18. Bölüm "BIÇAK"

99.3K 3.9K 296
                                    

18

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

18. Bölüm "BIÇAK"

🎼

Birbirine yapışık göz kapaklarımın ardındaki görüntüler de yaşadığım kâbustan birer izler taşıyordu. Karanlıktı bir kere... Tıpkı bedenimin içine düştüğü, ruhumun günden güne solduğu karanlık gibiydi.

Uyanmalısın, diye fısıldadım kendi kendime.

Belki bedenimi kurtaramazdım bu karanlıktan ama bir şans yaratmak için ruhumun üzerine âdeta gölsesini düşüren bu kâbustan kurtulmak için bir an önce uyanmalıydım!

Kapalı gözlerimin ardında, zihnimin içine fısıldayan isteğimin ardından yoğun bir kuvvet uygulayarak birbirine yapışık olan gözlerimi araladım. Dünyaya yeniden gelmiş gibi içime çektiğim nefesler sızlattı ciğerlerimi. Birkaç saniye, yeniden düştüğüm karanlığına içinde bekledim, bekledim... Derin bir uyku sonrası kaçmak için hazırladığım vücuduma güç dileyerek usulca yerimden doğruldum.

Karanlık oda, görüş açıma engel olmak istesede umursamadım. Titreyen bacaklarımın üzerinde doğrularak odanın içerisinde, küçük adımlarla ilerlemeye başladım.

Bu kapıdan dışarıya çıktığım an özgürlüğüme kavuşacaktım!

İçimdeki umutlar yeniden yeşerirken, usulca kapıyı araladım ve gözlerimin önüne serilen loş ışık, acımasızca bütün zihnimi alt üst etti.

Sandığımın aksine etrafta kimse yoktu. Yardım isteyebileceğim, beni kurtaracak kimse yoktu ve ben hastanede kapattığım gözlerimi bu kez bambaşka bir yerde araladığımı fark ettim.

Önümde alt kata dorğu yol oluşturan ahşap merdivenlerin bitiminde başlayan loş sarı ışıklar, kurtuluş hakkımı kaybedeli uzun zaman olduğunu cesurca yüzüme çarptı.

Yabancısı olduğum yer sıcak, ahşap duvarların aksine kan donduran bir soğukluk yayıldı vücuduma.

Alt kata inebilir, etraftaki sessizliğe güvenip buradan kaçabilirdim... Zihnim kurtuluş planları kurarken titreyen bacaklarım çaresizce sallanmaya devam etti.

Korkuyordum. Onunla tekrar karşılaşmaktan, alt kata indiğimde çıkışımın olmadığını bir kez daha görmekten korkuyordum.

"Sık kafasına ne bekliyorsun!?"

Alt kattan gelen seslerle tüm umutlarım usulca kabuğuna çekildi. Kulaklarımı dolduran ses, hissettiğim şaşkınlığın nidasını savurmak isterken, ellerimi sıkıca dudaklarımın üzerine kapattım.

"Bu işi uzatmandan hoşlanmadım! Onu şimdiye kadar öldürmen gerekiyordu!"

Merakıma yenik düşerek, büyük bir aptallıkla, ses çıkarmamaya çalışarak merdivenlerden aşağıya inmeye başladım.

ONA İNANMA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin