şeytanın yara izi

395 38 106
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

¥

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

¥

aynı noktalarımdan vurulmuş gibi hissediyordum. kapandığına emin olduğum yaralarımın kabukları cımbızla sökülmüş kanını dışarı taşıyordu. boğucu atmosferden nasıl kendimi dışarı attığımı hatırlamıyordum. bunun yanı sıra gri' yi de yanımda sürüklediğimin çok sonra farkına varmıştım.

VOGEL' in ara sokakları arasına karışırken ikimizde oldukça sessizdik. kafamın içindeki kargaşadan bihaber ilerleyen yanımdaki minik adımlar, parmaklarıma dolanan zarif ince parmaklar ve sürekli üzerimde hissettiğim bir çift sahiplenici göz eşliğinde ilerliyordum.

ne yapacağını şaşırmışlık hali vardı üzerimde. planlarımın dışına çıkıyor, bocalıyordum.

aslında kafamda yarattığım adam değildim.

sandığım kadar güçlü olmadığımı o kadının sağlıklı bir şekilde karşımda dikilmesiyle kavramıştım. şimdi ne olacaktı? yakınlarda olduğumu biliyordu artık. planı hangi aşamaya geçirmeliydim? kendimi nasıl toparlamalıydım? hiçbirine cevap bulamıyordum.

yıkılmayacağıma o kadar emindim ki, yıkımın ta kendisi olduğuma çok güzel inandırmıştım kendimi. içim dışım yalancı bir benlikle dolmuştu.

ben artık kendime bile yalancıydım.

VOGEL' den oldukça uzaklaşmış, birkaç sene önce kapatılan hastanenin önüne kadar yürümüştük. kabanımdan içeri sızan soğuğu hissetmiyordum. kıpkırmızı kesilen ellerimize gözlerimi hiç indirmedim. güzelliğe kalmayan inancımla onu da görmek istemiyordum.

fakat gri elimi geri çekip adımlarımı durdurduğunda karşı koymadım. ben durunca sırtımın arkasından sıyrılıp önüme geçti. parmak uçları belli belirsiz tuttuğu elimin üstünü okşuyordu.

o kadar üşümüştü ki burnu kızarmış, yanaklarının üzeri al al olmuştu. gecenin başında özenle havaya diktiği saçları ise benim ve rüzgarın etkisiyle iyice dağılmıştı.

ciğerimi parçalayan kısa bir soluk çektim içime. çok güzeldi. sikeyim, o kadar güzeldi ki evrene yakıştıramıyordum bu simayı.

rüzgar yüzünden sık sık kırpıştırdığı kirpiklerinden öpmek istiyordum. bana her şeyi unutturamaz mıydı? bana kendini unutturamaz mıydı?

weakened. jackbum✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin