14: Son Sözler

749 101 361
                                    

Kim derdi ki Açlık Oyunları sırasında rahat bir gece uykusu uyuyabileceğim diye! Ama şaşırtıcı bir biçimde hakikat buydu. Sırtımı koca çam ağacının gövdesine yasladım, sevgilim Barty'yi kollarımın arasına aldım, onu doyasıya öptüm ve kızların gözlerine güvenerek ilk geceyi -yerim rahatsız olsa da- mışıl mışıl uyuyarak geçirdim. Uyanma şeklim ise hiç o kadar huzurlu değildi. Top sesiyle birlikte irkilerek etrafıma bakındım. Valerie kontrol etmek amaçlı "Beyler?" diye seslendi. Hemen Barty'yi kontrol ederek "Biz iyiyiz." dedim ve Ace de aynı şekilde Evan'ı kontrol ederek bir sorun olmadığını duyurdu. O anki korkudan neyse ki kısa sürede kurtuldum. Hepimiz iyiydik şimdilik.

Gözlerini zar zor aralayan Evan, uykulu gözleriyle bize bakarak "Ne oldu?" diye sordu. Yanakları pembe bir renk almıştı ama üşümediği hatta halinden memnun olduğu belliydi. Anlaşılan, Ace onu ısıtmanın bir yolunu bulmuştu. Battaniyeye sarındıkları için göremiyordum ama Ace kollarını kalın kürklü bir hayvanın kollarına dönüştürdüyse, Evan'ın bebek gibi uyuması doğaldı. Ace onu yavaşça iterek kendinden uzaklaştırdı "Haraçlardan biri daha öldü... Az önce."

"Muhtemelen Valerie Collby ya da Stanley Bishop'tır." diye yorum yaptı Evan "Collby'nin giysileri ıslandığı için böyle bir arenada şansı düşük, Bishop'ın da yanında hayatta kalmasına yardımcı olacak hiçbir şeyi yok... Her neyse, hadi aşağı inelim artık. Kıçım uyuşmuş. Mugglelar'ın bunca zamandır bu kadar rahat uyumamıza izin vermelerine şaşırıyorum. Önümüzdeki dakikalarda bu kadar rahat olamayabiliriz." Belimdeki halatı çözerek kendimi ağaçtan ayırdım. Ağaçtan indiğimizde her ihtimale karşı Barty ile kılıçlarımızı çektik. Bir hareketlilik, üstümüze elinde kılıcı ya da bıçağıyla koşan kimse yoktu. Etraf temizdi.

Bizden sonra Ace ve Evan indiler. Ace kollarını yukarı doğru uzatarak gerinirken ve kemiklerini kütürdetirken, Evan etrafına bakındıktan sonra esnedi "Merlin! Sanki sabahın körü Quidditch antrenmanına dikilmişiz gibi hissediyorum." Şu an en çok hem arenada hem de arenanın dışında saatin kaç olduğunu merak ediyordum. Bizim için gün aymıştı ama bedenim hala uyumamı söylüyordu. Katie bize bakarak güldü "Vakit o kadar da erken değil, tembel tenekeler! Orman aydınlanmaya başlayalı bayağı oldu." Valerie ağaçtan iner inmez Evan'ı öptü "Hadi, beyler! Ayılın artık!" 

"Bizim ayılmamızı boş verin siz!" dedi Evan "Dün gece neler gözlemlediniz, onları söyleyin. Neler kaçırdık?" İlk Valerie başladı "İyi ki ağaca çıkmışız çünkü tam da tahmin ettiğimiz gibi, ormanda kurt sürüleri var ve bir tanesi gece çok yakınımızdan geçti. Yerde kamp yapsaydık, kesin saldırıya uğrardık." O susunca Katie devam etti "Sabaha karşı çok yakınımızdaki bir bölgeye çığ düştü ve hatta yer bile sarsıldı. Kurtların ulumasını geçtim, bunu duymamış olmanıza sahiden hayret ediyorum. Dördünüz de ölmüş gibi uyuyorsunuz... Çığ düştükten sonra top sesi duyulmadı yani eğer çığ bölgesinde bir haraç vardı ise bize yaklaşmış olabilir." Bu iyi haber mi yoksa kötü haber mi bilmiyordum. Kan banyosundan beri o kadar dolaşmamıza rağmen bir tane bile haraç görmemiştik. Ölü sayısına bakılacak olursa, sanırım diğerleri de birbirine hiç rastlamamıştı.

Herkes gerinme hareketlerini yaptıktan ve Katie, Barty'nin başındaki yarayı kontrol ettikten sonra yeniden yürümeye başladık. Dün tahminen, mola vererek, yedi veya sekiz saat yürümüş olmalıydık ama asaya dair hiçbir iz bulamadık. Dumbledore küçücük bir asayı bu koskoca arenada bulmamızı nasıl bekliyor olabilirdi? Ace kalan son suyumuzu da içerek "Su bulmalıyız." dedi. Sularımız çabuk bitmiş gibi görünse de, altı kişi olduğumuzu ve üç mataramız olduğunu unutmamak gerekiyordu. Neyse ki su bulmak bizim için çok büyük bir problem değildi çünkü Katie bir şekilde içilebilir su bulmayı başarıyordu. Bunlar Veela güçleri miydi yoksa oyun odasını gördüğümüz gece haritayı mı ezberlemişti bilmiyordum. Yayında olduğumuz için de sormam mümkün değildi.

Mıntıka Dokuz Üç Çeyrek | Regulus Black + Açlık OyunlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin