Cebimden telefonumu çıkarttım hemen. Güneşten dolayı ekranı göremeyip elimle gölge yaptım ve Taehyung'u aradım. Birkaç çalışta açmıştı.
"Efendim hyung?"
"Taehyung, Jimin'e söyle gelip çatı katının kapısını açsın. Sende hemen oyalanmadan Jungkook'un yanına git ve güvende olduğundan emin ol. Sorgulama ve dediklerimi yap hadi!"
"Tamam hyung."
"Tamam. Çabuk olun."
Telefonu kapatıp kendime gölge bir yer aradım. Siktiğimin güneşi çok yakıcıydı. Kapıdan ses gelince koşarak oraya yöneldim.
Jimin meraklı gözlerle bana bakarken içeri geçip rahatladım.
"Hyung iyi misin?"
"İyiyim merak etme. Jungkook nerde?"
Merdivenden inerken sorumu cevapladı. "Tae onu müzik odasına götürdü."
Derin bir nefes verip müzik odasına yönlendirdim adımlarımı. Jimin'de arkamdan bana yetişmeye çalışıyordu.
Hiç beklemeden kapıyı açıp içeri daldım.
"Olmaz Jungkook. Yoongi hyung böyle de-"
Taehyung'un lafını kesmemle bana döndüklerinde Jungkook oturduğu sıradan atlayıp bana sarıldı. Ellerini yanaklarıma koyup kaşlarını çattı.
"Neden kıpkırmızısın ve yanıyorsun?"
Kolumdan tutup sandalyeye oturttu. Benim için endişelenmesi her ne kadar hoşuma gitse de başımın dönmesiyle yanımda duran Jungkook'un elini tutup sıktım.
Sanırım Jungkook'a bir şey olacak korkusuyla güneşin altında kendimi kasmam ve o telaşlada merdivenlerden koşarak inip buraya gelmem bünyeme fazla gelmişti. Ayrıca açtım. Bunu eklemeden geçemeyeceğim.
Başımı eğip elimle alnımı ovarak bir süre sessizce kaldım öyle. Tabii bu sırada üç çift endişeli göz beni izliyordu.
Kendimi daha iyi hissedip ayağa kalkıp saatime baktım. "Öğle arasının bitmesine yarım saat var. Gelinde bir şeyler yiyelim."
Kantine vardığımızda beni Hoseok'un yanına oturtup yemek almaya gittiler. Hoseok bana sorarca baktığında olanları anlattım.
"Tanrım inanamıyorum. Şu an iyisin değil mi?"
Gülüp başımla onayladım. O sırada önüme su konmasıyla şaşırıp koyana baktım. Dong Gyu'ydu. Gülümseyip açıklamasını yaptı.
"Terlemiş görünüyorsunuz. Açmamıştım daha ve vermek istedim."
Gülümsemesine karşılık verdim. "Teşekkürler Dong Gyu."
Tekrar gülümseyip gitmişti. Hoseok'a döndüğümde beni dikkatle izlediğini gördüm.
"Dong Gyu nerden tanıyorsun? Onun sınıfına girmiyorsun diye biliyorum."
"Evet girmiyorum zaten. Neden sordun?"
"Psikolojik sorunları olan bir öğrenci. Eğer onunla yakınlaşıp bir bağ kurarsan ve sonradan sadece selamlaşmaya düşerse ilişkiniz, cidden deli gibi davranıyor."
Ciddiyetle anlattıklarını kaşlarımı çatarak dikkatlice dinledim. "Bunları nereden biliyorsun sen?"
"Dong Gyu, benim sınıf öğretmeni olduğum sınıfın öğrencisi. Kendim yaşamasamda, onunla başlarda yakın olan sınıf arkadaşlarıyla arası açılınca başlarda sözle rahatsız etsede sonradan kendine hakim olamayıp vurmuş."
Merakla dinlemeye devam ediyordum. "Sonra ne olmuş."
"Vurduğu öğrencinin ailesi müdüre şikayet edince, Dong Gyu'nun ailesi de çocuklarının psikolojik sorunlarının olduğunu belirten bir raporla gelmiş ve özür dilemiş. Sonra da olay kapanmış. Ama öğretmenlerde dahil olmak üzere Dong Gyu'na mesafeli. Sen de dikkat et."
Arkadan Jungkook'ların sesini duyunca konuyu kapatmak adına başımla onayladım. "Olurum. Sağ ol Hoseok."
O da gülümseyip ayaklandı. Zaten üçlü de masaya ulaşmıştı. "Size afiyet olsun ben yemiştim."
Herkes teşekkür ettiğini belirten mırıltılar çıkartırken Jungkook'un karşıma oturmasıyla dikkatimi ona verdim. İstifini bozmadan eline yemek çubuklarını alıp ağzına dilimlenmiş bir havuç attı.
"Jimin-sshi havuçları yemiyorsan bana ver~"
Jimin yüzünü ekşiterek Jungkook'un tabağına koyduğunda, Jungkook'un gözleri parladı. Şapşal zaten tavşana benziyordu bir de havuçlara bayılıyor.
Önümdeki dilimlenmiş etlerden kimse görmeden Jungkook'un tabağına koyduğumda bana sorarca baktı. Göz kırpıp -bu aralar nedensizce çok kırpıyordum.- yemeğime döndüm.
Oyoyoyoyoy gereksiz atraksiyonlar yapıyorum. :''''')🤎
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Private Lesson |YoonKook|
FanficYoongi sınıf öğretmeni olduğu sınıfın, sınıf başkanıyla kapı komşusu olur ve bir şekilde yakınlaşırlar. Başlangıç: {12.04.20} Bitiş: {02.06.20} #1-yoonkook #1-kookga #2-vmin #5-j-hope #6-sugakookie