Lafı yine uzatmak istemiyorum. Bölüm ilk kez bu kadar geç geldi ama olsun. Medya Başak'ın giydikleri.
Sabah olunca Ezgi ile ne gideceğime karar vermeye çalıştık. En sonunda hoş ama sade bir kıyafette karar kıldık. Üzerimi hemen giyindim. Saçlarımı toplamamla kapı tıklatıldı. Hemen gidip kapıyı açtım. Savaş tam karşımda duruyordu. Bir pantolon ve bol bir tişört gitmişti.
Beni baştan aşağı süzdü ve "çok güzel olmuşsun" dedi. Teşekkür ettim ancak kızarmama engel olduğum söylenemezdi. Bu halimi görüp gülmeye başladı. Onun gülmesiyle ben de gülmeye başladım. Kapıyı kapatırken Ezgi'ye "görüşürüz" dedim. Ondan da aynı karşılığı alınca kapıyı kapattım. Beraber yürümeye başladık. Okul çıkışına geldiğimizde anlatmaya başladı.
"Hemen şuradaki kafede oturacağız. Uygun mu?"
"Elbette"
Yol boyunca sessizlik hakimdi. Kafeye vardigimizda bir masaya oturduk. Bana biraz kendinden bahsetmeye başladı. Bu aradaysa gözü sürekli telefonuna kayıyordu. Herhalde birinden mesaj bekliyor diye düşündüm. Kafenin karaoke bölümünde bir hareketlilik oluştu. Anlaşılan karaoke saatine denk gelmiştik. Savaş bana bir öneride bulundu.
"Sen de sahneye çıkmalısın Başak"
Tam itiraz edecektim ki ısrar etmeye başladı. Eh bende kıramadım ve sahneye gittim. En sevdiğim şarkılardan biri olan "Ay Tenli Kadın" parçasını söylemeye başladım.
Senin derinlerinde bir yerde buldum
Sımsıkı sarılacak karışacak köklerimi
Görmek beraber olmak seninle
Çok güzel belki ama
Düşlemek bambaşkaTenin almış beyazlığını aydan
Saçlarının rengi geceden
Bundan geceye sevdam
Sen örterken benimle kalbini
Al aklım gibi hissimi
Al çünkü özlüyorumSen örterken benimle kalbini
Al aklım gibi hissimi
Al çünkü özlüyorumTenin almış beyazlığını aydan
Saçlarının rengi geceden
Bundan geceye sevdam
Sen örterken benimle kalbini
Al aklım gibi hissimi
Al çünkü özlüyorumSen örterken benimle kalbini
Al aklım gibi hissimi
Al çünkü özlüyorumBen tam şarkıyı bitirmiştim ki Savaş beni alkışlarken telefonu çaldı. Sanırım beklediği telefon gelmişti. Benden özür diler gibi baktı ve kalabalığın arasında kaybolup gitti. Bu sırada herkes beni delice alkışlıyordu. Sesim fena değildi yani kötü değildi ama çok çok mükemmel olduğunu da iddia etmiyordum elbette.
Oturduğumuz masaya doğru gittim. Ben gittiğimde Savaş da konuşmasını bitirmişti. Masaya oturur oturmaz bana övgüler yağdırmaya başladı.
"Harikaydı Başak tebrik ederim. Sesin gerçekten de güzelmiş. Haklıymışım." Dedi ve göz kırptı. Teşekkür ettim ve önümdeki menüye yoğunlaştım. Karaoke dikkatimizi dağıtmıştı ve birşeyler almayı unutmuştuk.
En sonunda sıcak çikolataya karar kıldım. Savaş da kendine bir kahve almıştı. Küçüklüğümden beri en sevdiğim içecekti sıcak çikolata. İçeklerimizi içerken bir yandan da sohbet ettik. En sonunda kalktık. Hesabı ben ne kadar diretsemde Savaş ödedi.
Kapıyı açmasıyla ben de geçtim. Tekrar geldiğimiz yoldan geri dönmeye başladık. Tenha bir sokağa geldiğimizde Savaş'ın koluna adeta bir koala gibi tutunarak "korkuyorum" diye fısıldadım. Bana verdiği cevap ise "korkmalısın" olmuştu. Kolundan ayrıldım ve yürümeyi kestim. Ne dediğini anlamaya çalışır gibi yüzüne bakıyordum ki boynumda bir iğne ucu hissettim. Ben yavaşça yere yığılırken duyduğum son ses Savaş'ın sesiydi;
"İyi uykular prenses"
Eveeet şuan bazılarınız Savaş'a kızıyor olabilirsiniz. Bir sonraki bölümde biraz aksiyon olacak. Sağlıcakla kalın♡♥.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZEL GÜÇLER
FantasyHerkes gibi normal, okula giden bir kız olduğumu düşünürdüm. Aslında hiç de öyle değilmiş. Böyle şeylerin sadece filmlerde olduğunu sanıyordum. Ta ki kendi gözlerimle görene kadar... Başak Kaya, kendi halinde annesiyle yaşayan bir kızdı. Ancak kendi...