Mıntıka Dokuz Üç Çeyrek | Regulus Black + Açlık Oyunları

23: Kör Talih

-Dominic-

Çok stresliydim, çok korkuyordum, çok endişeliydim ve çok sinirliydim. Karışık duygular midemi de altüst etmişti ve kendimi her an kusabilecekmiş gibi hissediyordum, başım dönüyordu. Geçen sene paçayı kurtaranlar bu sene bu kadar şanlı olabilecek miydi? Büyük Salon'da bina masasında otururken kalbim ağzımda atıyordu ve vücuduma bir sıcak basıyordu, bir üşüyordum. Bacaklarımı sallarken Evan bana bakarak "Hey, Doom-inic*" dedi (Doom: Kör talih) "Altına sıçman bitti mi?" gözlerimi devirdim "Sana göre hava hoş tabi! İsmin artık kuradan çıkamaz ve sen bir ölüsün." Başını iki yana salladı "Yoo! Geçen sene seçilmeme rağmen büyük bir coşkuyla çıktım platforma. Ödlek olan sensin." Böyle düşününce haklıydı tabii.

"Siz hayaletler ne kadar gıcıksınız!" dedi Rabastan etrafına bakınarak. Hogwarts'ta bildiğimiz tüm hayaletlerin yanı sıra geçen yıl ölen beş haracın hayaletleri de buradaydı: Gryffindor haracı Amelia Mabelle White, Slytherin haraçları Evan Rosier ve Valerie Hyena ölümden sonra bile birbirini terk etmemişti, Hufflepuff haracı Laura Lyra Wilson ve Ravenclaw haracı Vega Johnson. Burada olmaları sorun değildi ama çok huzursuzlardı ve canımızı sıkıyorlardı. Evan elini Johnson'a kaldırarak "Selam, Johnson!" diye bağırdı. Johnson ona orta parmak çekti. Evan, Mugglelar'a huzursuzluk vermek için geri dönmüştü, Valerie de Evan için dönmüştü; Amelia Mabelle White, Vega Johnson ve Laura Lyra Wilson da Evan ile Valerie'ye musallat olmak için dönmüşlerdi. Tabii Wilson kendisini öldüren White ile karşılaşınca hedefi değişmişti. Hayaletlerin atışmaları bazen komik oluyordu.

"Kıza bak ya!" dedi Evan "Geliyor kendisi bana musallat oluyor, sonra beni geri çeviriyor." Birkaç kişi platformu göremediğinden yakınınca Evan masanın içine girdi yani kafası masanın üzerinde duruyordu. Swan ona bakarak güldü "Çok aptal görünüyorsun." Ben de güldüm "Zaten öyle!" Evan kafasını bana çevirdi "Sana musallat olurum!" başımı salladım ama bir yandan gergin bir şekilde gülmeye devam ediyordum "Zaten öyle değil miydin?" birden stresim artınca uzun zamandır aklımda olan soruyu sordum: "Ölmek nasıl hissettiriyor?" Bilgiç bir tavırla "Yani," dedi uzata uzata "Öncesinde gözüme bir şey saplanmasaydı daha iyi olacaktı. Ancak bunun da iyi yanı var: Öldükten sonra Mugglelar bana dokunmaktan korktular." kahkaha attı. Neşesi tüyler ürperticiydi.

Masanın uzak köşelerinden "Locke geliyor!" diye duyurduklarında, Evan ayağa kalktı ve Locke'un yolunun üzerinde durarak kadının içinden geçmesini sağladı. Locke ani bir irkilmeyle kollarını sıvazlarken, Evan ve Valerie vahşi bir kahkaha attılar. Onlarla birlikte birkaç öğrenci daha gülecek gibi oldu ama Locke yanlarından geçerken, kendilerini bastırdılar. Evan yeniden masanın içine oturunca, Niall "Şimdi durduk yere bunu neden yaptın?" diye sordu. Neden olacak! Evan işte! Eğlenen bir ifadeyle "Ne bileyim, bu aptalı huzursuz etmeyi seviyorum." diye yanıtladı "Neyse, dinleyin şu ruh hastasını. Sonra kafayı yiyor." 

İçeri Locke'un beraberinde kameralı insanlar girmişti. Geçen sene kura canlı yayını odaya yerleştirilmiş kameralarla yapılmıştı, öğretmenler dışında hiç Muggle yoktu. Bu da bu senenin yeniliklerinden biriydi demek ki! Locke pek memnun bir yüz ifadesiyle Açlık Oyunları konuşmasını yaptıktan sonra, bir grup, cam fanusları platformun üzerinde yan yana dizmeye başladı. Bu sırada da Locke "Şimdi kura çekimi için hepimizin çok sevdiği bir sunucu olan Aurora Blanchard'ı kürsüye davet ediyorum." Aurora Blanchard kendini alkışlayarak ve belli belirsiz çığlık atarak kürsüye çıktı. Üzerinde nane yeşili bir elbise vardı ve saçları maşalıydı. Blanchard'ın garip bir heyecanı olduğu için bilgilendirme konuşmasını Locke yaptı ve geri çekildi: "Kura sıralamamız, alttan yukarı Ortak Salonlar'ın dizilişi şeklinde olacak. Slytherin, Hufflepuff, Ravenclaw ve en son Gryffindor. Her binada hanımlara öncelik. Lütfen adı okunan öğrenci hemen hiç vakit kaybetmeden kürsüye gelsin. Arkadaşlarınızla vedalaşmanız için size daha sonra zaman verilecek. Programı aksatmayalım."