Ezgi'nin durmasıyla ben de durdum ve geldiğimiz yere baktım. Özellikle şu olaylar sonrasında aklımın ucundan bile geçmeyecek bir yere gelmiştik. Nereye mi? Kuaföre!
Içeri girdik. Ilk bulduğumuz yere oturduk ve sıranın bize gelmesini beklemeye başladık.
1 Gün Önce
Koşmaya devam ediyorduk. Ama benim aklımı kurcalayan soru ise bir anda neden buz gücümün olmasıydı. Sonunda oradan iyice uzaklaştık ve bir taksiye bindik. Taksi şoförü bize tuhaf bakışlar atsada birşey demedi.
5-10 dakikalık bir yolculuğun ardından okulun başında olan ormanın biraz gerisinde durduk. Parayı ödedikve taksiden inip ormana doğru ilerlemeye başladık. Sonunda okul göründü ve adımlarımızı hızlandırdık. Sonunda okula vardık ve hemen müdürenin odasına gittik. Bizi görünce gözleri parladı desem abartmış olmam. Hemen söze girdi.
"Hepinizin burada olduğuna çok sevindim. Başak, anlaşılan buz gücün ortaya çıkmış. Bu hem beklenilen hem de şaşırtacak bir durum. Genellikle 4 elementi de kullanabilen kişilerde buz gücü de ortaya çıkar. Bu yüzden saçındaki beyazlığın olması gücünden ötürü doğal. Sizlere açıklamak istediğim bir konu daha var. Tabi öncelikle şunu da söyleyeyim, Savaş' ı okulumuzdan attık. Onun bir hain olması hem hepimizin öfkeyle dolmasına hem de hayal kırıklığına uğramamıza neden oldu. Bizim gerginliğimizden dolayı okulda da gergin bir hava hakim. Bunun için bir balo yapmayı düşündüm. Tabi size sormadan olmazdı çünkü tüm olayı yaşayan sizlersiniz. Ne diyorsunuz?"
Leylak Hanım sustu ve bize döndü. Bize tüm anlattıklarını sindirmemiz için bir süre verdi. Ilk konuşan ben oldum.
"Aslında neden olmasın hocam? Bence bu çok güzel bir fikir. Hem biraz düşüncelerimiz toparlanabilir."
Benim sözümü bitirmemle Kaan ve Emir başlarını beni onaylamak istercesine salladı. Bizim onayımızı alan Leylak Hanım bize birkaç afiş verdi ve bunları asmamızı rica etti. Afişleri aldık ve odadan çıktık. Ikiye ayrılarak afişleri asmaya başladık. Ben Emir ile beraber sağ taraftan gittim. Kaan ise soldan.
Afişleri asarken yaşadıklarımı kafamda tartmaya çalışıyordum. Kaan tam olarak kimdi onu bile bilmiyordum. Bir anda Emir'in sesiyle kendime geldim.
"Kaan iyi biri, değil mi?"
"Evet, ben de tam onu düşünüyordum"
"Biliyorum."
Emir'in bu sözüyle beraber güldük. Ona bir soru daha yönelttim.
"Kaan tam olarak kim?"
"Kaan benim çocukluk arkadaşım. Eskiden ikimiz beraber Izmir'de oturuyorduk. Aynı apartmandaydık. En yakın dostlar olarak büyüdük. Biz buraya taşındık ve Kaan ile ayrı düşmüş olduk. 2 hafta önce Kaanlar buraya taşınmış meğerse. Ben bunu dün öğrendim ve onu buraya getirdim. Küçüklüğümüzden beri birbirimizin güçlerinden haberdardık. Kaan'ın ateş ve toprak gücü var. Ikimizde aynı yaştayız. Seninle kardeş olduğumuzu biliyor. Haberin olsun."
Ona sadece başımı salladım.
"Baloya kiminle gitmeyi düşünüyorsun?"
"Hiçbir fikrim yok."
"Ezgi ile beraber gitsenize." Bu cümlenin ağzımdan dökülmesine bende şaşırmıştım. Emir bana merak dolu gözlerle bakmaya başladı. Zaten tüm afişleri asmıştık. Onu kolundan tutup bizim odaya doğru çekiştirmeye başladım.
Bizim odaya gelince kapıyı tıklattık. Ezgi kapıyı açtı ve şaşkın bir şekilde bize bakmaya başladı. Sonunda içeri girebildik ve onları tanıştırdım.
"Oda ve can arkadaşım Ezgi, abim Emir"
Ikisi tokalaştılar. Emir bir anda lafa girdi.
"Ezgi benimle baloya gelir misin?"
Ay ben şok. Error vermeye başladı beynim. Bari bana söyleseydi Emir ilk önce. Ezgi'nin vereceği tepkiye odaklandım. Ama o sanırım konuya yabancıydı. Ona kısaca anlattım. O da Emir'i sanki yıllardır tanıyormuş gibi ona güvendi ve yanıtı olumlu oldu.
Emir'i odadan hazırlık yapacağız diyerek kovduk. Balo yarındı ancak bizim giyecek uygun bir kıyafetimiz yoktu. Üzerimize birşeyler almak için okulun dışına gitmeye karar verdik. Şehir merkezine gittiğimizde etrafa bakmaya başladık. En sonunda bir dükkân bulduk ve içeri girdik. Renk renk elbiseler, abiyeler... Çok güzel kıyafetler vardı. Birkaç tane seçtik ve deneme kabinlerine gittik. Ilk giydiğim elbise çok şey olmuştu. Nasıl desem? Üzerimde çok basık durmuştu.
Ikinci giydiğim elbisenin modeli hoşuma gitmemişti. Son giydiğim elbiseyi ben çok beğenmiştim. Kabinden çıkar çıkmaz Ezgi bağırarak "Başak çok güzel olmuşsun!" Hemen onu susturmaya çalıştım çünkü birazdan herkes başımıza toplanacaktı.
Ezgi ile elbiselerimizi aldık ve okula doğru yola koyulduk. Odamıza çıktık ve elbiselerimizi düzenlice dolaplarımıza koyduk. Biraz film izledik ve yattık. Sonuçta bizi yarın yoğun bir gün bekliyordu.
Yeniden bir bölümün sonundayız. Bölümlerin her birini yazarken çok mutlu oluyorum ve olayları sanki ben de onlarla beraber yaşıyorum. Umarım siz de okumaktan zevk alıyorsunuzdur. Sizleri seviyorum. Sonraki bölümde görüşmek üzere. ♥♥♥♥♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZEL GÜÇLER
FantasyHerkes gibi normal, okula giden bir kız olduğumu düşünürdüm. Aslında hiç de öyle değilmiş. Böyle şeylerin sadece filmlerde olduğunu sanıyordum. Ta ki kendi gözlerimle görene kadar... Başak Kaya, kendi halinde annesiyle yaşayan bir kızdı. Ancak kendi...