ÖZEL GÜÇLER

Özel Güçler Akademisi

Yeni bölümle tekrar karşınızdayım. Bu bölümde Başak'ın gücünü öğreneceğiz. Iyi okumalar.

Ormanın içinde biraz daha ilerledik. Emir bir anda durdu. Onun durmasıyla ben de durdum. Karşımızda bizim okulun iki yaa üç katı büyüklüğünde bir okul duruyordu. Sanırım gelmiştik.

"Okulu görüyor musun?"

"Şaka yapıyor olmalısın Emir. Elbette görüyorum. " karşılığını verdim onun zeka yüksekliği fevkalade (!) olan sorusuna.

"O zaman gerçekten de gücün var demektir. Bu okulu gücü olanlar görebilir sadece."

Başımı salladım. Ilerlemeye devam ettik. Okul bahçesine girdiğimizde tüm gözler bize çevrilmişti. Aldırış etmeden binaya girdik. Burda da tüm gözlerin odak noktası olmuştuk.

Kısa bir süre sonra bir kapının önüne geldik. Kapıda "Müdüre Leylak Soner" yazıyordu. Emir odaya kendim girmem gerektiğini söyledi. Ona beni buraya kadar getirdiği için teşekkür ettim ve kapıyı yavaşça tıkladım. "Gir" sesini duymamla beraber içeri girdim.

Oda daha çok mor ve siyah ağırlıklıydı ve bu, Leylak Hanım'ın zevkli olduğunu gösteriyordu benim için. Giyimi çok hoştu. Sade bir kıyafet tercih etmişti.

"Hoşgeldin Başak. Yaklaşık bir aydır gücünün olduğundan haberdarız. Bu yüzden buradasın. Ben okul müdüresi Leylak Soner. Okulumuza hoş geldin. Otur lütfen söylemem gerekenler var."

Yavaşça sandalyelerden birine oturdum ve Leylak Hanım'ın söyleyeceklerini beklemeye başladım.

"Okulumuzda  güç dersleri veriliyor. Güçlerinizi kullanmayı öğreneceksiniz. Buradan çıkınca test odasına git. Orada gücünü ortaya çıkaran bir test yapılacak. Sonuçlarını öğrenmek için tekrar buraya gelebilirsin."

"Peki hocam" diyerek odadan çıktım ve koridorda giderken bir öğrenciye çarpmamla yere düştüm.  Gerçekten de belim acımıştı. Çarpan kişi elini uzattı.

"Kusura bakma seni görmedim" dedi elin sahibi. Içimden kör heralde diye düşünmeden edemedim. En azından bu çocuk akıl okumuyordu (!).

"Önemli değil. Laboratuvar nerede?"

"Hemen şu ileriden git ve sağa dön" dedi. Teşekkür ettim ve hızlıca laboratuvara doğru gitmeye başladım. Oraya vardığımda benim de anlamadığım birkaç birşey yapıldı.

Müdürenin odasına doğru ilerledim ve kapıyı tıklayarak içeri girdim. Müdürenin yüzünde şok olmuş bir ifade vardı. Belki de bana öyle gelmiştir.

Müdüre hiç beklemeden konuşmaya başladı. Ben ise oturduğum yerde kıpraşmaya başlamıştım bile.

"Bak Başak, senin gücün genellikle karşılaşmadığımız türden. Sen elementleri kontrol edebiliyorsun. Su, toprak, hava ve ateş. Gücünde başarılar dilerim. Al bakalım bu ders programın."

Artık bende şok içindeydim. Aslında bu mükemmel birşeydi. Leylak Hanım'ın bana uzattığı kağıdı aldım ve teşekkür ederek dışarı çıktım. Bugün cumartesi olduğu için ders yoktu. Bana söylenen odaya çıktım. Odada bir kız oturmuş film izliyordu. Içeri girmemle gözleriyle beni incelemeye başladı. Zıplayarak, evet doğru anladınız oturduğu koltuğun üstünden zıplayarak hızlıca ayağa kalktı ve gelip bana sarıldı. "Adım Ezgi" demeyi de ihmal etmedi. Fazla sıcak bir karşılamaydı. Kendimi şanslı hissettim. Bende ona sarıldım. "Bende Başak" dedim ve ona gülümsedim. Boş olan yatağın yanına bavulumu koydum. Duvara asılı olan mantar panoya ders programımı tutturdum. Ezgi'nin izlediği film sevdiğim bir filmdi. Yanına oturup bende izledim.

Film bitince kendimi öyle bir yatağa atışım vardı ki gören de 4 gündür uyumadığımı zannederdi.

Sabah olunca okulu biraz gezmeye karar verdim. Kitaplar her zaman ilgimi çekmiştir.  Bu yüzden kütüphaneye girdim. Içeri girer girmez bir ses duydum ve o tarafa doğru döndüm. Bu dün bana çarpan çocuktu.

"Selam yeni kız, dün iyi bir tanışma olmamıştı ne dersin?"

Hah, yeni kızmış. Kendini ne sanıyor bu ukala bozuntusu.

"Bir zamanlar sende yeniydin unutma!" Diyerek arkamı döndüm ve kitapların olduğu bölüme yöneldim.

"Evet haklısın. Ben Savaş." Dedi ve elini uzattı. Uzattığı elini tutarak salladım.

"Bende Başak"

"Pekalaaa. Öyleyse yarın görüşürüz."

"Görüşürüz"

Üst raflara bakmaya devam ettim ve beğendiğim bir kitabı alıp okumaya başladım. Orada ne kadar kaldım bilmiyorum. En sonunda sıkıldım ve kitap listesine adımı ve kitabın adını yazıp kitabı odama götürdüm. Yatağıma uzanıp biraz telefonuma baktım. Geç olduğunu düşünüp telefonu kapattım ve uyudum.

Sabah olduğunda üzerimi giyindim ve sınıfıma gittim. Ilk ders ateş dersiymiş. Vay be eskiden ilk dersim matematik, ingilizce falan olurdu. Ama şimdi ateş derslerine giriyordum. Ben böyle düşüncelere kapılmış giderken yanıma oturan kişi ve sesi düşüncelerimi böldü.

"Günaydın Başak"

Yanıma Savaş oturmuştu. Anlaşılan yeni sıra arkadaşım o olacaktı.

Bir kez daha sondayız ama size ilk önce birşey sormak istiyorum.

Emir mi?

Savaş mı?

Başak'ın güçlerini nasıl buldunuz?

Sonraki bölümde görüşmek üzere.