•5 Yıl Sonra•
"Jungkook, bebeğim uyan hadi."
Mızmızlanıp biraz daha göğsüme sindi. Gülümseyip saçlarının kokusunu içime çekip bir öpücük bıraktım. Kıkırdayıp bana baktı ve o da dudaklarıma bir öpücük bıraktı.
Tekrar mızmızlanıp, beni göğsümden itekleyip dudağını sarkıttı. Aniden değişen ruh halletine bayılıyordum. "Dün gece çok serttin ve senin yüzünden kalçam acıyor~"
Gülüp tekrar kendime çektim ve yüzünün her yerini öpmeye başladım. Böyle cilveli bir şekilde mızmızlanıyorsa, ilgi istiyor demektir. Kıkırtılarının arasında beni durdurdu. Son olarak dudaklarına uzun bir öpücük bırakıp çekildim.
Kızarmış yanaklarıyla bana bakıyordu o da. "Güzelim hazırlanıp tekrarlarını yap. Bugün finallerinin sonu günü. Sonunda üniversiteden mezun olacaksın birkaç haftaya!"
Aşırı sevincime gülüp ayaklandı. Dün gece ikimizde yorulduğumuzdan, duştan sonra sadece bakstırla yatmıştık. Belirgin kalçalarını ve bacaklarını, arkasından kestikten sonra bende ayaklanıp altıma şortumu geçirdim ve mutfağa gittim.
Sevgilim son sınavına girecekti ve ben onun için elbette ki çok güzel bir kahvaltı hazırlayacaktım. Salondan güzeller güzeli sesini duyduğumda gülümseyip hazırlamaya başladım.
Jungkook'ta, güzel sanatlar müzik bölümü okuyordu ve az önce de söylediğim gibi birkaç haftaya mezun olacaktı. Bu bölümde nereden çıktı derseniz, sevgilimi övmekten asla bıkmadığım için açıklarım hemen.
O herkesi altına sıçtıran gece, Dong Gyu'nun bizi dinlediği falan yokmuş. Bu yüzden polisler yakalayıp götürdüler. Ama cidden de korktuğum gibi Jungkook'a zarar vermek için gelmişti. Bunu bilmemin sebebi de yanında getirdiği çakısıydı.
Jimin'e musallat olan, Jackson isimli kişiliksizi de okuldan attırmıştım. Birkaç gün daha okulun etrafın ve Jimin'in evinin yakınlarında dolandıktan sonra Tae'yle benim dayağımızı yedi. Ondan sonra da gözümüze görünmedi bir daha.
Evet, her neyse. O geceden sonra herkes hayatına devam etti. Taehyung okulda güzel sesli birini ararken burnunun dibinde olan kişileri fark etmesiyle havalara uçtu. Çünkü hem Jimin hem de Jungkook'un sesi tahmin bile edemeyeceğiniz şekilde cidden güzeldi.
Jimin sadece yardımcı olma amacıyla, Tae'yle çalışmıştı. Ama Jungkook şarkı söylerken benimle olduğu zamanlar kadar mutlu olduğunu söyleyip müzikle ilgili bir meslek yapmak istediğini söyledi.
Eh, söylemekle yetinmedi neredeyse başardı da. Çünkü fakültesinin 1'incisidir de sevgilim. Ben aynı sıradanlıkla öğretmenliğe devam ettim.
Kahvaltı hazırlama işleminin bitmesiyle Jungkook'a seslendim. "Güzelim gel hadi. Sofra hazır."
Çocuk gibi koşarak gelip kucağıma atladığında kahkahalarım arasında yakalayıp, yere düşmemek için dengemi toparladım.
Büyük bebeğimi sandalyesine oturtup, hemen ekmeğine reçel sürmeye başladım.
"Ne olduda birden böyle neşelendin, hmm?"
Sürme işlemini bitirdiğim ekmeği sevgilime uzatıp başka bir ekmeğe de kendim için sürmeye başladım.
"Akşam Tae'yle Jimin yemeğe çıkalım diyorlar~ Gideriz değil mi?"
"İstiyorsan tabii gideriz bebeğim. Ne olmuşta bir an da böyle bir teklif ediyorlarmış peki?"
"Zeki, müstakbel kocacım benim~ bir şey açıklayacaklarmış."
"Açıklayacakları şeyi tahmin edebiliyorum. Bu arada Jungkook, sonunda mezun oluyorsun ve bizim evlenmemize iki ay kaldı. Bir tek ben mi heyecanlanıyorum bu duruma acaba?"
İmayla sorduğum soruya hemen gözlerini büyütüp reddetti. "Tabii ki hayır sevgilim. Sadece biraz senin gibi olmaya çalışıp ağırsan almaya çalışıyordum ama sanırım onu da elime yüzüme bulaştırdım."
Yine dudaklarını büzerek mızmızlandığında, büzdüğü dudağından öpüp gülmesini sağladım.
"Şaka yapıyordum sadece güzelim."
Modu eski haline gelirken heyecanla sorusunu yöneltti. "Bu arada tahmin ettiğin şey ne? Yani Jimin'lerin açıklayacağı şey."
"Sende anlamışsındır diye düşünmüştüm. Onlar da evlenme kara aldılar ama bize çaktırmadıklarını sanıp bu akşam açıklayacaklar sanırım."
Yine gözlerini büyültüp, bu sefer heyecandan ayağa fırladı. "İnanamıyorum, gerçekten mi?!"
Sakin bir şekilde kolundan tutup yerine oturttururken başımla onayladım. Kahvaltısını düzgün yapmıyordu. Ağzına birkaç lokma sıkıştırıp meyse suyunu içirttim.
Ağzındakileri zorlukla yuttu. "Ya çok zekisin sen ya! Bence öğretmenlik yaparak harcanıyorsun Yoongi~"
İltifatına karşılık gülüp çekirdeğini çıkarttığım zeytini ağzına uzatıp yemesini sağladım. Ama o hala konuşmaya devam ediyordu.
"Peki sence ne zaman evlenirler?!"
Ekmeğe bu sefer çikolata sürüp önüne koydum. Sorusuna basitçe omuz silkip kahvemden yudumladım.
"Ya hadi~ müstakbel kocanı merakta mı bırakacaksın yoksa~"
Şirinlik yapıp söylemeye ikna etmesiyle, ikna olup güldüm. "Bence onlar da bizim gibi yapıp, Jimin'in üniversitesinin bitmesini bekleyecekler. Tae zaten işine başladı ama Jimin tıp okuduğundan daha iki sene bekleyecekler."
Modu düşerken ekmeği ağzına tıktı ve ağzı dolu konuşmaya devam etti. "Off bevn de çivfte düvüğün yapavız savnmıştım."
30 yaşına basmış biri olarak böyle bir sevimliliği kaldırmakta zorluk çekiyordum. Tanrım, bu senin bana ödülün mü yoksa cezan mıydı?
Vay be! Final oldu inanamıyorum dlfmkdkkdkkc.
Evett profilimden yeni yayımladığım diğer bir YoonKook ficini okuyabilirsiniz. Ayrıca çoktan bitmiş olan My Darling'i de okuyabilirsiniz. Hem de beni takip edebilirsiniz;);) 🤎
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Private Lesson |YoonKook|
FanfikceYoongi sınıf öğretmeni olduğu sınıfın, sınıf başkanıyla kapı komşusu olur ve bir şekilde yakınlaşırlar. Başlangıç: {12.04.20} Bitiş: {02.06.20} #1-yoonkook #1-kookga #2-vmin #5-j-hope #6-sugakookie