Private Lesson |YoonKook|

Bölüm 16

Yanına gidip neye baktığını görmeye çalıştım. Hızla ekranı göğsüne yaslayıp görmemi engelledi. Kaşlarını çatıp dikleşti.

"Neye bakıyordun?"

Bir şey demeden poposunu dönüp uzandı. Ekranı tekrar açtığında galerimdeki fotoğraflarımı kendisine gönderdiğini gördüm. Gülmemek için kendimi kasıp çantasındaki kıyafetlerini yerleştirmeye başladım.

"Hayır! Dur!"

Panikle durup ona baktım. "Ne oldu?!"

Hızla yanıma geldi. Utangaçlıkla çantasını eline aldı. "Şey ben yerleştiririm."

Yanakları kızarmıştı. Bunda utanacak ne vardı ki? "Neden? Ben yapıyorum işte, sen telefonla ilgilen."

Elindeki çantaya almak için uzandığımda bir adım geriledi. "Gerek yok hyung kendim yaparım."

Yaklaşıp elimi yüzüne çıkardım. "Ne saklıyorsun?"

"H-hiç bir şey."

Nefesimi verip uzaklaştım. Elindeki telefonumu alıp kapıya yöneldim. "Tamam nasıl istiyorsan öyle olsun. Çalışma odasında bekliyorum. Çabuk gel."

Hızlıca başıyla onayladığında odadan çıkıp çalışma odasına yöneldim. O sorada telefonum çaldı. Arayan Taehyung'tu.

"Alo, Tae. Nerdesin, geç oldu baya."

"Şey hocam ben Jimin. Taehyung biraz fazla içip sızdı."

"Ah merhaba Jimin. Uyandırmayı dener misin? Taksiyle gelsin."

"Denedim ama kalkmıyor. Zaten sarhoş, ilk denememde uyandı ama saçmalayıp tekrar sızdı."

Derin bir nefes verdim. "Anladım Jimin. Saat geç oldu, bu gecelik orada kalsa sıkıntı olur mu?"

"Oh, tabii ki olmaz hocam. Endişelenmeyin siz."

"Sağ ol Jimin. Bu arada bana okul dışında hyung diyebilirsin."

"Tamam hyung. Kapatıyorum şimdi, iyi gecler."

"Sana da Jimin-ah."

Telefonu kapattığımda Jungkook içeri girdi. Kaşları çatıktı ama.

"Neden bu saatte Jimin'le konuşuyorsun?"

"Taehyung dışarıda şans eseri Jimin'le tanışmış arkadaş olmuşlar. İçip sızdığı için bu gecelik onda kalacak. Bırak şimdi onları da, benden ne gizlediğini söyle."

Masayla arama sıkıştırıp tek kaşımı kaldırarak ona baktım. Yutkunup gözlerini kaçırdı.

"Prezervatif falan mı getirdin yoksa?"

Gülerek söylediğim şeyi duyunca gözlerini kocaman açıp bana baktı. Anında kızarırken onu sıkıştırdığım yerden kaçmaya çalıştı.

"H-hayır hyung sadece..."

Belinden tutup kaldırdım ve masaya oturmasını sağladım. "Sadece?"

"Of hyung iç çamaşırlarımı görmeni istemedim. Bu kadar."

Elleriyle yüzünü kapatıp utangaçlığını gidermeye çalıştı. Kahkaha attığımda masadan kalkmaya çalıştı ama bacak arasında olduğum için başaramadı.

Bakışırken yüzüme yaklaştığını fark edip bacak arasından çıkıp sandalyeme oturdum ve birazdan anlatacağım konuya bir göz attım. Hâlâ masada otururken somurtarak bana bakıyordu.

"Bugün hiç ders işlemedik. Otur da yatmadan önce güzel bir konu işleyelim."

Somurtarak bakmaya devam ederken bir an da masadan indi ve kapıya doğru yürümeye başladı. "Hayır."

Şaşkınca ona bakarken peşinden gittim. Arkasından sarılıp çenemi omzuna yasladım. Birazcıkta olsa bir derse bakmamız lazımdı.

"Jungkookie, hadi gel küçük bir tekrar yapalım bari."

Cevap vermeyince sorarca ses çıkardım. "Hmm?"

Oflayıp bana döndü. "Tamam ama sadece yarım saat."

Kolundan tutup odaya geri soktum. "Bakarız bakarız."

•••

Son soruyu anlatmaya başlayacakken Jungkook'un esnemesiyle ona döndüm. Çok uykusu gelmişti. Yüzünü avuç içine yaslamış gözlerini kapamamak için çabalıyordu. Bu kadar uykusu geldiğini hiç fark etmemiştim.

"Bebeğim burada bırakalım. Hadi uyumaya gidelim."

Bana dönüp yorgun ama ışıldayan gözlerle baktı. "Tamam."

Ayağa kalkıp kapıya doğru yürüdüm. Arkamdan gelmediğini fark edip ona döndüm. Bana beklenti dolu bakışlar atıyordu. Ne oldu der gibi bakıp yanına gittim geri.

Kollarını havaya kaldırıp bana uzattı. "Kucağına al beni."

Gülüp belinden tutup kaldırdım. Bacaklarını hızla belime sarıp kafasını boynuma gömdü. Tanrım çok sevimli bu ama. Odaya girip yatağa bıraktım. Dolabımdan giymek için pijama takımı çıkartıp soyunmaya başladım.

Giyinip yanına uzandığımda yanaklarının kızarmış olduğunu gördüm. Bir de elleriyle oynuyordu! Kendisi çalışma odasına gelmeden önce giyindiği için değiştirmemişti.

Beline sarılıp kendime çektim. Boynuna bir öpücük bırakıp göğsüme yasladım. O da sarılışıma karşılık verip yerine iyicene sindi. Yine güzel ve huzurlu bir şekilde uyuyacaktım anlaşılan.

Üff sıkılıyorum hiçbir şey sarmıyor artık ya:/🤎