09.01.2018 /2\

928 125 107
                                    

Yetimhanede kaldığım günden bu zamana kadar geçen süre toplam bir yıldı.
Çevremdeki her insan buraya uyum sağlamış halde ve sanki hiç zorluk çekmiyorlar gibiydi.
Yaşım 17 olmuştu bugün doğum günüm idi.
Yanıma bir çocuk geldi, sarı saçlı kısa boylu ve şirin bir suratı vardı.
"Neden hiç konuşmuyorsun?" Dedi.
Gülümsedim ve yüzüne baktım.
"Kiminle?"
"Bilmem herhangi biri ile, buraya geldiğin günden beri hep soğuk davranıyorsun"
Başımı aşağı eğdim ve ayaklarıma baktım.
"Sence de bu normal değil mi?"
"Evet ama bu şekilde zaman geçiremezsin, kaç yaşındasın?"
"Onyedi yaşındayım, peki ya sen?"
"Ben ondört yazın onbeş olacağım, doğum günün ne zaman?"
"Dokuz Ocak"
"Dokuz Ocak mı? Yani bugün!"
"Evet, bugün benim doğum günüm"
"Neden kimseye söylemedin?"
"Ne deseydim? Hey millet bugün benim doğum günüm! Hadi herkes ailesi yüzünden sizi buraya attıklarını unutsun ve party yapsın mı!"
Bu dediklerim onu kızdırmış gözüküyordu, ayağa kalkıp beni itti.
"Serserinin tekisin"
Ayağa kalktım ve hızla yürüyüp giden çocuğa bağırdım.
"Kimse sana sahip çıkmadığı için buradasın! Hiç mi yoktu kimse? Her bayram evine ziyarete gittiğim tüm o akrabalarım! Kimse bana el uzatmadı! Ben kimsesizim!"
Fakat arkasına bile dönmeden yürümeye devam etti, daha önce oturduğum yere yeniden oturdum ve başımı kaşıdım.
Bu benimle ilk konuşmaya çalışan kişi değildi ama en uzun konuştuğum kişiydi.
Akşam yemeği için yemekhaneye doğru ilerlerken yanıma çocukluk arkadaşım geldi.
"Saat 17:30, erken mi yiyeceksin?"
"Evet"
"Planın ne?"
"Planım yok!"
Yanımdan geçen kız durup bana baktı.
"Efendim?"
Şaşırmıştım kıza döndüm kız da en az benim kadar şaşkındı.
"Bana dedin sandım"
"Ah... hayır sana söylemedim"
"Ama koridorda bir tek ben varım"
"Sesli düşünüyordum?"
Aşağılayıcı gözlerle bakıp yürümeye devam etti, ben ise James'e dönüp ona susmasını söyledim.
...
Yemehhaneye vardığımda etraf sessizdi sadece tartıştığım o çocuk ve bir kaç arkadaşı vardı, yemeğimi alıp onlara en uzak masaya geçtim.
Fakat çocuk bana seslendi.
"Hey! Neden buraya gelmiyorsun!"
"Teşekkür ederim! Ben iyiyim"
Çorbayı içmek için kaşığı aldığımda hepsinin kalkıp yanıma geldiğini gördüm, derin bir nefes alıp kaşığı bıraktım.
Çocuk tabağını masama koyup oturdu ve arkadaşlarına dönüp,
"Bugün doğum günü"
Tüm arkadaşları sanki bu inanılmaz bir şeymiş gibi yapmacık tepkiler verdiler.
Aralarından bir kız ismimi sordu.
"Rüzgar, ismim Rüzgar"
"Ah öyle mi? Benim ki de Beste, kaç yaşına girdin?"
"Onyedi"
"Ne! Dalga geçiyorsun! Ben seni onbeş sanıyordum"
"Sen sanırım öylesin"
"Hayır ben onaltı yaşındayım"
Aslında bunu duymak beni mutlu etmişti bana yakın bir yaşı vardı, genel olarak buradakilerin yaşı küçüktü. Konuşmaya başlayınca sohbet daha akıcı bir hâle gelmişti. Bu beni eğlendiriyordu 'taki oraya James gelene kadar.
Oturduğu yerden gözlerimi kaçırıyordum bundan rahatsız olmuşa benziyorlardı ki sürekli birbirlerine baktılar.
Konuşmasını bölüp ayağa kalktım,
"Üzgünüm tuvalete gitmem gerek"
Hızla lavaboya girip kapıyı kilitledim, tam karşımda duruyordu.
"Ne yapıyorsun!"
"Arkadaş mı ediniyorsun Rüzgar?"
"Hayır! Sadece konuşuyordum onlar iyi insanlar"
"Onlara yakınlaşıyor musun Rüzgar?"
"Hayır! James! Benim tek arkadaşım sensin!"
"Onları istiyor musun Rüzgar!"
"James hayır!"
"Rüzgar!"
"Hayır... hayır"
"Rüzgar, Rüzgar, Rüzgar, Rüzgar, Rüzgar, Rüzgar "
"Hayır!"
"Rüzgar, Rüzgar, Rüzgar, Rüzgar"
"Hayır hayır lütfen hayır sus!"
"Rüzgar, Rüzgar! Sen benimsin!"
"Seninim James!"
"Rüzgar!"
"Seninim James... seninim!"
"Rüzgar ne oluyor!"
"Lütfen sus..."
"Rüzgar!"
"Lütfen..."
"Rüzgar! Kendine gel!"
Gözlerimi açtığımda karşımda o çocuk duruyordu, ben ise yerde oturmuş başım dizlerimin arasındaydı.
"Rüzgar burada ne yapıyorsun!"
Ayağa kalkıp çocuğa baktım.
"Ben... hiç..."
"Saçmalıyorsun yeniden! Hiç iyi gözükmüyordun"
"Ha... hayır sadece..."
"Rüzgar, James kim?"
"O... o benim arkadaşım"
"Onunla mı konuşuyordun?" Dedi tek kaşını kaldırarak.
"Evet, onunla konuşuyordum"
"Ama burada kimse yok"
"O burada, ama siz göremiyorsunuz"
"Nasıl? Neden göremiyorum? Hayvan mı? Çok mu küçük?"
"Hayır, o benim beynimde... onun adı James"

Kaçmak İstemiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin