9: İsyanın Simgesi

1K 120 460
                                    

Her anlamda yoğun bir gün bizi bekliyordu. Hem bir gün önce yaptığımız egzersizler hem de uykusuz kalmam sebebiyle ayakta zor duruyordum ama her şeye rağmen başımı dik tutmaya çalıştım. Zorla ağzıma birkaç lokma attıktan sonra, Mugglelar'ın bizi Ortak Salon'un kapısının önünde toplamasıyla karşılarına dikildik. Mugglelar tarafından doktor olarak anılan şifacılar sırayla hepimizi, en çok da Evan'ı, muayene ederek eğitim salonuna inmemize izin verdiler. Hastalık belirtisi gösteren kimse yoktu. Evan'ın numara yaptığını da henüz anlayamamışlardı.

Eğitim salonunda hiç eksik yoktu. Muayene edilip edilmediklerini bilmiyordum ama edildilerse, belli ki diğer binalardaki haraçlar da sağlıklıydı. Barty diğer Ravenclawlar'ın yanından ayrılarak bize katıldı "Günaydın!.. Seni görmek güzel, Rosier. Çabuk toparlanmışsın. Bugün de etrafta görünmezsin sanmıştım." Dudağımın kenarından sinsi bir gülümseme eşliğinde "Sahiden hasta olmadığında toparlanması da kolay oluyor." diye fısıldadım. Evan gülerek aramızdan geçti "Ve Regulus yine bizi öldürmeye çalışıyor!" 

Kaşlarımı çattım, tam ona yine bağıracaktım ki aklıma gelen bir şey sebebiyle bir anda Gryffindor sırasına doğru yürüdüm. Onlara hızla geldiğimi gören Amelia Mabelle White elindeki bıçağı bana doğru kaldırarak "Hey!" diye uyardı beni "Yaklaşma, Slytherin!" Ona aldırış etmedim ve zaten Anna Churz kızın koluna atlayarak bıçağını aldı "Saçmalamayı kes, White! Başımıza bela alacaksın!" O sırada hedefim olan kişi, Sirius, şaşkınlıkla bu olayı izlemekteydi. Ne olduğunu anlamaya çalışıyormuş gibi görünüyordu.

Bir anda karşısına dikilmemle, bu kez bakışlarını bana doğru çevirdi "White neden böyle saçma bir hamle yaptı anlamadım." Omuz silktim. Şu an White'ın absürt hareketi gerçekten umurumda değildi. İç geçirerek Sirius'un gözlerinin içine baktım "Bunu sana tüm içtenliğimle söylemeyeli uzun zaman olmuştu ve şu an söylemem de biraz komik çünkü yakında ölmeye başlayacağız ama yine de doğum günün kutlu olsun!" Sirius'un bir anda gözlerinin içinin parladığına yemin edebilirdim. Sanırım onu etkilemeyi başarmıştım. 

"Şey-" dedi ondan beklemediğim, utangaç bir tavırla "ben teşekkür ederim! Ve sen söylemesen unutmuştum bile." birbirimize tüm gücümüzle sıkı sıkı sarıldık. Boğazım düğümlendi, ne yapacağımı bilemedim. Güçlü durmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Sırtımı sıvazladı, kulağıma fısıldadı "Arenada öldüğünü görmek istemiyorum. Dikkatli ol!" Ben ve arkadaşlarım bir avcı grubuyduk ama bizden başka avcılar da olacaktı. Ayrıca, zorlu arena şartlarını da unutmamak gerek. Bu yüzden Sirius'un talebi karşısında sadece güldüm. 

Önümüzdeki günleri pek de gülerek geçirdiğimizi söyleyemesem de Mugglelar farkında olmadan bize büyük bir iyilik yapmıştı. Bizi çeşitli alanlarda birbirimize zarar vermeyeceğimiz şekilde karşı karşıya getirdiler. Böylelikle hepimiz rakiplerimizin güçlü ve zayıf yönlerini gözlemleyebildik. Bu etkinliğin bizim için de dezavantajı vardı tabii. Gözlemlenmek. Rakiplerimiz bizim kadar dikkatli olurlarsa zayıf yönlerimizi kolaylıkla görebilirlerdi. Evan açık vermemizi istemiyordu ama bence bu mümkün değildi.

Koşu yarışının birincisi Hufflepuff'tan en küçük haraç Stanley Bishop oldu. Küçücük vücudu ve kısacık bacaklarına rağmen hepimizden hızlıydı. Üstelik zikzaklı yolda bile hızını hiç kaybetmedi ve bizi açık arayla yendi. İkinci ise yine Hufflepuff'tan Anitta Freesia oldu. Onun ikinci olması şaşırtıcı değildi çünkü bacak boyu o kadar uzundu ki bizim üç adımda koştuğumuz mesafeyi tek adımda koşuyordu. Büyük adımlarına rağmen Stanley'ye yaklaşamadı bile. Üçüncü ise ittifakımız dışındaki tek Slytherin olan Alice Wilson oldu. Wilson her geçen gün hırsını gözüme sokarak beni ürkütüyordu. Tabii, hırsı onu öldürebilirdi de.

Gözlemlerime göre, Açlık Oyunları için tehlikeli üç haraç vardı ama iyi haber şu ki üçü de yalnız çalışmayı tercih ettikleri için onları avlamak kolay olabilirdi. Gryffindor'un en vahşi kız haracı Amelia Mabelle White, Slytherin'in kana susamış kız haracı Alice Wilson ve Ravenclaw'ın sessiz sedasız görünen sinsi kız haracı Vega Johnson. White bu üçlü arasında en fazla göz önünde olanıydı çünkü bir anda acayip, saldırgan eylemlerde bulunabiliyordu. Bina arkadaşlarıyla bile kavga etmesi sebebiyle yalnız haraçlardan biri olduğunu düşünüyordum. 

Mıntıka Dokuz Üç Çeyrek | Regulus Black + Açlık OyunlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin