¥
-jaebum-
gece yarısı kollarımın arasına aldığım bedenle sabahına uyanamamış olmak bok gibi hissettirmişti. gri'nin nereye kaybolduğunu bilmiyordum, kısa bir işim var mesajı bırakıp gitmişti.
hoseok ve yoongi' nin küçük tezgahın ardında bir şeyler hazırlamasının sesiyle uyanmıştım. onlar ne kadar sessiz olmaya çalışırlarsa çalışsınlar uyanmıştım işte.
boynumu kütletip yataktan çıktım. üzerime gömleğimi tekrar giymek yerine gri' nin gitmeden önce çıkarttığı tişörtü geçirdim. tenimin üstüne örtülen menekşe kokusu bedenimi mayıştırmıştı. gri' nin uyumadan önceki hıçkırıkları kulaklarımda yankılanır gibi oldu.
saçlarımı karıştırıp hoseokları es geçerek banyoya yöneldim. elimi yüzümü yıkayıp ihtiyacımı giderdikten sonra ayaklarımı sürüyerek ön tarafa geri dönmüş ve bar taburelerinden birine külçe gibi oturmuştum.
kokuşmuş bedenimi ilk fark eden min yoongi oldu. elinde çırptığı yumurta kasesini titretmeyi bırakarak tebessüm etti.
"günaydın." başımı sallayıp kabalık etmemek adına ona aynı şekilde karşılık verdim.
hoseok yaslandığım tezgahın üzerine salata tabağını bırakırken koyu göz altlarıma bakmış ve yüzünü buruşturarak "bok gibi görünüyorsun." demişti.
omzumu silktim. kuru dudaklarımın üzerini dişlerken içime öküz misali oturan gri' yi düşünmeyi bir saniye olsun kesmeyi denedim, başaramadım.
"koltukları neden birleştirdin, önceden tekine gayet rahat sığıyordun?" hoseok' un salonun ortasında hala birleşik duran koltuklardaki gözünü takip ettim. başımızın izi çıkmış olan yastık tam ortada çaprazca duruyordu.
"gece yanımda gri de vardı." mırıldanmalarım bana bile ulaşamamışken jung hoseok duymuş ve hayretle gözlerini irileştirmişti.
"hassiktir ya, yine tanışamadım desene!" min yoongi' nin keskin gözleri arkadaşıma dönse de hoseok bunun farkında bile değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
weakened. jackbum✔
Fanfictionkalbime sızmak için an kolluyor, karanlığımla sevişmek için can atıyordu. gri, hiç olmadığı kadar bulanık ve tutkuyla harmanlanmıştı.