11. Bölüm

4.5K 243 8
                                    

Babamın sözüyle dudaklarımı kemirmeye başladım. Biliyorlardı. En azından 1-2 gün daha bekleyememiş miydi? Neden hemen yayıldı ki dedikodular? El mahkum oturdum karşılarına. Abime bir kere bakmış bir daha bakmamıştım. Çünkü kaşlarını olabildiğince çatmış beni anlamaya çalışır gibi bir hali vardı. Babam tekrar konuşunca onu dinlemeye başladım.

"Kızım, biliyorsun biz sana her zaman güveniriz. Yaptıkların için hiçbir zaman seni yargıladığımızı hatırlamıyorum. Öyle değil mi?"

Başımla onayladım. O da devam etti.

"Mahallede bir dedikodudur almış başını gidiyor. Kızım evleniyor güya ve ailesinin dahil haberi yok."

Sakin çıkıyordu sesi. En azından bağırmamıştı.

"Baba yok öyle bir şey."

Annem konuştu bu sefer. Kesinlikle apışıp kalacaktım.

"O halde niye karşı çıkmadın kızım? Biz kadınlarla senin önünde konuşmadık mı? Niye kalkıp yok öyle bir şey demedin? Biz de Sultan ile sevinip şimdiden plan kurduk resmen. Tamam sen hiçbir zaman onaylamadın bizi ama sessizlik de bir kabulleniştir kızım. Bilmez misin?"

Annemin başta yükselen sesi sonra daha yumuşak çıkmıştı.

"Anne en başında yok demiştim. Ama sonra herkesin ortasında Sultan Teyze birden öyle deyince kadını herkesin ortasında yalancı çıkartmamak için sonra açıklarım dedim. Gerçekten benim öyle bir niyetim yoktu. Sultan Teyze'nin bütün mahalle kadınlarının ortasında yalancı durumuna düşmesini engellemek istedim sadece. Yemin ederim söyleyecektim sonra. Açıklayacaktım ikinize böyle bir şey olmadığını, daha fazla büyümemesi gerektiğini. Ama vakit bulamadım. Ben özür dilerim. "

Abim konuşunca titremeye başladım. En çok ondan çekiniyordum.

"Şimdi de sen yalancı konumuna düşeceksin. Herkese tek tek bize açıkladığın gibi açıklayabilir misin? Bütün mahalleye anlatabilecek misin tek tek? Anlayacaklar mı?! Ulan bir de ben Oğuzhan'a gittim. Adamın hiçbir şeyden haberi yok?! Meğerse benim kardeşimmiş dedikodulara sebep olan!"

Ağlamamak için kendimi tuttum. Başarabildiğim bir şeydi. Tırnaklarımı avucuma batırır, dilimi ısırırdım. Böylelikle ağlamazdım. Yine aynı şeyleri yaptım. Abimin sesi korkunçtu. Hiddeti beni yıkıp geçebilecek cinstendi. Babam abime hitaben konuştu.

"Bağırma kıza! Güzelce konuşuyoruz değil mi?! Ya düzgünce konuş ya da sessizce otur,dinle!"

Bana döndü tekrar. Babam bilirdi beni. Şu an ağlamamak için kendimi kastığımın da farkındaydı. Hemen konuşmaya başladım.

"Yemin ederim kötü bir niyetim yoktu abi. Sonra ben annemle Sultan Teyze'ye söylerim onlar da diğerlerine açıklar, konu kapanır diye düşündüm. Ama o akşam ikisini bir daha hiç görmedim bile. Zaten akşam kutlama vardı. Sular'daydım hep biliyorsunuz. Özür dilerim baba. Benim kötü bir niyetim yoktu. Ben utandırmak istemedim kimseyi. Sizi böyle bir duruma sokmak istemezdim yemin ederim."

Sesim titremiş ve ben kasım kasım kasılmaktan bir hal olmuştum. Artık odama çıkıp sabaha kadar ağlayabilir miyim? Lütfen. Babam yanıma oturdu ve kucağıma koyduğum ellerimi tuttu. Ona döndüm ve anlasın istedim. Zor durumdayım baba! Ben böyle olsun istemedim yemin ederim!

"Kızım, güzelim ben biliyorum senin kötü bir niyetinin olmadığını. Açıklarız bir şekilde ama bilmiyor musun bu kadınları. Kim bilir neler neler diyecekler hakkımızda. Abin de bir yerde haklı tek tek açıklayamazsın ki kimseye."

Ne diyeceğimi bilemez bir şekilde gözlerimle özür diledim hepsinden. Demir bana buruk bir şekilde gülümseyip gözlerini açıp kapadı. Biliyordu Oğuzhan'ı sevdiğimi. O kadar utanıyorum ki onları böyle bir duruma soktuğum için. Abimin yüzü biraz daha yumuşamıştı. Babam ayağa kalktı ve son kez konuştu.

%106 UyumuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin