Ortak

8.4K 613 212
                                    


----" ÇOK ÖNEMLİ DUYURU "----

 Canlarım, Salı günü işe başladım ve çok yoğun bir tempoya sahibim artık. Bu bölümü neredeyse yetiştiremeyecektim ama yetişti. Kısa oldu. Bunun için kusura bakmayın lütfen, işe adapte olmaya çalışıyorum. Deneme sürecindeyim bir de, bu yüzden daha çok dikkat ediyorum. **Yeni Bölümler hafta da 1 gelmeye devam edecek yine ama olur ya belki 1-2 gün gecikir, onun için hesabımı takip etmenizi ve duyurularımı görmenizi isterim. 

Alışana kadar biraz aksayacak maalesef, anlayışınızı bekliyor iyi okumalar diliyorum..Diğer YB de haftaya Cuma..

*-*-*-*-*-*

Naz, yüzündeki tebessümle güllere bakıyordu. Doğrusu Çetin'in böyle bir şeyi unutmamış olması onu etkilemedi dese yalan olurdu. Hoşuna gitmişti. Telefonu çalarken gülümsemesi yarım kaldı. Numarayı tanımıyordu. Açarken de resmi bir tonda "Efendim?" dedi. 

"Umarım bu rahatsız edici olmaktan ziyade hoşuna gitmiştir."

"Çetin?"

"Benim."

Vay canına.. Numarasını nereden bulmuştu ki? "Numaram sen de var mıydı?"

"Şansımı denedim desek daha doğru olur, yıllardır aynı numarayı kullanıyormuşsun. "

"Evet." dedi Naz da. Aslında ne diyeceğini bilememişti. "Teşekkür ederim, çiçekler için."

O sırada kapısı çaldı. Odasına giren Doruk'tu. Ona "Günaydın." dedi kısık bir tonla telefonda olduğunu görünce. Naz ona parmağını kaldırıp bir dakika diye işaret etti. Doğruyu söylemek gerekirse bunu daha önce yapmamıştı. Bu bana müsaade et demekti. Kiminle konuştuğunu merak etti genç adam. Odasından çıktı. Aleni kovulmuştu. 

Pekala, biraz alınganlık ediyor olabilirdi. Ortada kovulma falan yoktu, sadece daha önce görmediği bir tepki vardı. 

Naz ise Doruk'a o an cevap veremezdi. Ona da kimle konuştuğunu söylemek istemedi o an. Çetin'in ince düşüncesi ve kibar sözleriyle güzel bir telefon görüşmesi yapıyordu. İçinde yer eden heyecana bir şey diyemese de korkutucu değildi. Sanki bir an için o lisedeki genç kıza dönüşmüştü. O anlık heyecanı hissetmek güzeldi. Tabi Çetin'in ses tonunu işiten hemen hemen her kadın etkilenirdi. 

Telefon görüşmesini en son yeniden teşekkür ederek bitirdiğinde Doruk'a seslendi. O da zaten kapıda hazır bekliyordu. İçinde biraz da merak vardı. 

"Kiminle konuşuyordun?"

"Çetin Arsal ile."

Doruk'un kaşları çatıldı. Çetin mi? Gözleri masanın üzerindeki çiçeklere gitti. Bir dakika.. Eliyle o çiçekleri işaret etti. "Bu çiçekler ondan mı?"

Naz yerinden kalkıp çiçekleri eline alırken "Evet." dedi. Bir yandan da onlara yandaki dolaptan vazo ayarlamaya çalışıyordu. "Şaşırtıcı değil mi? "

Şaşırtıcıydı ya da belki de değildi. Çetin Arsal'ın seneler önce yapmadığını şimdi yapıyor olması ise hayli kafa karıştırıcıydı. Şimdi nereden çıkmıştı bu gereksiz hareket? Bir gece gördüğü için miydi?

"Çiçekleri seni yıllar sonra görebildiği için mi göndermiş, sebebini anlamadım. Ne söyledi sana, o mu aradı seni?"

"Sorguya mı çekiliyorum?" 

"Hayır ama beni dışarı çıkartacak kadar önemli ne konuştunuz merak ediyorum."

Naz başını yana eğip "Sen bana kızdın mı?" diye sordu. Çiçekleri de vazoya koymuştu. 

Dost AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin