Kaçamak

7K 494 363
                                    

Merhaba, size beklentilerinizi karşılayacak çok tatlı bir bölüm getirdim. Dilerim OY ve yorumlarınızı eksik etmezsiniz. 🙌

Diğer YB 20 HAZİRAN CUMARTESİ Gelecek. Keyifli okumalar!💕

*-*-*-*-*

Naz, dün ki öğle yemeğinde dediği gibi o sabah Doruk'un masasına bu hisse meselesiyle alakalı detaylı bir rapor bırakmış, şimdi de iki sevgili onu inceliyordu. Daha doğrusu Doruk bütün işlerini iptal etmiş, tüm odağını bu meseleye çevirmişti. Naz da onu izliyordu. Yazanlar pek hoş değildi. 

Doruk ise dosyalardan birini masanın üzerine bırakıp dirseklerini masaya dayadı. Gerçekten yorulmuştu. Anlam veremiyordu. Başını kaldırıp karşısındaki kadına baktı. 

"Anlamıyorum."

"Ben de."

"Her şey usulüne uygun. Amcam kendi hisselerinden birini ona vermiş. Çoğunu satın aldık diye biliyordum."

"Çoğunu buradaki önemli kelime zaten Doruk. Baban ona biraz olsun hisse bırakmıştı sırf çenesi kapansın diye. Onunla ne yapacağı ona kalıyordu. O da Hakan'a verdi."

"Bu daha fazla böyle devam edemez. Önce babamla sonra da o Hakan denilen düzenbazla konuşacağım. Adam durduk yere başımıza hissedar çıktı. "

En çokta bu sinirini bozuyordu doğruyu söylemek gerekirse. Doruk için amcası ve Hakan'ın ortaklığı her daim sıkıntı vericiydi ancak en sinir bozucu taraf kesinlikle Hakan'ın bu şirkette ait olduğu bir şeyleri olmasıydı. Ancak kısa sürecekti. 

"Hakan'la konuşman onu daha çok üstümüze sıçratmaktan başka bir işe yaramaz. Bulaşma derim, babanla konuş ama sakince."

"Hisseleri ondan geri alacağım."

"Ne dediğimi duydun mu sen?" diye sordu Naz da. Gerçekten çok düz bakıyordu meseleye. 

"Evet ama babamla nasıl konuşacağım da bana kaldı. Bu vakte kadar sakin kaldığım için bu haldeyiz." 

"Nereye?" diyerek onun gibi ayaklandı genç kadın da. Adımlarını atıyor ona bir şey demeden önce kapıya doğru gidiyordu. Elindeki dosyada birlikte tabi. En son kapının orada durup ona yandan baktı "Babamla konuşacağım, bu iş fazla uzadı." dedi ve gitti. 

Geriye kaşları kalkık ve bunu beklemeyen bir Naz kalmıştı. Ancak onunda burada durası yoktu. Kendi odasına geçerken ümitsizce Doruk'un sakin kalmasından yanaydı. 

*-*-*-*-*

Evine geldiğinde buraya sanki çok uzun zamandır uğramıyormuş gibi hissetmişti Doruk. Halbuki daha geçen akşam buradaydı ancak artık evi gibi hissettirmiyordu. Annesinin gülen gözlerle onu karşılamasına izin verdi. Ancak kadıncağız oğlunun ifadesinden bir terslik olduğunu anlamış, ona babasının çalışma odasında olduğunu söylemişti. 

Tabi.. çıkmadan önce sakin kalmasını da isteyerek. 

Onu öptükten sonra yukarı çıktı, çalışma odasının önünde durup sıkı bir nefes aldı ve babasının onu çok zorlamamasını dileyerek kapıyı çaldı. İçeri girdiğinde onu bilgisayarının başında, gözlükleriyle görmek şaşırtmamıştı. Güya hastaydı ancak hala çalışıyordu. 

Şu durumda çalışıyormuş gibi yapıyordu kesin. Bir işe yaradığı yoktu. 

Onu görmeyi beklemediği her halinden belli oluyordu. "Hoş geldin."

Konuya doğrudan girmekte fayda vardı. Elindeki dosyayı masasına bıraktı genç adam da. "Bundan haberin var mı?"

Cem Bey, kaşlarını çatıp önüne bırakılan dosyayı eline aldı. Yaşlı gözler kağıtlarda yazanları incelerken, Doruk da onu inceliyor, yüzünden bir şey anlamaya çalışıyordu. Babası ise kağıtları pek incelemeden kapadı ve gözlüklerini de çıkarıp oğluna baktı. 

Dost AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin