Merhaba, öncelikle hepimize bu zor günlerde sabır ve sağlık diliyorum. Lütfen imkanı olanlar evlerinde kalsın, bu basit bir Amerikan filmi değil maalesef. Hiçbir şey de filmlerde olduğu gibi de değil.
Bölümü bu kadar geç yüklemememin sebebi de öncelikle geçen haftalarda çok kötü hastalanmamdı. Gerçekten hayatımda bu kadar ciddi rahatsızlanmamıştım. İlaç alerjim çıktığı için bu kadar sorun yaşadım. Sonrasında toparlandım ancak bu kez de bu coronavirüs durumu ortaya çıkınca takdir edersiniz ki kendimi ve ailemi düşündüm hep. Bölümle ilgilenecek vaktim olamadı maalesef. Üstelik işe de gidiyorum hala bu yüzden endişeliyim de. Bölümü yazmak için de anca vakit bulabildim. Onun için de kusura bakmayın lütfen ama ben de sizler gibi durumu atlatmaya çalışıyorum. Anlayışlı olacağınızı umuyorum.
DİĞER YB DE HAFTAYA ÇARŞAMBA gelecek inşallah.
Keyifli okumalar! 💖
*-*-*-*
BİRKAÇ HAFTA SONRA..
İnsanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve dolayısıyla şüpheci olmayı öğrenir. Bu olduğunda, artık ne yazık ki çok geçtir. İnsanların "tecrübe" dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kaybetmiş bir insana tecrübeli denir.
Doruk da hayatında en son sınanmak isteyeceği bu konuda tecrübe kazanmıştı. Ancak o kalbiyle olan bağlantısını kaybetmeyi yalnızca somut olarak değil, her anlamda kaybetmişti. Ve bu maalesef olacaklar için henüz ufak bir başlangıç sayılırdı, anlıyordu..
*-*-*-*-*
GÜNÜMÜZ:
Naz bu sabah yatağından o kadar mutlu kalkmıştı ki sevmenin böyle güzel hissettirdiğine inanamazdı. Dün geceden beri kanatları çıktığına yemin edebilirdi o kadar ayakları yerden kesilmişti çünkü. Yatağında yatarken de yüzünde tatlı bir tebessüm olduğunu biliyordu. O ne yapıyordu acaba? Uyanmış mıydı, saat kaçtı?
Sol tarafına dönerek komodinin üzerinde duran telefonuna uzandı. Saat henüz yedi buçuktu. Bu kadar erken uyanmaya ne gerek vardı hiç bilmiyordu ve bu huyunu da kolay kolay yenemeyeceğini de biliyordu. Onu arasa mıydı ya da belki de günaydın diye yazardı. WatsApp'a girdi. En son kaçta çevrim içi olduğuna baktı. On ikiye on kala.. Güzel diye düşündü. Ancak o sırada yüzündeki gülümsemeyi kaçıran bir şey oldu. Telefon bir an da çalarken onu da irkiltmişti. Arayanın Doruk olması ise onu o moddan doğrudan uzaklaştırmıştı.
"Günaydın, uyandırmadım umarım."
"Hayır, az önce uyandım."
"Nasılsın?"
"Biraz tuhaf. Yani, bilirsin buna alışmak biraz zor."
"Neye?"
"Söyletme işte."
"Duymak hoşuma gidecek ama."
Sesindeki gülümsemeyi alabiliyordu Naz da. O da gülüyordu şimdi. "Tamam." diye pes etti. "Birlikte olduğumuza inanmak hala güç. Çocukluktan beri çok yakındık ama böyle değil. Bu çok farklı. Alışmaya çalışıyorum. "
"Güzel olacak, çok kısa bir süre de nelere alıştın. Buna da alışırsın bence." derken ki sesindeki hınzır tonu Naz da almıştı elbet. Sırıttı ancak sesini çıkarmadı. Bir parça utanmıştı çünkü.
"Birlikte kahvaltı yapalım mı?" diye teklif geldi bu kez Doruk'tan o ses çıkarmayınca.
"Bunu çok isterdim ama Nehir gece mesaj atmış, sabah birlikte olacakmışız. Öğle yemeğine ne dersin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dost Ateşi
Romance(FİNAL YAPILDI)"Bazı ilişkilere arkadaşlık az gelir, aşk çok fazla.." Bir kadın ve bir adam.. Onları çocukken buluşturan hayata beraber adım atmış, tüm zorluklara birlikte göğüs germiş iki arkadaş.. Naz ve Doruk, hayatlarının hiçbir döneminde...