Haplar /11\

555 86 286
                                    

Kafeye girdiğimde açıkçası içimde bir korku vardı, acaba kovulacak mıydım? Yada o adam sürekli gelip bu tür davranışlarını sürdürecek miydi?

Su abla her zaman ki gibi barmenlik yapıyordu Dolunay üstüne önlük giyince benim de giymem gerektiğini anlayıp içeri geçtim ve önlük aradım.

Patron yanıma geldi ve gülümseyerek konuştu,

"Nasılsın Rüzgar?"

"Merhaba efendim, iyiyim siz?"

"Dün için üzgünüm, yaşlı dostumuz biraz, bilirsin sorunları var, en yakın arkadaşı ile ilgili."

"Bana onun gibi koktuğumu söyledi."

"Evet bu benim de dikkatimi çekti...Sen onu dert etme Rüzgar, istersen o geldiğinde mutfakta dur."

"Teşekkür ederim efendim."

"Ne demek, sen de artık aileden bir üyesin."

Bunu derken biraz ciddiydi ve beni korkutmuştu gülümseyerek başımı salladım.

"Bu arada artık beyaz gömlek ve papyon takmanı istiyorum buranın kuralları böyle, Dolunay bir haftadır giyemiyor birlikte gidin hazır giymişken ona da yenisini alırsınız"

"Tabii efendim fakat hiç param yok."

"Sen orasını düşünme ben Dolunay'a yeterli parayı biraz önce verdim, hızlı gelin oyalanmayın."

Patron ile birlikte mutfaktan çıktığımda Dolunay'ın çoktan hazır olduğunu ve sandalyede oturarak beni beklediğini gördüm.

Beni gördüğünde sıkılmış bir şekilde suratıma baktı,

"Sonunda gelebildin."

...

O önde ben de arkadan yürüyüp onu takip ediyordum,

"Nereye gidiyoruz?"

"Sence nereye gidiyoruz?"

"Ben çocukken ailem ile birlikte hep AVM ye giderdik orada bir sürü marka vardı, yıllar geçti gitmeyeli artık markaları bile unuttum"

Arkasına döndü ve duygusal şekilde suratıma baktı,

"Kıyafetleri aldıktan sonra dolaşırız eğer senin için de uygunsa"

"Çok isterdim fakat patron oyalanmayın dedi"

"Konuşurum onunla pek işte yok zaten"

"Emin misin işimin ikinci günündeyim, beni de sevmemiştin zaten kovdurma beni"

"Kovulmazsın hadi ama biraz güven"

"Pekii" dedim ve adımlarımı biraz daha hızlandırıp yanına geçtim,

"Nereden giyiniyorsun?"

Fakat cevabı alamadan başım dönmeye başlamıştı çevreye bakınırken eski evimizi gördüm,

ne? Ben bu kadar yakın mıydım? Başım döndükçe daha da dönüyordu.

Dizlerimin üzerine düşüp bağırmaya başlıyordum neler olduğu konusunda en ufak bilgim yoktu, tek istediğim koşmaktı, koşmak daha da uzaklara. Ayaklarımın beni götürebileceğinden daha da uzaklara, çevreye çarparak bu lanet şeyi durdurmaya çalışırken bir mağazanın camına çarptım, başımı tutup dengemi sağlamaya çalışırken yansımada ki halimin bana benzemediğini gördüm.

Sanki daha iri daha sarışın ve daha yakışıklıydım, gözlerim yavaşça griye dönüyordu ve çevresinde çizgiler oluşuyordu.

Korkuyordum çevremdeki insanların bana baktıklarını görebiliyordum ve Dolunay'ın bana yaklaştığını da fakat kendimde olmadan ona da bağırıp koşmaya başladım, nereye gidiyorum?

Kaçmak İstemiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin