Sana dokunmadan seni nasıl boğabilir? /17\

368 66 191
                                    

Gözlerimi açtığımda bu sefer kendi odamdaydım başımı kaldırıp yatakta doğrulduğumda, kafamın içinin balon gibi olduğunu hissettim. Kısa süre sonra da dün aldığım her şeyin ağzıma gelmesi ile koşarak lavaboya gidip kustum. 

Titreyerek ayağa kalkıp elimi yüzümü yıkadım, yüzüm kar kadar beyaz buz gibi de soğuktu, göz altlarım morarmış dudağımda ise renk kalmamıştı.

Yatağıma yatıp tüm gün sadece uyumak istiyordum, lavabonun kapısını açtığımda yatağımda bir yükseklik görüp korktum ve yavaşça yaklaşıp battaniyeyi yukarı kaldırdım. 

Gördüklerime ise inanamadım yatağımda yarı çıplak halde Beste yatıyordu, korkarak kendi üstüme baktım, üstümde sadece boxer vardı. Yavaş adımlarla geri çekilerek etrafa baktım, her yerde ilaç kutuları ve sigara izmaritleri vardı. Gözlerim dolmuştu etrafta giyecek tişört arıyordum fakat bulamıyordum, pantolonumu giyip hızla odadan dışarı çıktım. 

Koridorun sonuna doğru gidip ağlamamaya çalıştım fakat olmuyordu dün gece neler olmuştu öyle? 

Göz yaşlarımı silip çevreye bakınırken merdivenlerden inen Dolunay'ı gördüm, bu beni bir nebze güvende hissettirse de üstüm çıplaktı ve onun beni bu şekilde görmesini istemiyordum ayağa kalkıp hızla ilerlerken Dolunay bana seslendi.

"Hey! Al şunu." dediğinde arkama dönüp ona baktım, bana kendi kıyafetini fırlattı.

Göz yaşlarım daha da çok akıyordu gülümseyerek ona sırtımı döndüm ve verdiği tişörtü giyip yanına gittim.

"Ben bir hata yaptım."

"Biliyordum dün geceyi, Beste çığlık atıyordu."

Endişe ile geri çekildim ve kaşlarımı çattım,

"Hayır! Bu imkansız! Ben ona dokunmadım!"

Dolunay umursamaz bir şekilde bana baktı,

"Çığlık atıyordu çünkü bana öldüğünü söylemişti. Baktım, sadece uyuyordun sonra benim sana verdiğim tişörtü gösterdi ve seninle seviştiğimizi düşündüğünü söyledi ve iğrenç kokuyorsun"

Hayatımın mahvolduğunun alametleri miydi bunlar? Ellerimi yüzüme koyarak yere oturdum. Daha sonra da kendimi kokladım.

"Ben önüme gelen her şeyi aldım... İçki, sigara, uyuşturucu, hap... Ben öldüm." 

"Onu tanımıyorsun ve ilk günden..." dedi ve bana tuhaf bir şekilde baktı.

Yaşlı gözlerimle ona baktım ve ayağa kalktım,

"Ondan özür dilemeliyim."

O sıra merdivenlerde çarşaflar içindeki Beste'yi gördüm ve umutla Dolunay'a baktım.

"İşte bir şans Dolunay."

O ise anlamsız bir şekilde omuz silkip,

"Ben gidiyorum." dedi, nedenini anlayamamıştım fakat üstüne durmadan Beste'nin yanına gittim.

"Beste... Ben dün sana yaşattırdıklarımdan ötürü özür diliyorum."

O ise çatılı kaşlarla bana bakıyordu, bu beni daha da korkutuyordu.

"Bana kıyafetlerinden ver Rüzgar."

"Anlamadım..."

Sesini yükselterek cevap verdi,

"Dün gece benimkilerin hepsini yırttın!"

"Ne! Hayır! Hayır böyle bir şey yapmadım!"

"Ha yani ben yalan mı söylüyorum?"

Kaçmak İstemiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin