《XII》

1.4K 109 4
                                    

İnsanın dışarıya karşı hep gümbür gümbür olup da içine sessiz kalması neye delaletti? Zira Kadir'in bir süredir sürekli baş ettiği bir şeydi bu. Bir durgunluk sarıyordu etrafını yalnız kaldığında. Evet, şu an yalnızdı. Eski bir tahta parçasına oturmuş ve sırtını da soğuk duvara yaslamıştı. Gece boyunca yaptığı gibi, önündeki parmaklıkları izliyordu. Deli gibi uyumak istemiş ama gözlerini yummaktan öteye gidememişti.
Bazen üşüyordu, dişleri titreyecek kadar. Sonbaharın en keskin geçtiği günlere denk gelmişti bu nezarete tıkılma talihsizliği ama sanki dışarıdan bile soğuktu bulunduğu yer.

Neyseki polislerden biri eski komşularıydı da, bir ihtiyacı olduğunda terslenmiyordu. Kadir'i bu halde görünce şaşırmıştı o da tüm mahalleli gibi. Çünkü Kadir onların gözünde etliye sütlüye bulaşmayan kendi halinde bir gençti. Diğer yaşıtlarıyla pek takılmaz, insanlarla çok muhatap olmazdı. Sadece çalışırdı. Onu her yerde çalışırken görebilirlerdi. Bir gün elektirikçide, diğer gün balık pazarında, kafede, inşaatta... Alın teriyle para kovalayan hırslı bir çocuktu Kadir sadece onlar için.

Şimdi düştüğü hal delikanlıyı bile utandırıyordu. Millet'in gözündeki efendi çocuk imajını bir yerlerine taktığından değil. Ailesi ve özelinin insanlara laf malzemesi olmasından çekiniyor, onları mağdur etmekten utanıyordu.
Kendi için daha çok endişeleniyordu. Çünkü bulaştığı herif büyük ihtimalle ondan şikayetçi olacaktı ve yiyeceği ceza ne olusa olsun, Kadir için büyük sıkıntı yaratacaktı.

Bu dört duvar arasında daha ne kadar kalacağını bile bilmiyordu. Ailesinin olanlardan çoktan haberi olduğunu tahmin ediyordu. Eve mahalledeki dedikodu dalgasının, polislerin aramalarından daha önce vardığına emindi hatta. Umuyordu ki hiçbir şey yapmadan öylece beklerlerdi. Zira yanlarında olma ihtimali olan kadının gelip de onu çıkarmasını falan istemiyordu. Burada günlerce kalmayı yeğlerdi teyzesinin yüzünü böyle bir zamanda görmektense.

Fatih'e de gelmez gözüyle bakıyordu baştan beridir. Patronun baskısından, yerinden kıpırdayamadığına emindi onun da. Ne de olsa arkadaşının yalakalık yaptığı insanları düşman edinmişti. Fatih'in yanında olacağını düşünmüş olmasıyla bile baştan hata yapmıştı genç oğlan. Aklı başına gelmişti yeterince. Kimseden gram medet ummazdı bu saatten sonra.

Elindeki tam zamanlı, tek sağlam işi de yalan olacaktı. Artık ne ona iş ne de aş verirdi patronu olacak adam. Yakınlarını da fişekler, onlara da verdirtmezdi. İnsanların önüne çıkmak bu kadar kolaydı onlar için işte. Düşman kazanmak, dost kazanmaktan çok daha zahmetsizdi.

Ek iş olarak idare ettiği, bara ve kafeye de birkaç gün daha gitmezse yerine eleman bulurlardı. Böylece Kadir de işsiz kalıp, adam dövdüğüyle kalacaktı. Her şeyden öte, böyle giderse teyzesine de boyun eğmesi gerekecekti. Çünkü parayı veren düdüğü hep çalardı.

Korkuyordu bir nevi kontrolü elden kaybetmekten. Ailesinin üzerinde oluşturduğu otoriteyi sarsmaktan, onları başkasına muhtaç etmekten... Kendini kaybetmekten korkuyordu. Artık eskisi gibi mantığıyla değil duygularıyla hareket ediyordu ve hissettiği duygu da genel olarak hep öfke oluyordu.

Buradan çıkmak istiyordu. Şu an aklını fikrini doldurup taşıran tek arzu buydu. Daha iyisini yapabilirdi. Daha iyi bir iş bulabilir, hatta daha çok çalışabilirdi. Burada öylece oturmak onu boğuyor ve çok çaresiz hissettiriyordu. Bu his midesini bulandırıyor, ellerini donduruyor, içiniyse cayır cayır yakıyordu. Kuru kuruya aldığı soluklar boğazına takılıp dururken beklenmedik adım sesleri çarptı kulaklarına.

"Kadir Onuk."

Adını duyar duymaz ayaklandı. Ansızın bir beklenti içinde, gelen polis memuruna baktı.

Beyaz Yakalı 《B×B》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin