Acı İçindeki Ruh /7\

600 90 411
                                    


Sabahın ilk ışıkları ile gözümü açıp Mert'in kaldığı odaya doğru ilerledim,

"Hey uyan hadi sabah oldu hadi"

Gözlerini yavaşça açıp bana saf bir gülümseme ile baktı.

"Günaydın Rüzgar"

"Evet evet sana da günaydın hadi kalk ve arkadaşını çağır"

"Ne?"

"Bugün arkadaşına o evi araştırmasını söyleyecektin"

"Ah... evet, saat kaç"

"Bilmiyorum... ama güneş doğdu"

Ayağa kalkıp canavarı mavi terliğini giydi ve salona doğru yürüdü, başını yavaş ve uykulu bir şekilde kaldırıp salondaki koca saate baktı, ardından benim suratıma.

"Saati görüyor musun Rüzgar?"

"Eh... evet"

"Saat altıyı dokuz geçiyor"

"Üzgünüm, heyecandan tüm gece gözüme uyku girmedi"

Pis bir sırıtış ile yere baktı,

"Yatağıma gelebilirdin"

Koluna yumruk atıp güldüm,

"Pişman olurdun"

"Olmazdım"

Gülerken onun gülmediğini fark edip şaşkın bakışlarla suratına bakarken koridor güvenliği beni yanına çağırdı, yanına giderken Mert nereye gittiğimi sordu.

"Duymadın mı? oradaki görevli beni çağırdı"

"Ne orada güvenlik yok"

Şaşkınca arkama baktığımda Mert'in dediği gibi koridorda kimse yoktu, başımı yeniden Mert'e çevirdiğimde ise James'in Mert'in arkasında olduğunu görüp iki adım geri çekildim.

Mert korku dolu gözlerle bana bakıp ne olduğunu sordu, fakat bir şey dersem daha da korkacağını düşünüp tek kelime edemedim.

Düşündüğüm gibi olmadı sessizliğim onu daha da korkutmuştu yüzünden bir damla ter aktı, dişlerini sıktı ve yavaşça arkasına doğru döndü.

Daha sonra yeniden bana dönerek bağırmaya başladı.

"Neden beni korkutuyorsun! arkamda biri var sandım"

"Eee şey... üzgünüm... bir anda bir tuhaf oldum"

Yeniden arkasına bakıp kuşkulu bir suratla beni takip et dedi.

...

Eski bir kapıya kadar onu takip ettim,

"Burası neresi?"

"Eski kütüphane"

"Anlıyorum fakat buraya neden geldik?"

"Şu James hakkında"

"Bu konuları konuşmayı sevmiyorum"

"Sevmemen beni çok ilgilendirmiyor Rüzgar bunları araştırmalıyız"

...

Kütüphanenin en tozlu bölgelerine gidip eski kitaplara bakıyordu, ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum, ya da ne aradığını.

Büyük bir kitap getirip önüme koydu, bordo renkte deri kaplamalıydı dini bir kitap olduğu kapağındaki desenlerden belliydi.

İçindekiler kısmına bakıp hızlı bir şekilde yaprakları değiştirdi.

Kaçmak İstemiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin