4: Hüzünlü Notalar

1.2K 134 632
                                    

Sanıyorum ki ilk günün ne kadar kötü geçtiğini söylememe gerek yok, zaten anlattım. Bundan sonraki günlerin de çok güzel olmadığını söylersem, neler yaşadığımızı az çok tahmin edersiniz artık. Evan ilk akşam yatakhaneye döndüğünde, kısa sürede Büyük Salon'da olanları öğrendi ve ondan beklediğimizin tam aksini yaparak hiç tepki vermedi. Başını salladı ve yorgun olduğunu söyleyerek, esnemeler eşliğinde yatağına girdi. Sanırım Mugglelar'ın sakinleştirici dedikleri şey işe yaramıştı ve bu durum hiç hoşuma gitmedi. En iyi arkadaşımın uyuşturulmuş olması beni neden mutlu etsin? 

Birkaç gün boyunca, Muggle Şifacının da söylediği gibi, Evan'ın ilaç tedavisi görmesi gerekiyordu ama sevgili arkadaşım ona verilen küçük hapları, Mugglelar hap diyordu, ağzına atıyordu ve hastane kanadından çıkmamızla ağzından tükürüp, bir de tekme vurarak bir köşeye fırlatıyordu. Neyse ki ilaçları almadığını anlamasınlar diye, daha sakin davranıyordu. Hala ani çıkışları vardı ama neyse ki en azından artık Bulanıklar'ı balkonlardan atmaya çalışmıyordu. Onları dövmek ve kimse görmeden olay yerinden tüymek onun için daha büyük bir zevkti. Yine de ismi defalarca kez yazılmıştı hatta bazen sırf öğretmenlerle didiştiği için ismini arka arkaya yazdırdığı da olmuştu. Bulanıkları dövme oyununda bazen biz de ona eşlik ediyorduk ama bizim sicilimiz onunki kadar kabarık değildi.

Okulda kaç kere büyük bir olay çıktığını sanırım sayamam ama en büyük olaylardan biri yasaklanan Quidditch maçları yüzünden çıktı. Quidditch iptal edilemezdi! Mugglelar sadece Quidditch oynamamıza izin vermemekle kalmadılar, üstüne bir de değerli Quidditch stadyumumuzu kendilerinin 'futbol' dedikleri bir oyunun stadyumuna çevirmişlerdi. Bunun için okuldaki hemen hemen her öğrencinin katıldığı, geniş çaplı bir eylem yapıldı ve bu kademeli aynı zamanda organize bir eylemdi. Ayrıca, isyanımız sadece Quidditch için değildi. O sadece bahaneydi.

İlk gün sadece sesimizi duyurmaya çalıştık sakince. Yer yer onlara Quidditch maçlarını hatırlatıyorduk ve oynayıp oynayamayacağımızı soruyorduk ama asla bir yanıt alamıyorduk. İkinci gün yeniden Quidditch oynayabilmek için bir imza kampanyası başlatıldı. Okulda toplam kaç öğrenci vardı bilmiyorum ama duyduğum kadarıyla sadece altmış iki öğrenci kampanyanın altına imzasını atmamıştı. Üçüncü günde imza atmayan öğrenci sayısı yirmi sekize düşmüştü. Dediklerine göre, ilk başta korkmuşlardı ama şimdi kalabalıktan cesaret almışlardı. İmza atmayı reddeden Bulanıklar vardı bir de.

İmzalar toplanıp Müdire Locke'a gönderildikten sonra birkaç gün sabırla bekledik ve eylemlerin tam yedinci gününde, Locke'dan ne yazık ki büyülü hiçbir aktiviteye izin verilmeyeceğinin duyurusu geldi. Bu, bizim için bir 'durun' çağrısıydı ama çağrıya kulak veren yoktu. Bağırmalı, çağırmalı, pankartlı eylemler daha başlamadan silahlı Mugglelar tarafından durduruldu ve onuncu günde stadyumun bizim için kapatılacağı, futbol müsabakaları için hazırlacağının haberini aldık. Buna rağmen geri adım atmadık. İsyancı öğrenciler, Quidditch stadyumunu daha büyük eylemler için bir basamak olarak görüyorlardı. Tıpkı savaşa girmeden önce küçük bir kaleye sahip olmak gibi.

Eğer o stadyum hiçbir türlü bizim olamıyorsa, o halde kimsenin olamaz diyerek gecenin bir yarısı stadyumu ateşe verdik ve alevler stadyumu yok edip, yasak ormana doğru sıçrarken, bunu büyük bir keyifle izledik. Mugglelar yangınla günlerce uğraştılar hatta bence asalarımız kırılmış olmasa, yardım etmesi için birkaç öğrenciye asalarını teslim etmeyi düşünmüş bile olabilirler.

Yangın söndürme görevi olan bir Muggle ekip gelip, yangını kontrol altına aldıktan sonra bu eylemin bize faturası beklediğimizden çok daha pahalıya patladı. Bir daha hiçbirimiz isyana kalkışamayalım, bize ibret olsun diye bu eylemin lideri Barbie Madden hemen o gün tüm okulun gözlerinin önünde kurşuna dizilerek öldürüldü. 

Mıntıka Dokuz Üç Çeyrek | Regulus Black + Açlık OyunlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin