"Jungkook?"
Gözlerimdeki ve ağzımdaki eller çekilince rahatlayıp beni tutana baktım. Tahmin ettiğim gibi Jackson'dı.
"Ne yaptığını sanıyorsun?! Ayrıca neden burdasın?"
"Kapıyı Jimin açar diye düşünmüştüm, üzgünüm. Hey, sen neden burdasın?"
"İlk önce ben sordum. Jimin'i nerden tanıyorsun ve tekrarlıyorum, neden buradasın?"
"Jimin için burdayım. Nereden tanıdığıma gelirsek-"
İçeriden Jimin uykulu bir şekilde, yumruk yaptığı eliyle gözlerini ovarak geldi. "Jungkook kimle konuşuyorsu- Hey sen burda ne arıyorsun? Evimi nerden buldun?!"
Jackson pis bir şekilde sırıttığında bir boklar olduğunu anladım. "Siktir git Jackson! Jimin'e de yaklaşma bir daha."
Suratına kapıyı kapatıp Jimin'i salona çekip oturtturdum. Korkmuş görünüyordu. "Jimin aranızda ne geçti onunla? Nerden tanışıyorsunuz?"
"Sen nerden tanıyorsun?"
"İlk ben sordum, söyle hadi."
"Hayır ilk sen söyle."
"Off, ben söylersem söyleyecek misin sen de?"
Başıyla onayladığında açıkladım. "Eski sevgilimdi. Şimdi sen söyle, böyle bir pislikle nereden tanışıyorsun?"
"Haberin yok mu? Geçen hafta bizim okula nakil oldu."
"Ne? Hayır yoktu. Peki aranızda ne geçti?"
"Söyleyeceğim ama sakin kalacaksın tamam mı?"
"Tamam, söyle."
"Beni tuvalette sıkıştıran oydu."
Sinirle ayağa fırladım. "Ne demek oydu? Neden önceden söylemedin?! O piçin ağzını yüzünü kırardım!"
Jimin de telaşla ayağa kalkıp beni sakinleştirmeye çalıştı. "Bu yüzden söylemedim işte. Otur hadi kahvaltı yapalım."
Oturduğum anda kapı çaldı. "Bak sen, 2 dakika geçmeden geri geldi. Sen burda bekle Jimin!"
Sinirle kapıyı açtım. "Lan göt sen- Ah, sevgilim~ sen miydin~?"
Yoongi'yi gördüğümde şirin bir hale bürünüp içeri çektim. Arkasından da Taehyung girdi.
"Neden öyle açtın kapıyı? Bir şey mi oldu?"
Salona giriş yaptık. "Hayır olmadı. Bu arada siz niye geldiniz?"
Taehyung, ayılmaya çalışan Jimin'in yanına otururken Yoongi tek kaşını kaldırarak bana bakmaya başladı. "Gelmese miydik?"
Alınganlığı üstündeydi anlaşılan. "Hayır sevgilim iyi ki geldiniz~ biz de kahvaltı yapacaktık şimdi. Beraber yiyelim~"
Tekli koltuğa oturtup kucağına oturdum. Şaşırıp kollarını belime sararken ben de boynuna sarılıp başımı oraya gömdüm.
"Güzelim bir şeyler olduğunun farkındayım. Uzatmada bana da anlat hadi."
Off sevgilim diye demiyorum ama çok güzel kokuyordu. Burnumu boynuna sürtüp yerime iyice kuruldum.
"Bir sorun olmadığını söyledim zaten. Nereden çıkartıyorsun?"
Koltuk altlarımdan tutarak beni kendinden uzaklaştırdı biraz. Çok ciddi görünüyordu.
"Jungkook Jackson diye biriyle tartıştığınızı duyduk. Ayrıca kapıyı öyle açmandan da her şey anlaşılıyordu. Şimdi bana onun kim olduğunu anlatır mısın?"
Başımı Jimin'e çevirdiğimde onun da bana baktığını gördüm. Anlaşılan Taehyung da aynı soruyu sormuştu. Yoongi'nin beni kucağından indirip ayağa kalkmasıyla herkes ona odaklandı.
"Tamam şöyle yapalım, biz Tae'le zaten beraber kahvaltı yaparız diye gelmiştik. Gidip hazırlanın dışarıda kahvaltımızı yapıp okula geçelim."
Yoongi'nin sözünün bitmesiyle Taehyung atıldı. "Ben de artık sizinle okula gideceğim~ dediğim gibi güzel sesli bir öğrenci bulup, onun da gönüllü olması şartıyla sesini eğiteceğim."
Jimin'in elinden tutup kaldırdım. "Bu çok güzel Taehyung-ah. Bunu kahvaltıda daha ayrıntılı konuşalım belki yardımımız dokunur. O zaman biz hazırlanalım~"
Jimin'i yatak odasına çekip yatağa oturttum. "Jimin-sshi, Taehyung da seninle ilgileniyormuş gibi görüyünüyor. Onun için seni biraz süsleyelim hadi~"
Boş boş bana bakmaya devam ettiğini gördüğümde çemkirdim hemen. "Git okul üniformanı giy, ne duruyorsun öyle boş boş! Sevgilimi bekletmek istemiyorum~"
Jungkook çift kişilikli gibi bu bölümde amk flcmmgmfmdm. 🤎
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Private Lesson |YoonKook|
FanfictionYoongi sınıf öğretmeni olduğu sınıfın, sınıf başkanıyla kapı komşusu olur ve bir şekilde yakınlaşırlar. Başlangıç: {12.04.20} Bitiş: {02.06.20} #1-yoonkook #1-kookga #2-vmin #5-j-hope #6-sugakookie