Buğra, Dolunay'a doğru koştuğunda içimde farklı bir his oluşmuştu aksi takdirde Beste'yi özlediğimi fark ettim.
Şaşkınca bize bakan kızlara açıklamayı da Buğra yaptı,
"Selam kızlar! Sanırım az önce birini öldürdük."
Dolunay şaşkınca Buğra'ya döndü,
"Buğra?"
"Ah canım benim sen de beni gördüğüne sevindin değil mi?"
"Aşırı sevindim ya."
Onları seyrederken Beste utangaç bir halde yanıma geldi ve ellerini bana doğru uzattı,
"Sen de beni özledin değil mi sevgilim..."
Hafifçe gülümseyerek elini tuttum,
"Bana sevgilim hitabı ile seslenme..."
"Ama... Sen benim sevgilimdin."
"Evet... O sadece bir hataydı."
Dolunay'ın bize baktığını fark ettiğimde tuttuğum eli bırakıp yere baktım, tüm o hatıralarımız ve beni öpmesi aklıma geldi ve bu utanmamı sağladı.
"Merhaba Dolunay..."
"Merhaba Rüzgar."
"Burada ne işiniz var?"
"Sen öyle gidince seni aramaya başladım ve Beste'yi de çağırdım."
Dolunay'ı gördüğüm için sevinmiştim ama dedikleri beni düşündürdü, onunla en son görüşmemizde ki üstünden çok geçmedi, Beste'den nefret ettiğimi biliyordu. Bunu bile bile Beste'yi de getirmesi neden?
Yanına yaklaşıp gülümsedim,
"Endişelendirdiğim için kusuruma bakmayın ama çözmem gereken bir durum var. Sylwia'yı kaybettim."
Sinirli bir şekilde gözlerime bakıp sertçe çıkıştı,
"Bunu söyleyebilirdin!"
"Ne? Gerçekten buna gerek var mı? Neden gitmiş olabilirim sence?"
"O aptal James seni parmağında oynatıyor."
Dedikleri Maske'yi uyandırıyordu ona susmasını söylediğimde ise Beste yanımıza geldi,
"James mi o kim ya?"
Dolunay öfkesini kontrol edemiyordu, Beste'ye de çıkışmaya başladı,
"Her şeyi burnuna sokma sen de!"
"Ne diyorsun ya sen! Bi sakin ol."
"Kendi aramızda ola bir şey ve sen nedense her boku merak ediyorsun!"
Ne yazık ki olaya Buğra da dahil olmuştu ikisinin arasına geçip Dolunay'a döndü,
"Ne demek aranızda! Aranızda bir şey mi var sizin! Onda benden daha fazla ne var lan!"
Beste kaşlarını kaldırarak Buğra'ya döndü ve güldü,
"Affedersin ama sana ne bundan?"
"Ne demek sana ne? O beni seviyor! Sadece henüz farkında değil."
Tüm bu kargaşa gitmem için iyi bir fırsata benziyordu yavaş adımlarla ilerlemeye başladım.
Dolunay ikisini kaşları çatık bir halde dinlerken gidişimi fark edip kolumdan tuttu,
"Hiç bir yere gidemezsin."
Elimi Dolunay'ın yanağına koyup gülümsedim,
"Hiç vaktim yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçmak İstemiyorum
Mystery / Thriller-İKHAR- Nepenthe serisinin ikinci kitabı. Şizofreni hastası bir çocuğun hikayesi