Bu bölümde şaşıracaksınız biraz. Bu bölümde Emir'in ağzından da bir kısımcık yazmaya karar verdim. (Medya Alone)
Emir'in Ağzından
Nasıl söyleyecektim ki? Günlerdir yüzüne baktığım kıza gidipte "ben senin abinim" mi diyeceğim?
Düşüncelere boğularak su sınıfına girdim. Başak da oradaydı. Hadi ama. Başka bir zaman olsa bu kadar şanslı olamazdım (!) doğrusu. Sınıftan tam çıkmaya hazırlanıyordum ki bir anda gelen cesaretle "Başak, bir gelir misin?" Diye seslendim. Of ne diyecektim ki.
Başak'ın Ağzından
Sınıfta boş boş oturuyordum ki biri bana seslendi. Bakınca o kişinin Emir olduğunu gördüm.
Merakla yanına gittim. Emir sessizliği bozmak ister gibi konuşmaya başladı."Bak Başak sana şuan söyleyeceğim şeyler sana imkansız gibi gelebilir. Ben daha 4 yaşındayken ailemle bir nehir kenarına pikniğe gittik. O zamanlar yüzme bilmiyordum. Bir de küçük kardeşim vardı. 3 yaşındaydı henüz. Ben nehire bakmak için yaklaştığımda ayağım kaydı ve içine düştüm. Akıntıya kapıldım. Ancak su güçlerimden olsa gerek bana birşey olmadı. Beni bir aile buldu. Şuanki annem ve babam. Yani aslında onların üvey evlatlarıyım ben ama ben onları onlar da beni çok sever. Öz babamı bir daha görmedim. Ama annem ve kardeşimi gördüm. Şimdi sakin ol. Bunu sana şimdi söylediğim için kusura bakma ama s-sen benim kardeşimsin. Annen de aynı zamanda benim annem. Ama artık bir ailem var merak etmene gerek yok. Sen bunları hatırlayamazsın çünkü o zamanlar seni birine götürdüler ve beni unutturdular. Sırf sen üzülme diye."
Dinlediklerim karşısında şok olmuştum. Ve bilmem söylemeye gerek var mı, hüngür şakır ağlıyordum. Meğer bir abim varmış. Hep olsun istemiştim. Ama varmış zaten. Hemen Emir'e sarıldım. O da bana sarıldı. Ve zilin çalmasıyla içeri girdik. Anlaşılan birçok kişi görmüştü ve yanlış anlamışlardı. Omuz silktim ve sırama geçtim. Yanıma Savaş' ın oturmasıyla ona döndüm. Elinde kraker vardı. Ona baktığımı görünce kraker ikram etti. Ben de teşekkür ederek aldım. Hemen sonra içeriye hoca girdi. Derste suyu yönetmeye uğraşıyorduk. Dersler bittikten sonra odama çıktım. Yarın haftasonuydu. Tam Ezgi ile bir film izliyorduk ki kapı tıklatıldı. Ezgi hemen filmi durdurdu ve koşarak kapıya gitti. Biraz biriyle konuştuktan sonra bana seslendi. "Başak bir gelebilir misin?" Benim kapıya doğru gitmemle Ezgi de televizyonun önüne doğru gitti. Bana göz kırpmayı da ihmal etmedi. Niye böyle birşey yaptığını düşünüyordum ki kapıda Savaş'ı görmemle jetonum düştü. Savaş hemen söze girdi.
"Eee şey Başak. Yarın bir işin yoksa benimle dışarıya gelmek ister misin? Kafeye falan gidip oturabiliriz istersen."
Ona gülümsedim ve Ezgi'ye "senin için sıkıntı olur mu?" der gibisinden baktım. Sonuçta yalnız kalacaktı. Benim anlayışlı arkadaşım başını ileri geri salladı. Tekrar Savaş'a döndüm.
"Tamam Savaş yarın görüşürüz. "
"Tamam o zaman yarın 13.30 gibi gelirim ben buraya burdan gideriz. Görüşürüz. "
Kapıyı kapattım ve Ezgi'in bakışlarına maruz kaldım.
"Hiç bakma öyle sadece arkadaşım. "Dedim
"Pekala sen öyle diyorsan öyledir" dedi ve filmi başlattı. Film bitince kendimizi hemen yataklarımıza attık. Gerçekten çok yorgun olmalıydım ki hemen uyudum. Yarın için çok heyecanlıydım. Umarım sorunsuz geçerdi.
Bir sonraki bölüm için çok güzel fikirlerim var. Umarım beğenirsiniz. Görüşmek üzere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZEL GÜÇLER
FantasyHerkes gibi normal, okula giden bir kız olduğumu düşünürdüm. Aslında hiç de öyle değilmiş. Böyle şeylerin sadece filmlerde olduğunu sanıyordum. Ta ki kendi gözlerimle görene kadar... Başak Kaya, kendi halinde annesiyle yaşayan bir kızdı. Ancak kendi...