NİŞAN

8.4K 616 65
                                    

Çiçek'ten devam

Büşra'nın ailesi ortaya çıktı. Ben şok olmuştum. Çünkü kimi kimsesi yok diyebiliyordum. Belliki Kadir'de öyle biliyormuş, yüzündeki şaşkın ve öfkeli ifadeden çok net anlaşılıyordu. Önceleri çok üzüldüm çok ağladım ama kendimi birde anne ve babasının yerine koydum. Birisi benim evladımı alsa ne hissederdim.

Sonra Kadir yine benim için olayları tatlıya bağlamanın yolunu buldu. Bu arada, yaşanılan ekstra durum vesile oldu ve ben itirazsız işe dönebildim.

Sabah nihayet Rafet Abi ve Gül Abla Kadir'e açıldılar. Ben zaten bunun geleceğini biliyordum ama Kadir'le Rafet Abinin arasına girip Kadir'e önceden söylemedim.

Rafet Abinin işi bırakıp gidecek olması bana bir umut olmuştu. Biz de bırakıp gidebilirdik. Önce yurt dışında yerleşeceğimiz yeri bulur, tüm hazırlıkları yapar, sonra da ortadan yok olabilirdik. Tabii benim bunun için önce Kadir'i bir şekilde ikna etmem, daha sonrada senaryoyu hazırlamam gerekiyordu. Bunun içinde federallerden ayrılmamam şarttı. Beni bu bataktan ancak Yavuz Amir kurtarabildi.

Büşra'nın babasını bulmakta Yavuz Amir gerçekten bana çok yardımcı olmuştu. Hatta beni üzgün ve mutsuz görünce;

— Çiçek sen o çocuğa bir yuva verdin, anne şefkati ile yaklaştın ama inan gerçek annesinin yeri ayrıdır. İlerde aklı erdikçe ben kime benziyorum acaba? Annem nasıl biri? Babam beni sever miydi? Beni neden bıraktılar?, gibi bir sürü soru kafasında dönüp duracaktı. Eninde sonunda ailesini araştıracaktı. O çok şanslı bir çocuk. İki annesi ve babası var artık. Hayatı boyunca da acabaları olmayacak, dedi beni sakinleştirmek için.

İçimi gerçek mana da soğutansa Kadir'in bulduğu çözüm oldu. Tüm gün, bir ömür bizimle beraber olacaktı Büşra. Ayrılmak zorunda değildik.

Kadir'le beraber eve gittiğimizde bizi bekliyordu Büşra. Bize bakışından kafasında bir sürü soru olduğu ve bizi sorguya çekeceğini anlamıştım. Yaşına göre çok olgun bir çocuktu. Çok mantıklı sorular soruyordu. Salona geçip oturduk. Kadir'in kucağına oturmayı tercih etti.

— O çarşıda karşılaştığımız kadın gerçekten benim annem mi?, diye sordu endişeyle karışık bir merakla.

— Evet, dedim lafı dolandırmadan

— Annem beni niye bırakmış?, diye sordu dudaklarını sarkıtıp.

— Büşracım, güzel kızım, annenin parası bitmiş, çalışması gerekmiş, seni bırakabileceği kimse de yokmuş işe giderken. O yüzden seni yuvaya vermiş. Müdür amcanda sen üzülme diye görüşmenize izin vermemiş, diye anlattım tüm gerçeği. Durdu yüzüme baktı;

— Madem benim annem, babam vardı, müdür baba beni niye size verdi, dedi kırgın bir sesle.

— Kötü adamlar peşindeydi ya, ondan. Seni korumak istediğimiz için seni bize verdi, dedi Kadir araya girip. Büşra başını salladı. Yüzümüze baktı;

— Ben şimdi bir daha sizi göremeyecek miyim?, diye sordu ağlamaklı. Kadir sıkıca sarıldı.

— Olur mu hiç öyle şey. Annen ve baban da buraya gelecek hep beraber burada yaşayacağız, dedi Kadir yüzüne bakıp, gülümseyerek. Büşra'nın yüzü de biz eve girdiğimizden beri ilk defa gülmüştü. Ellerini çırptı;

— Yaşasıın o zaman, dedi Kadir'in boynuna sarılıp öperken.

Bundan sonrası çok hızlı ve sancılı bir süreç oldu. Caner Beyi ülkeye geri getirmek için Kadir araya bir sürü kişi soktu. Ciddi para dağıttı. Zorda olsa adamı yurda getirdik ama hem ruhen hem de bedenen çökmüş durumdaydı. Mecburen bir hastaneye yatırdık.

Karanlıkta Açan Çiçek (#Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin