Bir hafta sonra
"Çok uğraştım inan unutmak için seni
O gün sarıldığımızda söz verdiğim gibi
Son bir öpücüğü çok görmüştün bana
Biliyorum, demiştin ben gideceği yeri"Bağıra bağıra bir haftadır her gün her saat dinlediğim şarkıyı söylüyor hem de trileçe yapıyordum. Oğuzhan trileçe çok sever.
Selam göz yaşlarım!
Su'yu az evvel evine yollamış iyi olduğuma inanmasa da bir şey yapamayacağına emin olarak gitmişti. Kremanın olmadığını görünce Su'yu yollamanın o kadar iyi olmadığını farkettim.
Kremanın yokluğuna ağladım bu sefer de. Bir haftadır Oğuzhan yoktu yavrularım. Tam bir hafta ve ben bu bir haftada evden bir kez bile dışarı çıkmamış, ağlamış, ağlamış ve ağlamıştım. Abim beni ağlarken her gördüğünde Oğuzhan'a küfretmiş. Bu sefer onun adını duydum diye daha çok ağladığımı farkedip küfürlerinin sesini kısarak devam etmişti.
Oğuzhan hakkında bütün bilgileri-ne kadar toplayabilirsek işte- Su bana getiriyordu. Semih Abi sağolsun. Onların da ilişkileri gayet iyi gidiyor bu arada. Hatta önümüzdeki hafta istemeye gelecekler. Fakat en yakın arkadaşımın istemesine bir enkaz gibi gideceğimden ötürü kendimden utanıyordum.
Eve kadınlar gelince odamdan asla ve asla çıkmıyordum. Bir ara dinlediğimde annemin onlara Melike çok ağır bulaştırıcı bir grip oldu dediğini duymuştum.
Doğruydu. Ağlayınca herkesi üzüyordum ve ben mütemadiyen ağlıyordum.
Ayrıca çok ağırdı be dostlarım! Demir bana ders çalışmadığı zamanlar -çok az bir zaman- destek çıkıyor, babamın da abimin yolundan gidip içten içe Oğuzhan'a saydırdığının farkındaydım. Annem ise bana daha fazla destek oluyordu. Ee her anıma şahit oluyordu kadın.
Aslında onlardan utanıyordum. Aşk acısı çektiğimin hepsi farkındaydı çünkü. Babam ve abimden bu yüzden çekiniyordum. Onlar gelince odama çekiliyor ya da kısa süreliğine kendimi toparlıyordum. Bu yüzden o krizlerimin %1 ini bile görmüyorlardı. Sadece kızarık gözler lakin ben bundan da çekinip odama geçiyordum.
Su geldiğinde benimle ilk güzelce konuşuyor sonra ağlamaya devam ettiğimi görünce küfrediyor ve beni dövüp gidiyordu. Sinirini bozduğumun farkındaydım.
Açıkçası ben de Su her söylediğime ağlasa onu döverdim. Kız haklı!
Sultan Anne geçen gün benimle konuşmak istemişti. Ayıp olmasın diye gittiğimde, halimi görünce gözlerini kocaman açmış ardından üzgünce bakmaya başlamıştı.
Onun ela gözlerini görünce aklıma Oğuzhan geldiği için kadının önünde hıçkıra hıçkıra ağlamıştım. O da bana sımsıkı sarılmıştı sağ olsun. Ben kaçacağını düşünmüştüm çünkü.
Sanırım depresyona uymayan tek hareketim kilomda bir değişikliğin olmamasıydı. Sadece 1-2 kg vermiştim. Zaten deli gibi bütün evi dolaşarak ağladığım için yediklerimi yürürken eritiyordum. Evet, kendimi yataklara atmamıştım. Bilhassa temizlik yapıyordum. Annemin depresyonumdan tek kârı bu olmalıydı.
Penceremden sapık gibi Oğuzhan'ı çektiğim zamanlardan kalan fotoğrafına kaç kez bakıp telefona sümüğümü akıtmıştım bilmiyorum. Sorun aynı zamanda öpmemdi. Kesinlikle leş!
Bu süreçte yanımdan ayırmadığım şarkılarım olmuştu. İlk başta tabii ki Model-Makyaj geliyordu. Güne onunla başlayıp, onunla bitiriyordum."Bu sabah çok erken kalktım
Sevdiğin tatlıdan yaptım
Yerken onu tek başıma
Sessiz sedasız ağladım"Ben onu bile yapamıyorum ki! Şarkıyı söyleyerek ağlamaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
%106 Uyumu
Teen FictionGoethe 'Aşk zaman kaybından başka bir şey değildir' demiş. Bence kendisi bir halt bilmiyor. Her ne kadar annemle aynı kafada olsan da sana katılmıyorum Goetheciğim. Çünkü zira deli bir aşık olan bizzat kendim aşkı tanımlayacak kelimeler bulamıyorum...