuş, dedi sinirle.
Çiçek bana döndü;
— Biz sizi daha fazla tutmayalım, dedi lavuğun yanına giderken. Ben de peşinden gittim. Doktor bozuntusuna dönüp;
— Merhaba daha önce tanışmadık ben Kadir Kara, Çiçek'in patronuyum, dedim kendimden emin elimi uzatırken. Emin olma sebebim adamın boynunu kırmayacağımdan duyduğum eminlikti.
— Merhaba ben de Murat Tezcan, dedi elini uzatırken sonra da;
— Tehlike geçtiğine göre ben izninizi rica edeyim yarın bir ameliyatım var, dedi benim elimi tekrar sıkıp Çiçek'e dönüp ona açıklama yaparak. Çiçek Hanımlarda gayet kibar;
— Her şey için teşekkür ederim çok güzel bir geceydi, dedi elini uzatırken. Uzattığı eli tuttu, öptü lavuk.
Zor duruyordum yerimde hatta duramayıp ayağımı sallamaya başladım. Kendimden artık emin değildim. Çıt diye o boynu her an kırabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıkta Açan Çiçek (#Tamamlandı)
Genel KurguÇiçek Solmaz ince, uzun boylu ama bir o kadar da sert bir kız. Hasta babasına bakmak için küçük bir muhasebe ofisinde çalışıyor. Mahalleden en yakın arkadaşı Enver Sarı. Baş Komiser Enver Sarı... Ay sonunu getiremediğinde yanında olan canı sıkıldığı...