Bilinmezlik

1.4K 105 13
                                    

Medya Lost On You ♥ İyi okumalar...

Daha fazla orada durmanın bi anlamı olmadığını hepimiz biliyorduk. Ağır adımlarla okula doğru yürümeye başladık. Okula vardığımızda Ada, Kaan ve Ezgi beni yemekhaneye götürmek istediler. Kararlarında ısrarcıydılar ancak benim halimi görmüş olmalılar ki bundan vazgeçtiler.

"Siz gidin, ben biraz dinleneceğim."

"Ama Başak..."

"Kaan lütfen."

"Pekala sen nasıl istiyorsan öyle olsun. Kendini toparlamaya çalış, güçlüsün unutma."

Bu aralar etrafımdaki birçok kişi bunu söylüyordu. Ama öyle değildim işte. Bunu kendim de biliyordum. Güçlü değildim. O şekilde gözükmeye çalışmaktan da yorulmuştum.

Odaya girer girmez kapıyı kilitledim ve duş almak için banyoya doğru ilerledim. Suyu ne çok sıcak ne de çok soğuk olarak ayarladım. Şu aralar kime güvenip kime güvenemeyeceğimizi kestiremiyorduk tam olarak. Ne yapacağımız kime ne soracağımız hakkında hiçbir fikrimiz yoktu. Resmen bilinmezliklerin içine düşmüştük.

Duşum bittikten sonra suyu kapattım ve havlumu alarak kıyafetlerimi giydim. Havluyla saçımın ıslaklığını aldım ve kurutma makinesiyle kuruttum. Daha sonra saçlarımı iyice taradım ve müdürenin odasına indim. Kapıyı tıklattım ve içerden gir yanıtının gelmesiyle içeri girdim.

"Hoşgeldin Başak otur lütfen."

"Hoşbuldum." Dedim ve oturdum. "Aslında sizinle birşey konuşmak istemiştim."

"Elbette anlat bakalım."

Ona son olanları anlattım. Beni şok içinde dinlemişti.

"Başak bunlar hiç normal şeyler değil. "

"Elbette değil. Ancak bilmediğim birşey var. Sizin bunların hiçbirinden mi haberiniz yok?" İstemsizce sinirlenmeye başlamıştım. "Sizin okulunuzda günlerdir bir öğrenci kayıp, biz nelerle baş ediyoruz bunu cidden hiç mi farketmediniz?" 

Beni yatıştırmak istercesine yumuşak bir ses tonuyla konuştu.

"Kusura bakma Başakcım. Gerçekten şu aralar kafam fazlasıyla dağınık. Okulumuzda ilk sınıf ögrencilerinden bazılarında güç kaybı problemi var. Bu nasıl oldu ve ne yapmamız gerektiğini hiç bilmiyoruz."

"Ne? G-Gerçekten mi?

"Maalesef öyle."

"P-Pekala ben artık gideyim."

"Tamam. Görüşürüz."

Kapıyı yavaşça kapattım ve adeta bir robot gibi yürümeye başladım. Şuan çevremde olup bitenleri idrak edemiyordum çünkü düşüncelerime boğulmuş haldeydim. Bu olanların üstesinden belki hep beraber kalkabilirdik. Ancak öncelikle Emir'i bulmamız şarttı.

Umarım bu bölümü de beğenmişsinizdir. Hepiniz hoşçakalın. ♥

Yıldıza dokunmayı unutmayalım lütfeeen

ÖZEL GÜÇLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin