Yaralar Derin

6.3K 403 181
                                    

Canlarım bir günlük gecikme için üzgünüm ama şahane bir bölüm oldu.  22 sayfa! Bence çok beğeneceksiniz, OYlarınızı bekliyorum. Finale 1 bölüm kaldı. 

DİĞER YB Haftaya Cumartesi! Keyifli okumalar. : ) 

💕💕💕💕💕💕

      Ölüm çok garip bir duyguydu. Hayatın sonu. Ya da bazıları için sonun başlangıcı. İnananlar için. O inanıyor muydu bilmiyordu ama umarım inananlardandı. Çünkü cezasını orada çekmesini istiyordu Naz. Aslında ölen birine düşmanlık besleyemezdi, Hakan'ın ölümüne sevinmemiş, bir parça üzülmüştü bile. Hatta bir açıdan kendini suçlu bile hissedebilirdi. Ercan Atay'la kendisi yüzünden tanışmıştı. Ancak bu da kendine haksızlık etmek oluyordu. Hakan'ın yaptıkları onu bağlardı, hataları onun eseriydi, Naz'ın değil. 

"Nasıl olmuş bu?" diye sordu ifadesizce ona bakan sevgilisine. Annesi de şok olmuş vaziyette duruyor sesi soluğu çıkmıyordu. 

"Detayları bilmiyorum. "

"Anladım. "

"Ne diyeceğimi bilemedim. " dedi annesi de. Kadıncağız cidden çok şaşırmıştı. Hakan'ı birkaç kere görmüştü kızıyla birlikteyken. Aslında başta efendi bir çocuk gibi gelse de sonrasında kızını üzdüğü ve en sonunda da kaçırılmasına yardım ettiği için ona çok kızıyordu ama kim bir insanın ölmesini isterdi ki? Kızgındı ama üzgündü de. 

"Nerede yakalamışlar?"

"Şehir dışında bir evde. " diye cevapladı sevgilisini Doruk. Açıkçası o da ne diyeceğini bilemiyordu. Ercan Atay'ın yakalanacağını biliyordu zaten fakat Hakan'ın ölümü onu da şaşırtmıştı. Dahası Naz'ın bu durumla ilgili ne düşündüğüydü. Onun yüzünü okumaya çalıştı, tahmin ettiği gibi düşünceli ve bir açıdan üzgündü. Aslında üzülmek yerine kızgın olmasını dilerdi ancak onun huyunu da biliyordu. Allah bilir kendini bile bir açıdan suçluyordu. Bu onu kızdırdı. Annesi yanında diye bir şey de soramıyordu ama kendini o herif için üzmesini ya da suçlamasını istemiyordu. 

"Ailesini düşünemiyorum. Ben kaç günde öldüm öldüm dirildim. Allah korusun."

Doruk içinden evet onun yüzünden diye geçirse de o herif için bir şey düşünmeyecekti. Yerine otursa da ceketini giyip ayaklanması bir oldu. Burada kalamazdı.

"Nereye?"

"Karakola gideceğim."

"Gitmesen olmaz mı?" diye sordu Naz da. Açıkçası gitmesini hiç istemiyordu, Ercan Atay'la karşılaşmak onu çıldırtacaktı çünkü fakat bir açıdan da onu anlıyordu. Yine de yalnız kalmak istemiyordu işte. Biraz bencilce bir fikirdi bu evet ama onu tam yanında istiyordu. Şu an duyguları karışıktı. 

"Tamam."

Aslında gitmek istiyordu ancak Naz'ın ona ihtiyacı olduğunu da biliyordu. Şu an hiçbir şey ondan önemli değildi. Ölmüş bir adam onu pek ala bekleyebilirdi, diğer şerefsizden bahsetmiyordu bile. Yine de içinde bir merak vardı. Dün babasıyla konuştuktan sonra yakalanmıştı Ercan Atay. Bu kadar kısa sürede bulunması bir tesadüf müydü yoksa işin içinde o mu vardı merak edilesi bir durumdu. Ceketini yeniden çıkarıp koltuğa oturdu. Sevgilisinin yanında kalacaktı. 

Naz da bundan memnun kaldığını tebessüm eden yüzüyle belli etti. O da merak ediyordu evet ama bu bekleyebilirdi. Doruk'u gözünün önünden ayırmak istemiyordu. 

Annesi Leyla Hanım ise hala işin şokundaydı ve eşini arayıp durumu bildirse iyi olacaktı galiba. Telefonunu çantasından çıkarıp eline aldı. "Ben birazdan geleceğim."

Dost AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin