21: İkinci Büyücü Açlık Oyunları

692 96 307
                                    

-Dominic-

Yıllar geçmişti; Regulus'u, Katie'yi veya Profesör McGonagall'ı o günden beri bir daha hiç görmemiştik... Şaka şaka! Onlar ortadan kaybolalı sadece birkaç saat olmuştu ve ben daha şimdiden dayak yemekten beynimi kaybetmiştim. Koyduğumun Muggle'ı tüm okulun önünde ağzıma sıçarken halsizlikle yere yığıldım. Ağzıma kendi kanımın tadı geliyordu. Büyük Salon'u dikkatle dinlerseniz, benim öksürüklerimin arasında, korkuyla iç çekenleri de duyabilirdiniz. Bunu hak ettim mi? Kesinlikle evet ve ben bir geri zekalıyım. Regulus'a güvenmiştim çünkü başarılı gidiyordu ve ondan aldığım cesaretle Hogwarts'ı isyana teşvik etmiştim ama gel gör ki Regulus bir anda ortadan kayboldu ve burada bütün cezayı ben çektim. Gerçekten adaletini sikeyim dünya! 

"Dominic," dedi hemen yanı başımda süzülen Evan "sen tam bir aptalsın! Sana biraz daha sabretmeni söylemiştim!" Kendisi Açlık Oyunları'nda çok gerzekçe ölmüştü ve şimdi bana isyan ettiğim için aptal diyordu. Ha-ha-ha!.. Doğrusu, o da haklıydı. Karnıma yediğim yumruklar yüzünden midem ağrıyordu ve kendimi hiç iyi hissetmiyordum; gücüm tükenmişti. Yere yığılmam, cezadan kaçabileceğim anlamına gelmiyordu tabii. Bana ceza vermekten sorumlu barış muhafızı -bu nasıl bir barışsa artık!- bu kez sırtıma ve karnıma tekmeyle vurdu. Artık bayılmak istiyordum; bu da kaçış değildi ama en azından bir süre dinlenmiş olurdum. Tekrar öksürünce kanım yere fışkırdı. Korkunçtu!

Birden bir kızın çığlık atarak "Durun!" dediğini duydum. Öyle yüksek, öyle etkili bir sesti ki geberiyor olmama rağmen ben bile kafamı kaldırıp kıza baktım ve öksürdükçe öksürdüm. Benim bir dönem altımdaki Hufflepufflar'dan Ross Mabel idi bu. Kız yerinden fırladığı gibi yanıma koştu. Kahverengi gözleri biriken gözyaşları dolayısıyla ışıl ışıl olmuştu. Barış muhafızıyla aramda durarak, adamın ondan ne kadar iri olduğuna aldırış etmeden bir daha bağırdı "Kesin artık! Onu öldürmeye mi çalışıyorsunuz?" Evan bir bana bir de kıza bakarak "Öyle görünüyor!" diye atıldı "Şimdi hazır ol! Efsane soru geliyor: İsmin? Sınıfın? ve bölümün?"  Ne yalan söyleyeyim, hayalet olduğundan beri fazlasıyla sinir bozucuydu.

Ross Mabel yanı başımda dizlerinin üzerine çökerek "Endişelenme, iyi olacaksın!" diyerek bana destek oldu. Umarım olurdum! Ölecek gibi hissediyordum. Tek kulağım ahşap platforma dayalı olduğundan platformun ta öbür tarafından gelen Karen Locke'un ayak sesini duydum. Sonra zaten tepemize dikildi "Genç hanım, siz bir Hufflepuff'sınız, değil mi? İsminiz ve sınıfınızı da söyler misiniz?" Kız küfür eder gibi adını, sınıfını ve binasını söyledi: "Ross Mabel, beşinci sınıf Hufflepuff!" 

Karen Locke bu ismi büyük bir keyifle not aldıktan sonra aşağılayıcı bakışlarını bize dikerek yüksek sesle konuştu: "Darbe girişiminden ötürü Dominic Avery'nin ismi elli kez, barış muhafızlarının görevini yapmasına engel olmasından ötürü Ross Mabel'ın ismi ise yirmi beş kez kuraya eklenecek!" Elini barış muhafızının omzuna koydu "Bu kadar yeterli. Çocuğun perte çıkmasını istemeyiz." adam uzaklaşıp, yerini alırken Locke iç geçirdi ve beni ima ederek "Götürün şunu şuradan!" diye buyurdu "Daha sırada başka özenti isyankarlar yoksa herkes Ortak Salonları'na dağılsın artık!" 

Başka isyankar olmadığını biliyordum çünkü öncü olarak beni sona saklamışlardı. Benden önce Rabastan Lestrange'ı, Niall Purdy'yi, James Potter'ı, Isaac Lignum'u, Angel Styks'ı, Dylan Noah'yı; kız olmalarına rağmen Lilibeth Donovan'ı, Pollux Lyre Cordova'yı, Victoria Shafiq'i ve Winter Regina Lestrange'ı benimle aynı şekilde, öğrencilerin önünde döverek cezalandırmışlardı ve onların da ismi otuzar kez yazılmıştı. Cezalandırma seremonisi bittikten sonra bir grup öğrenci beni narince yerden alıp, hastane kanadına taşıdılar. Buraya gelmeyi sevmiyordum çünkü Muggle ilaçları ağır ve çok yorucuydu. 

Mıntıka Dokuz Üç Çeyrek | Regulus Black + Açlık OyunlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin