Her şey yeniden eski haline dönecek; her şey yeniden iyi olacak; gelecek günler güzel olacak. Bunları düşünmeye ve kendimi bu şekilde teselli etmeye çalışıyordum. Melissa Brown dahil, kin tutamayacak kadar yorgun hissediyordum kendimi, yirmi iki haracın daha doğrusu cadı ve büyücünün kanının boşa aktığını biliyordum ve ikinci bir felaket dalgası başlamadan her şeyin sonunu getirmek istiyordum. Yanımda Katie gibi biri varken sanki yapamayacağım hiçbir şey yokmuş gibi hissediyordum. Onun ve diğer cadı ve büyücülerin yardımıyla biz büyücüler hak ettiğimiz eski yaşantıya kavuşacaktık.
Mugglelar bizi arenadan aldıklarında ellerimizi ayrılmak istemezcesine birbirine kenetledik ve devasa, ters kase şeklindeki arena binasından el ele ayrılarak uçan Muggle aracına bindik. Buraya geliş sürecimizi şimdi tersten yaşıyorduk. Birbirine bakan, iki sıra koltuğu olan uçan aracın içinde Katie ve benden başka kimse yoktu. Yirmi iki boş koltuk rahatsız edici bir şekilde gözüme batıyordu. Daha sadece on üç gün önce Evan yanımdaki koltukta oturmuş, mide bulantısı çekmekten yakınıyordu. Dikkatimi topladığımda Katie'nin yanaklarından süzülen gümüş gözyaşlarını fark ettim. Sanırım onun da anıları gözünde canlanmıştı. Yüzünü elinin tersiyle sildi.
Muggle aracı havalandığında, bize buraya gelirken takip cihazlarının takılacağını söyleyen kadın yeniden karşımıza geçti ama bu sefer sadece iki kişi olduğumuzdan bizimle doğruca yüzümüze bakarak konuştu "Slytherin haraçları Katie Burns ve Regulus Black... Zorlu bir mücadelenin ardından Birinci Büyücü Açlık Oyunları'nın kazananları siz oldunuz! Tebrikler! Bundan sonra Açlık Oyunları'na adınız yazılmayacak ve sizden sonra gelecek haraçlara akıl hocalığı yapacaksınız. Şimdi, doğruca Haraç Merkezi'ne gidiyoruz; üzerinizi değiştirip, okul cübbelerinizi giyeceksiniz ve Aurora Blanchard sizinle orada son bir röportaj yapacak. Röportajın ardından istasyona gidip, okulunuza döneceksiniz."
Hayır! Hayır! Hayır! Haraç Merkezi'ne dönmek, yapmak isteyeceğim son şeylerden biriydi. Orası yakın arkadaşlarımla son anılarımı yaşadığım yerlerden birisiydi. Aslında okula dönecek olmak da korkutucuydu ama Haraç Merkezi'nin tüyleri diken diken eden bir havası vardı. Muggle kadın konuşmasını bitirip, gözden kaybolunca Katie iç geçirdi "Böyle gelen galibiyetin!" küfür etmemek için dudağını ısırdı "Acaba bu travmayla daha kaç yıl yaşarız!" Hayatta kaldığımıza sevinememek... Bugünler geçmişimizde kara bir leke olarak kalacaktı.
Haraç Merkezi'nin çatısından içeri girip asansöre bindiğimizde kendimi boğuluyormuşum gibi hissettim. Nefes almak gibi basit bir eylem bile öyle zorlaşmıştı ki Katie'nin dudaklarını bükük bir halde görünce gözyaşlarıma hakim olamadım. Kafamı nereye çevirsem, gözlerim anıları yakalıyordu; arkadaşlarım sanki hayalet gibi gözlerimin önüne geliyordu. Ace ve Katie ile oyun odasını bulduğumuz günü, Evan'ın kazara asansörü bozduğu ve asansörde kaldığımız günü sanki anbean yeniden yaşıyordum. Bizimle birlikte asansörde bulunan Muggle kadın, katımıza ulaştığımızda "Şu an saat bire yaklaşıyor ve röportajınız bir saat sonra, Ortak Salon'da yapılacak." diye bildirdi "Bu arada siz de banyo yapıp, üzerinizi değiştirin. Kuaför gelmeyecek; sizi doğal ama temiz halinizle okula göndereceğiz."
Ortak Salon'a adım atmamızla artık baş başa kaldığımız için Katie ile sırtımızı kapıya döndük, aynı anda yere oturup yüksek sesle ağladık. Ne bir Muggle ne de bizi her an gözetleyen aptal kameralar. Günler sonra artık ilk defa gözlerden uzaktaydık. Sahiden böyle gelen galibiyeti sikeyim! Katie bacaklarını porselen bebekler gibi ileri uzattı, hafif kambur durarak odayı izledi "Bize acı çektirmek hoşlarına gidiyor!.. Bu röportaj saçmalığını yapacak yer bakımından için sınırsız seçenek vardı." burnunu çekerek ayağa kalktı "Gidip duş alsak iyi olur."
Duşta en az yarım saat kalmış olmalıydım. Orada da duygusallık baş göstermişti. En sonunda Katie'nin kapıyı çalıp, iyi olup olmadığımı kontrol etmesiyle duştan çıkıp, yatakhaneye geçtim. Bilmem kaçıncı duygusallık dalgası. Burayı görüp de aklıma Evan ve Ace'in gelmemesi mümkün değildi. İkisini de çok özlüyordum. Okul cübbemi giyerken eksikliklerini daha çok hissediyordum. Altı yıl boyunca onlarla bir yatakhaneyi paylaşmıştım, her sabah ve akşam beraber giyinmiştik ve buraya da beraber gelmiştik. Bir nevi kardeş gibi olduktan sonra onlardan sonsuza dek ayrı düşmüştüm. Ne diyebilirim, eskiden onları ailemden bile daha çok görüyordum. Artık gitmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mıntıka Dokuz Üç Çeyrek | Regulus Black + Açlık Oyunları
FanficWATTYS 2021 YARI FİNALİSTİ Mıntıka Serisi'nin ilk kitabıdır. Devam kitabı: Üçüncü Mıntıka Mugglelar bir kez daha büyücü dünyasına ne kadar gaddar olduklarını gösterir. Bakanlık, Hogsmeade Köyü ve hatta Hogwarts. Büyücülere ait her yer işgal edilmi...