Barlas /18\

359 64 181
                                    

Öğle arası olduğunda kafeyi kapatıp bir masaya yemek hazırlamaya başladıklarında üstümdeki önlüğü çıkartıp otele doğru ilerledim.

Odamın kapısını açıp içeriye girdiğimde yüksek derecede sigara dumanı ile kaplıydı, öksürüp ellerim ile çevredeki dumanı dağıtmaya çalıştım.

Yatağımda Beste oturmuş bana bakıyordu, elinde sigara kaşları ile çatıktı. Camı açmaya gittiğimde ayağa kalkıp yanıma geldi,

"Nasılsın?"

"İyiyim, sen? Dalgın gözüküyorsun."

"O kızı düşünüyordum, sana çok yakınlaşıyor mu?"

"Dolunay mı? Hayır biz bir kaç gündür tanışıyoruz, çok yakın değiliz."

Bana daha da yaklaşıp kollarını boynumda  birleştirdi,

"Seni çok seviyorum biliyorsun değil mi?"

Telaşlanmaya başlamıştım bu kadar yakın olmak beni rahatsız ediyordu, kollarını kendimden çekip gülümsedim,

"Öyle mi?"

"Ne demek öyle mi? Bilmiyor musun?"

"Beste biz sadece deniyoruz, ikimizde aşık değiliz lütfen birbirimizi tanıyana kadar mesafemizi koruyalım."

"Sen olmayabilirsin! Ama benim duygularımı bilmiyorsun bile!"

Sinirli gözüküyordu montunun alıp sigarasını yere attı ve kapıdan çıktı. Yatağa oturdum ve dediklerini düşündüm, gerçekten beni seviyor olabilir miydi?

Ayağa kalkıp gömleğimi aramaya koyuldum fakat bıraktığım yerde yoktu, çöp kutusuna doğru gittiğimde yırtılmış bir şekilde buldum, bu beni öfkelendirmişti neden böyle bir şey yapmıştı ki?

O sıra kapıdan Beste girdi ve bana baktı,

"Bir şey demek için gelmiştim, ha bu arada onu yırttım çünkü üstünde Dolunay'ın parfüm kokusu vardı, onu onunla aldığını düşündüm."

"O senin arkadaşın! Neden böyle yapıyorsun?"

"Anlamıyor musun! Seni kıskanıyorum! Hem de herkesten! Görüşürüz Rüzgar!"

...

Otele geri döndüğümde başım eğikti, herkes yemeğini yemiş bana da bir kapta patates bırakmışlardı. Su abla masayı işaret ederek konuştu,

"On dakika kaldı hadi hızlıca ye yemeğini, bu arada gömleğine ne oldu bulamadın mı?"

"Haftalığımı alana kadar gömlek giymesem sorun olur mu?"

Dolunay gözünü devirerek Su ablaya baktı,

"Bence onu kovmalısın Su abla."

Su abla gülerek yanıt verdi,

"O kadar kolay olsaydı ikinizi de kovardım gençler, çok kaytarıyorsunuz."

Dolunay bana bakarak,

"Onun yüzünden."

Güldüm ve yemeğimi yerken ona baktım.

"Umarım seni kovdururum."

"Senden nefret ediyorum." Dedi ve mutfağa girdi.

Ardından gülerek Su ablaya baktım o da gülüyordu, yemeğim bittikten sonra mutfağa girdim Dolunay oradaydı,

"Ah! Üzgünüm karşınıza çıktım Doluş hazretleri..."

"Niye benimle uğraşıyorsun sonra Beste'ciğin gelir ve bizim seviştiğimizi zanneder."

Kaçmak İstemiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin