Tanrım! Sonunda atandım. Evet doğru duydunuz ben Min Yoongi mezun olduktan 1 sene sonra sonunda atandım. Heyecanla ilk öğretmenliğimi yapacağım okul için hazırlanıyorum.
Üstüme bol V yaka bir kazak altıma da yırtık açık renk bir kot giydim.(medya) Aşırı heyecanlıydım ve heyecanım bir türlü gitmiyordu. Bir şeyler atıştırıp evden çıktım. Ailem varlıklıydı ama kendi çabalarımla bir yerlere varmak istiyordum.
Evet biraz şımarık yetişmiştim ama neyin ne olduğu biyordum ve çoğu işimi de kendim görüyordum. Arabama binip okula doğru sürmeye başladım. Erken gidiyorum çünkü hangi sınıflara kaçta gireceğimi öğrenecektim.
Okula vardığımda okulun arkasındaki otopark alanına park ettim. Okula girip bir yandan etrafı süzüp bir yandan da müdürün odasını arıyordum ki karşıma bir öğrenci çıktı. Gülümseyip onu durdurdum.
"Günaydın öğrenci. Müdürün odası ne tarafta?"
İlk önce beni süzmüş sonra da yan ağızla sırıtmıştı. Bir iki adım daha yaklaşıp tam önümde durdu. Cevap vermeyince ben konuştum.
"Bir sorun mu var?"
"Sen şu nakil olan yeni öğrenci misin?"
Gülüp kollarımı birleştirdim. "Gerçekten bir öğrenciye mi benziyorum?"
O da güldü. "Evet. Değil misin yoksa?"
Kolumu omzuna atıp benimle beraber yürümesini sağladım. Benden uzundu ama bunu umursamadım. "Evet değilim. Müdürün odasını göster hadi bana."
Bir şey demeden yürüyüp yolu gösterdi. Teşekkür edip adını soracakken koridordan dönüp gözden kayboldu. İlginç bir öğrenci. Kim bilir daha ne türleri vardı böyle.
•••
Müdürle biraz sohbet etmiş ve kaçıncı ders saati hangi sınıfta olacağımı öğrenmiştim. Artından öğretmenler odasına gidip bir masaya yerleşmiş ve diğer meslektaşlarımla tanışmıştım. Galiba beni sevdiler.
Dersin başlamasına 5-6 dakika kalmıştı. 11-3 sınıfına dersim vardı. 11'lerden zaten üç sınıf varmış. Anlaşılan en tembel sınıfı bana verdiler.
Öğretmenler zilinin de çalmasıyla ayaklandım ve sınıfa ilerledim. Tanıştığım öğretmenlerden bazıları yerini tarif etmişti. Sınıfın kapısının önüne geldiğim de durdum. İçeriden öyle sesler geliyor ki insan olduklarından şüphe etmedim değil.
Kapıyı açıp içeri girdiğim de fark edemediler. Yapacağım ilk öğretmenlik olabilirdi ama otoritemi de sarsamazdım. Masanın önüne gelip kitaplarımı koydum. Sonunda bir iki kişi fark edip diğerlerine vurarak haber verdi.
Tanrım ben nereye düştüm böyle? Sonunda hepsi düzgüncene yerlerine oturmuş beni süzüyorlar. Hayret insanlık belirtisi. Arkamı dönüp adımı kara tahtaya yazdım. Tekrar öğrencilere döndüğümde birkaç öğrencinin eli havaya kalkmıştı.
Bakalım ne kadar özelime ineceklerdi. Öğrencileri süzerken bugün ki konuştuğum çocuk gözüme çarptı. Ben onu süzerken o da beni süzüyordu. Önündeki öğrenci kendisini görmem için yerinde kıpırdanırken söz verdim.
"Hocam kaç yaşındasınız ve branşınız ne ders programına bakmadım da."
Çocuğun ikinci sorusuna gülüp cevapladım. "25 yaşındayım. Daha yeni atandım yani bu ilk öğretmenliğim olacak. Ayrıca Edebiyat öğretmeninizim."
Ay ilk ficim. Göz yaşım pıt. Yorumlayıp oylamayı unutmayın~ 🤎
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Private Lesson |YoonKook|
FanfictionYoongi sınıf öğretmeni olduğu sınıfın, sınıf başkanıyla kapı komşusu olur ve bir şekilde yakınlaşırlar. Başlangıç: {12.04.20} Bitiş: {02.06.20} #1-yoonkook #1-kookga #2-vmin #5-j-hope #6-sugakookie