belki haklıydın, seni öptüğümden...ruhum düğüm düğümken

300 34 80
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

¥

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

¥

jackson

ım jaebum' u sevmek, ım jaebum' u hissetmek, ım jaebum' u koşulsuzca doya doya öpebilmek... bunların hepsi çok fazlaydı.

daima azla yetinmeye alışık olan bünyeme yüklenen sevgi çok fazlaydı.

evet onu seviyordum ve yine evet ım jaebum' un dokunuşlarına tapıyordum.

fakat içimde çağlayanlar yaratan öyle hisler vardı ki açıklamak için kendimi yetiremiyordum. gözlerime iliklediği sıcacık koyu hareleri sanki galaksileri o küçük kürelerinin içinde toplamış gibi parlıyordu.

jaebum gülüşüme gülümsüyordu, kokumu içine çekerek uyuyor; ellerini üzerimden bir an olsun ayırmak istemiyordu. sevgisi direkt diline dökülmüyordu belki ama dolandırdığı kelimeler en süslü haliyle kalbime işliyordu.

çok seviyordum.

kaçtığımız şeylerin ne olduğunu bilmeden sıkıca tuttuğum elini ve o eli öpmekten hırpalanmış dudaklarımı umursamayacak kadar çok seviyordum.

şimdi ise dizine oturmuş olan kwang'ın sırtını okşarken uzun siyah saçları arasından yüzüme tırmanan iç gıdıklayıcı bakışlarına karşılık veriyordum. buğdaya çalan teninin üzerinde benim tişörtlerimden biri vardı, tıpkı onun büyük siyah tişörtünün üzerimde olması gibi. takas işini sevmiştik, birbirimizin kokusunu tüketmek en büyük hobimiz oluvermişti.

huzurla iç çekip elma çayından büyük bir yudum aldım. mingi' nin ailesi yurt dışı seyahatine çıktıkları için evde değillerdi. onun dışında bir ablası ve kwang' la da yaşıt olan bir kardeşi vardı. mingi' nin ikinci kopyası diye bahsetmişti jaebum eve girmeden önce. sahidende öyleydi, kapıyı mingi' nin küçük figüranı açmış gibi hissetmiştik. ardından gelen kwang ise jaebum' u görünce gözlerini doldurmuş ve kollarını kavuşturarak küskünce salona geri dönmüştü.

jaebum yemek sırasında zar zor almıştı gönlünü de şimdi sarmaş dolaş oturabiliyorlardı.

bir süre sonra kwang evin diğer küçüğü hangbin tarafından oyun için çağırıldığında küçük olan jaebum'un yanaklarını kocaman öpüp kucağından inmişti. odadan çıkmadan hemen önce de bana el sallamış ve kıvırcık saçlarını havalandırarak koşmuştu.

weakened. jackbum✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin