Defter /26\

280 52 98
                                    

Kayıp giden kar tanelerinin altında yürürken düşünüyordum, şuan kimim? Sevgilim kurtar beni diye bağıran çığlıkları duymak benim için zor değildi. Her yerde onun sessini duyuyordum, James buralarda bir yerlerdeydi. Ama bedenimdeki o değildi.

Onu bulmak için yaşamaya devam edecektim, peki ya bulduğumda? Canlı biri nasıl bir ruhu görebilir? Bulduğumda onu öldürmem mi gerekiyor?

Artık geride gerçeklik algısı da kalmamıştı, her yerde Sylwia vardı onu görüyordum fakat ne zaman dokunsam bayılıyor ve uyandığımda kendimi başka bir yerde ve boyut olarak başka zamanda buluyordum.

Onun gerçek olmadığını da biliyordum, aynı zamanda geçmişteyim ve eğer Sylwia'ya dokunursam bir şeyleri kaçırıp daha ileri gideceğim.

Şuan elinden tuttuğu kızı ile bir yere gidiyor ve ben de arkalarından ikisini takip ediyorum.

"Sylwia acaba insanlar neden..."

"Damla... Lütfen bana anne der misin?"

"Ah... Özür dilerim..."

"Bak... Biliyorum bu sana zor gelebilir... Ama biz artık bir aileyiz."

"Bu seni incitti mi? Anne."

"Şey... Sanırım evet incitti."

"Hitap kelimelerinin yanlış kullanılması insanları incitiyor demek... Bunu aklımda tutacağım, anne."

"İnsan psikolojisi üstünde düşünmek seni mutlu ediyor gibi gözüküyor Damla."

"Şey evet... Öyle de denebilir... Ama hepsini aklımda tutmak biraz zor."

"Hmm belki de buna ihtiyacın yoktur."

"Ne demek bu?"

"Hadi sana bir defter alalım."

"Ne! Ciddi misin! Teşekkür ederim anne! Teşekkür ederim!"

"Rica ederim Damla hadi gel şurada bir kırtasiye var."

Hmm demek insan psikolojisi ile uğraşmayı seviyor, bu ilginç bir hobi doğrusu ama bu tür ince ayrıntılara ayıracak zamanım da yok hızlı bir şekilde ilerlemem gerekiyor.

Kırtasiyeye girip peşlerinden ilerledim, fakat Sylwia'yı bulamıyordum. Yanıma bir çalışan gelip ne istediğimi sorduğunda ona kısık gözlerle baktım.

"Birine bakıyordum, yardımınıza ihtiyacım yok."

"Ama... Efendim dükkanı biraz önce açtık içeride kimse yok."

Gülümseyerek ona baktım ve ilerlemeye devam ettim.

Damla aşağı eğilmiş ajandalara bakıyordu, ona doğru yaklaştım. Kendi kendine konuşuyordu.

"Haaaa burada ne de çok defter var böyle! Hepsi çok güzel gözüküyor!!"

Eline siyah  bir ajanda alıp çıkartmalara doğru koştu, şaşkındım ben de onu takip ettim. Belki beni Sylwia'ya götürebilirdi.

Fakat yanılmıştım tek başına çıkartmalara bakmaya devam ediyordu, tam arkamı dönüp onu yalnız başıma armaya devam edecektim ki Damlanın eline bir çıkartma aldığını gördüm. Neden bilmiyorum fakat bu çıkartma bana çok tanıdık gelmişti. Üstünde gemi çapası olan bir ajanda, nerede görmüştüm bunu? Damla'ya daha da yaklaşırken arkamdan gelen Sylwia'ya yanlışlıkla dokunup bayıldım. 

Lanet olsun, kaçırdım.

Kaçmak İstemiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin