İnsanın ve ışığın hiçe yakın olduğu bir sessizlikte, üstüne bir de arabasının arka koltuğunda, kırk takla atarak ikna ettiği bu oğlanla sevişeceğini biri ona söylese muhtemelen o kişiyi dava ederdi Önder. Fakat gelin görün ki, bir yandan yanındaki sarışın bedeni pantolonunun üzerinden okşuyor ve bir yandan da onu öpüyordu. Bu sırada ihtimaller ya da olasılıklar saçmalığı rastgele hayat akışına karışıyor ve yok oluyordu. Hala nedenine kılıf bulamadığı bir şekilde ise, bu durumu bir an olsun yadırgamıyor, sorgulamıyordu.
Dudakları ritmik bir hızda hareket ederken, üzerinde dolaşan parmaklar ceketini çıkardı önce. Sonra da gömleğinin düğmelerini açmaya başladı. Kısa bir süre sonra üzerindeki gömleğini de omuzlarından aşağıya bırakmış ve çıplak kalan kısımları okşamaya koyulmuştu sarışın. Bu aceleciliğine yabancı değildi Önder. Rahatsız da sayılmazdı. Aksine onun bu hareketliliğiyle kendini ikinci kez heyecanlanır bir halde buluyordu.
Önder elinin altında sertleşen aleti daha sıkı kavradıkça sarışının kalçası hareket ediyor ve ufak iniltileri duyuluyordu. Bunu bir adım daha ileri taşımak ister gibi sarışın oğlanı omuzundan geriye itip üzerine çıktı. Kadir ise bu değişiklik nedeniyle, panik içinde dudaklarından ayrılmıştı. Yüzünü neredeyse kör karanlık yüzünden görmese de yalnış anladığını biliyordu. O yüzden altındaki bedenin tişörtünü yukarıya sıyırırken kulağına yaklaştı ve dudaklarını bastırdı hafifçe.
"Korkma. Sen istemedikçe bir şey yapmam."
Kadir hafif alayla kulağına vuran sese gıcık oldu, fakat daha çenesini açmaya vakit bulamadan tişörtü çıkarılmış ve dudaklarının üstü yine doldurulmuştu.
Önder hafif araladığı bacakların arasına girip kendini sertleşmeye yüz tutmuş organa bastırınca, sarışın beden öpüşmeden kopup başını arkaya attı.
Boşta kalan dudaklarını, hizasındaki çeneye dokundurdu bu sefer Önder. Altındaki genç oğlanın ise tetikte olduğu ve yerlerini değiştirmek için zaman kolladığından adı kadar emindi. Ona bu fırsatı vermemek için ince ince işledi dudaklarını gencin tenine. Burnunu sürterek ulaştığı boynu emdi ve ufak ufak ısırdı. Bu sırada hala ona yavaşca sürtünmesi yüzünden o da sertleşmişti. İkisi de bu arsız temaslar yüzünden nefesleriyle baş edemez hale gelmişlerdi.Dudaklarını yeniden ıslak ve yarı aralık ağıza yasladığında, kalçalarına dolanan parmakları hissetti bu sefer üstteki beden. Bu hatırı sayılır mesajı umursamamaya çalıştı ama aynı eller pantolonunu aşağı sıyırarak çıplak tenle temas kurma hevesindeydi. Şu an için ne yapacağını bilemiyordu genç adam. Zira ne devam etmeden olurdu, ne de diğer türlüsü. Fakat bu gece onun planı da, kendi istediği de olmayacaktı. Bundan emindi.
Kendini aşağıya kaydırarak dudaklarını sarışının göğüs uçlarına yönlendirdi. Dilini belli belirtisiz sürttü hassas noktalarına. Kalçalarından saçlarına çıkan ellerle daha da aşağıya kaydı.
Hızlı nefesler ve hareket eden dudaklar karın çizgisi üzerinden sıyrılırken Kadir nefesini tutmuştu. O da bu işin devamını kestiremiyordu ama şu an için durmayı hiç istemeyen taraftı.Pantolonun düğmesi açılıp biraz aşağı çekildiğinde, iç çamaşırı üzerinden hissettiği dudaklarla titredi. Elinde olmadan belli belirsiz mırıltıları derin iniltilere yerini bırakmıştı. Baksırı da sıyrıldığında çoktan ıslak öpücüklerle bizzat temas halindeydi. Kasıkları karıncalanıyor ve nefes sesi daha duyulur bir hale geliyordu. Kendisi için uzun sayılabilecek bir zamandır uzaktı cinselliğe. Bugün böylesine hassas olmasını buna bağlıyordu kendince.
Önder ise kulağına ilişen inlemelerle gülmemek için zor tutuyordu kendini. Onun bu kadar ses çıkaracağını ya da böylesine tatlı olabileceğini düşünmemişti. Agresif sarışının bu sakin ve hassas haline bağımlı olabilirdi.