8: Bukalemun Operasyonu

913 118 239
                                    

"Bunun ne kadar uçuk bir plan olduğunun farkında mısın sen? Yakalanırsak, başımıza çok büyük bela alırız!" Bunu sorduğumda fazlasıyla ciddiydim ama bir yandan da panik vücudumun kontrolünü ele geçirmeye çalışıyordu. Evan yüzünü bana yaklaştırarak gözlerini gözlerimin içine dikti "Bunun uçuk bir plan olduğunu mu düşünüyorsun, Regulus, ha?.. Bu, ilerleyen günlerde olacakların yanında hiçbir şey sayılır. Bela alırsak da alırız, bu hiç önemli değil! Mugglelar zaten bize sataşarak başlarına büyük bela aldılar. Bu andan sonra olacakları da hak ettiler böylece!" 

Onda daha önce hiç görmediğim korkunç bir hal vardı. Yeşil gözleri artık onları bildiğim gibi değildi, çok vahşi bakıyordu. Hırslı biri olduğu bilinirdi ama şu an daha çok avının boğazını parçalamak isteyen, kana susamış bir avcı gibi bakıyordu. Kaşlarımı çattım, onun yüzüne bakarak cesaret almaya çalıştım ama ürkünçtü ve cesaret de vermiyordu, sadece korkutuyordu "Orada özellikle aramamız gereken bir şey var mı? Mugglelar her ne kadar aptal olsalar da devlet sırlarını falan orada saklamıyorlardır muhtemelen."

Bana cevap olarak sadece iki kelime söyledi "Kör nokta." Kör nokta mı? Bu ne demek oluyordu şimdi? Neden bu kadar gizemli davranıp, kafamı karıştırmak zorundaydı ki? Kendimi tutamayıp, suratının ortasına yumruk attım ve yastığına yapıştı "Ben seni kör etmeden, adamakıllı söyle ne arıyorsak!" Ace hemen yanıma gelmiş, beni kolumdan tutmuştu ve sakinleşmem için kalıplaşmış bir şeyler söylüyordu ama onu tam olarak duyamıyordum. Yumruğum tekrar Evan'a çarpmak için hevesle alev alev yanıyordu. Öfkemin suçlusu arkadaşım değildi ama tüm acısı ondan çıkıyordu. Burnumun sızladığını hissettim; ona zarar vermek, beni de incitiyordu.

"Kör nokta, adı üstünde görünmeyen nokta demek! Bana verilen bilgiler daha doğrusu, bazı görüşmelerimin sonunda anladıklarım da bu kadar. Bundan sonrası bizim hayal gücümüze kalmış herhalde! Ve bu arada, Regulus. Seni uyarıyorum!" Görevle ilgili bir şey söyleyeceğini sandığım için ona yaklaştım ama o bunu yapmak yerine, bana bağırmayı tercih etti "Bana üçüncü defa saldıracak olursan, kim olduğun umurumda değil, o bileğini kırarım!" Tüm sinirimle yüzüne baktım ama bunu yapabileceğini biliyordum. Evan gibi biri için benim bileğimi kırmak çok da zor olmasa gerek. İç geçirip özür diledim. 

Gecenin kalanı boyunca sızıp da nöbet değişim saatini kaçırmamak için Ace'in yatağında oturduk. Bu arada ise bazı planlar yapıyorduk. "Öncelikle, en büyük sorunumuz cam asansör gibi görünüyor." diye başladım "Saat ne kadar geç olsa da aşağı inerken birileri tarafından görülebiliriz ve bir kişi bile, engellenmediği müddetçe, beladır." Ace başını salladı ve hemen planını anlatmaya koyuldu "Pekala, o halde, sen yere uzanacaksın ben de bedenimi büyük bir plaka şekline sokup, senin üzerine kapanacağım ve zeminin rengini alacağım. Tıpkı bukalemun gibi." Ace'in metamorphmagus yeteneklerine güvenim tam olsa da plan kusurluydu, ters gitmesi durumunda dikkat çekiciydi ama idare ederdi. Böylece, bu plan üzerinde anlaştık.

Aklıma başka hiçbir şey gelmeyince, bir an uzaktan Evan'ı kontrol ettim ve Ace'e döndüm "Sana bir şey soracağım." Omuz silkince devam ettim "Evan'ın neyin peşinde olduğunu, kimlerle ve nasıl bir plan yaptığını biliyor musun? Büyükler de dahil olmuş gibi gözüküyor." Başını iki yana sallayınca, fazla konuşkan biri olmadığından yanıtının bununla sınırlı olduğunu düşünmüştüm ama devam etti "Ne yaptığını bilmiyorum. Artık her ne yapıyorsa, ona güveniyorum. Evan bugüne kadar hiçbirimizi yüzüstü bırakmadı. Hırslı ama aynı zamanda oldukça dikkatli biri. Artık kurtuluş sembolü mü olmak istiyor, ne yapmak istiyorsa, başaracağına inanıyorum." 

Bence Ace yalan söylüyordu. Evan'ın neler karıştırdığını az da olsa biliyor olduğunu düşünüyordum. Arkadaşımdan şüphe duyduğum için de kendimi kötü hissediyordum ama içimden geçen tam olarak buydu. Umarım Evan gelecek günlerde daha net olmaya karar verirdi ya da Ace bana bildiklerini anlatırdı. Kafamda soru işaretleriyle daha ne kadar yaşayabilirdim bilmiyordum. Aklıma bir soru daha geldi:

Mıntıka Dokuz Üç Çeyrek | Regulus Black + Açlık OyunlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin