"Hey seni yerler yerler
Seni ham yapar bu zilliler
Yaylanmadan yürü
Yoksa günah bizden gider."Ben Su'yun altın rengi, beline uzanan saçlarını örerken aynı zamanda bağırarak şarkı söylüyorduk. Mutluydum çünkü 2 gün önce Oğuzhan'ım mantımı çok sevmişti ve bana 'hamarat' demişti. Hamarat da olduğuma göre evlenmemizde engel kalmadı bence. Tabii gönlünün hâlâ bana kaymaması dışında. Su da mutlu çünkü sevdiği askerden dönmek üzere.
Örme işim bitince Su yerden kalkıp yanıma oturdu. Dudaklarını büküp konuşmaya başladı."Çok özledim ya. Bakkala giderken bile belki onu görürüm diye hazırlanmayı bile özledim Melike. Artık Star Wars pijamalarımla gidiyorum. Neden diye sor?"
Sessizce ve ilgiyle onu dinlemeye devam edince birden bağırdı.
"Sorsana!"
"Ay tamam! Neden canım?"
Yumuşak davranmaya çalışıyordum çünkü anlayabiliyordum onu. Tekrar yüzünde hüznün gölgesi oluştu. Ah be Su. Biz niye bu kadar sınırları zorluyoruz ki?
"Çünkü o yok Melike! Ama az kaldı! 1.5 haftadan az. Hemen güzellik merkezine gitmem lazım. Çok güzel olmak istiyorum o geldiğinde. Parlamak istiyorum. İlk beni fark etsin istiyorum. Vay be desin istiyorum. Etkilensin benden. Büyüdüğümü görsün."
Ellerini tuttum. Kendini kaptırmıştı yine. Bana döndü.
"Biz niye sınırları zorluyoruz lan?"
Az önce içimden söylemiştim onu kadim dostum.
"Sevmeyecek beni! Güzel değilim ki ben! Gider Zehra'yı sever o."
Ellerimi sıkarak konuşmaya başladım. Manyak arkadaşım benim. Zehra mahallemizdeki diğer kızdı. Semih Abi'yi takıntı yaptığı ve Semih Abi de bunun farkında olduğu için uzak duruyordu kızdan. Bir de bunun yandaşı var.
Zeynep! Şeytan ruh! Bak yine gözümün önüne geldi. Sapsarı teni ve her zaman şiş gözleri. Kombinleyemediği kıyafetleri! Evet, bu kadar nefret etmemin sebebi sevdiğime göz dikmesi!
Bir gün Oğuzhan'a o kadar yalvarmıştı ki sevdiceğim mecbur tamam konuşalım demişti. Tabii Zeynep hemen değerlendirip zorla bir kahveciye götürmüştü onu. Orada da Oğuzhan aralarında bir şey olamayacağını söylemiş. Onun mahalledeki kardeşi sayıldığını söylemişti. Tabii ki çok mutlu olmuştum. Ama gelin görün ki salmadı sevdiğimi.
"Su saçmalama. Kara kuru Zehra'yı ne yapsın Allah aşkına? Kıza selam verdiği yok. Kendine gel ya. Az önce sıraladıkların var ya öyle kolay kolay olmaz gülüm. Adamın hiçbir şeyden haberi yok. Tabii askere giderken onu uğurlamandan bir şeyler çakmamışsa. Semih Abi zeki adam bence anlamıştır. Zaten onu anlamayan ölsün."
Evet dostlarım! Su ablanızın da bir sevdası var. Semih Abi Oğuzhanlar ile arkadaş olan mahallenin bir diğer delikanlısı. Kendisi aylar önce askere gitmişti. Su onu yaklaşık 1 yıldır seviyor ama maalesef dertlerimiz aynı. Tabii onun kendi abisi olmadığı için başı biraz daha rahat.
Benim başım hor görüldü yavrularım...
Semih Abi askere gitmeden önceki gece Su bütün cesaretini toplayıp sokağa çağırmıştı onu ama askere gitmek için sıfıra vurduğu saçları 'ben askere gidiyorum aylarca göremeyeceksin beni' diye bağırıyormuş Su'ya göre! Su da öyle görünce dayanamayıp ağlamaya başlamış.
Tabii Semih Abi ne yapacağını bilememiş sarılmış kıza. Ah Semih Abi bir bilsen sarılarak daha kötü yaptın. Su sarılmalarını anlatırken beni kahkahalara boğacak bir cümle kurmuştu 'baktım sarıldı yapıştım hemen koala gibi kızım başka ne zaman sarılacağım böyle buldum mu bırakmam' .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
%106 Uyumu
أدب المراهقينGoethe 'Aşk zaman kaybından başka bir şey değildir' demiş. Bence kendisi bir halt bilmiyor. Her ne kadar annemle aynı kafada olsan da sana katılmıyorum Goetheciğim. Çünkü zira deli bir aşık olan bizzat kendim aşkı tanımlayacak kelimeler bulamıyorum...