Goethe 'Aşk zaman kaybından başka bir şey değildir' demiş.
Bence kendisi bir halt bilmiyor. Her ne kadar annemle aynı kafada olsan da sana katılmıyorum Goetheciğim. Çünkü zira deli bir aşık olan bizzat kendim aşkı tanımlayacak kelimeler bulamıyorum...
"Ya çekil şuradan. Benim yazmam gerekiyor isimleri. Sen yazarsan uğursuzluk falan olur. Çekil ya!"
Su bana kirli bir bez parçasıymışım gibi bakıp kalktı parlak, deri, pespembe, aşırı rahatsız döner sandalyesinden.
"Allah aşkına ne alaka? Gel, yaz. Tamam yaz. Uğursuzlukmuş! Sen benim şansımsın dediğin zamanları ne çabuk unuttun! Herkes bencil herkes."
Bu çıkışını Semih Abi ile olan kavgasına veriyorum. Şu an ne mi yapıyoruz? Sızan bir ayyaş gibi hissettiğim sabahı sokağa çıkarsam onu görürüm korkusundan Sular'da geçirmiştim. Şimdi ise Su'yun bilgisayarının başında sevdiğinizin ve kendinizin ismine bakarak, aranızdaki aşk uyumunu bulabilen bir sitedeydik.
Ne kadar saçma sapan bir şey olsa da açıkçası çok heyecanlıydım. Yavaşça Oğuzhan yazdım üstteki boşluğa. Yani erkek sembolü olduğuna göre oraya yazmam gerekiyor büyük ihtimalle.
Mantık yani ben...
Alta da yine yavaşça, tane tane basarak Melike yazdım. Ayy! Ya -%100 falan çıkarsa? Utanmadan şuracıkta hıçkıra hıçkıra ağlarım vallahi. Su'ya baktım. O da heyecanlıydı benim kadar. Ama maalesef aşırı sabırsız bir kız olduğu için yükselen sesinden payını aldı kulaklarım.
"Hadisene kızım! Çatladım burada."
Oflayıp önüme baktım. Tamam zaten gerçek bir şey değil ki? Allah aşkına yani buradaki cevap beni niye yönlendirsin? Gerizekalının teki açmış işte can sıkıntısından. Her yazılana kafadan sallıyorlar. Evet evet. Bu gazla hemen bastım tuşa. Yükleniyor, yükleniyor, yüklendi! Cevaba bakıp büyük bir çığlık attım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lan %106! Su ile deli gibi çığlık atıp, kahkaha atmaya başladık. Delirmiştik zaten. Bu tür küçük olaylar bizi ne hale sokuyor beyler haberiniz var mı? Su'ya sarıldım ve yerimizde tepine tepine kahkaha attık. Sonra ayrılıp dans etmeye başladık. Evet, sadece Oğuzhan ile aşk uyumumuz %106 çıkmıştı.
Nedensizce acayip dinç ve mutluydum. Ben bu siteyi açanın bu siteyi açmak için tuşlara basan ellerinden öpeyim! Aklını çok çok seveyim! Ya resmen %106! Görüyor musun Oğuzhan'ım evren bile bizden! Ya çok güzel bir şey bu! Ablanız çıldırdı dostlarım. Lakin mühim değil. Çünkü şu anda mühim olan benim çıldırmam değil %106 Uyumu!
Dansımız Leyla Teyze'nin bizi kovalamasıyla bitmiş ve yeni bir serüven başlamıştı. Biz kaçarken Leyla Teyze kovalıyor ve söylenmeyi de bırakmıyordu.
"Dün geceden beri bir rahat vermediniz. Kafanızı kıracağım artık. Buraya gelin hemen! Yok yok bir daha sizi bir araya getirmeyeceğim."
Merak etmeyin dostlarım, her zaman aynı şeyi söylerler ama biz Su ile onların siniri geçene kadar liseli aşıklar gibi gizli buluşur, ardından tekrar eski halimize döneriz.
