Bölüm 38

1.1K 95 56
                                    

Zilin çalmasıyla ders verdiğim sınıftan çıkıp Jungkook'a mesaj attım.

Ben
Bebeğim bahçeye gelsene bir şey söyleyeceğim.

Jungkookie
Tamam geliyorum~

Bahçeye indiğimde bir banka oturup Jungkook'u beklemeye başladım. Bu sırada bahçede olan diğer öğrenciler beni gördüğünde selam verip geçiyorlardı.

Jungkook'a söyleyeceğim şey, okuldan sonra Dog Gyu'ya ders verecek olmamdı. Çok kıskanç bir yapıya sahip olduğu için huyuna giderek söylemem gerekiyordu.

Gülümseyerek bana doğru yürüdüğünü gördüğümde bende gülümsedim. Bahçede başka öğrenciler olduğu için bakışlarımı çekip etrafta gezdirdim.

Jungkook bana ulaştığında diğer öğrenciler gibi selamlayıp yanıma oturdu. Elimdeki okuma kitabını ona uzatıp konuya girdim. Sanki kitap hakkında konuşuyormuş gibi bir izlenim yaratmak için yapmıştım bunu.

"Jungkook benim okuldan sonra bir işim var-"

"Ne işiymiş o?"

Gülümseyerek sorsa da ses tonundaki ima, iş miş yok benimle eve geleceksin diyordu resmen. Bozuntuya vermeden devam ettim.

"Bir öğrenciye ders vereceğim-"

"Kim o öğrenci?"

"Boşver onu şimdi. Okuldan sonra Tae ve Jimin'in yanından ayrılmıyorsun ve eve geçiyorsun, tamam mı?"

Çattığı kaşlarını düzeltip ayaklandı. "Neden bahçede konuşmak istediğini şimdi anlıyorum. İyi bakalım eve geldiğinde görüşürüz o zaman."

Arkasını dönüp okul binasına doğru ilerlediğinde daha yeni fark ediyordum soğuk soğuk terlediğimi. Vay be Min Yoongi'nin düştüğü hallere bak.

•••

Okulun bittiğini bildiren zille sınıftan çıkıp öğretmenler odasına gittim. Diğer öğretmen meslektaşlarım yangından kaçar gibi toplanıp birbirlerini selamlayıp giderken kapının çalınmasıyla bakışlarımı o tarafa çevirdiğim.

Dong Gyu olduğunu görüp gülümsedim ve eşyalarımı alıp yanına gittim. Yanına vardığımda başını aşağı eğmesinden  utanıyor olduğunu düşünüp, saçlarını karıştırıp kolumu omzuna attım.

"Nerede çalışacağız, aklında bir yer var mı?"

Kızarmış yanaklarıyla başını kaldırdı. "Şey aslında bir kafede yaparız diye düşünmüştüm."

"Tamamdır, bana uyar. Arabamı kuzenime verdiğim için yürümek zorunda kalacağız. Yolu sen tarif et."

Başıyla onaylayıp onun yönlendirmesiyle bir süre yürüdükten sonra beni durdurup iki bina arasına çekti. Ona sorarca bakarken ensemden tutup dudaklarıma yapışmasıyla ne yapacağımı bilemedim.

•Jungkook•

Yoongi'nin kime ders anlatacağını merak ettiğim için Taehyung ve Jimin'i de peşime takıp onu takip etmeye başladık.

Şimdi yanlış anlamayın, Yoongi'ye cidden güveniyorum ve seviyorum ama geçen ki tuvalette yumruklamak üzere olduğum çocuksa bu sefer beni kimse tutamazdı.

Gerçekten de o çocuk olduğunu gördüğümde Jimin ve Taehyung'un kokumdan tutmasıyla durup, bir süre kendime gelmeye ve sakinleşmeye çalıştım.

Hah! İnanamıyorum ya bir de kolunu, o pisliğin omzuna atmış. Bir süre sadece yürüyorlarken yanındaki piç sevgilimi binaların arasına çekmesiyle koşarak yanlarına gidip ne yaptıklarına baktık.

Çocuk Yoongi'yi kendine çekmiş öperken, Yoongi gözlerini sonuna kadar açmış ve şaşırmış gibi duruyordu. Ulan piç, siktim seni!

Çocuğu omzundan tutarak kendime çevirip yüzüne okkalı bir yumruk yapıştırdım. O daha ne olduğunu anlamayıp yere yapışırken Yoongi kollarını bana sarmış, sakinleşmem için bir şeyler söylüyordu.

Uh, sanırım işe yarıyordu, çünkü sinirden kasılmış vücudumun gevşediğini hissediyordum. Dolu gözlerimi Yoongi'ye çevirdim ve yerde kendine gelmeye çalışan pisliği parmağımla gösterdim.

"Onunla öpüştün."

Elleri hemen yanaklarımda yerini alıp, göz yaşlarımı sildi. "Hayır bebeğim öpüşmedim. Sadece o öptü beni. Ben bir şey yapmadım. Ağlama bak, bende üzülüyorum."

Kendimi toparlayıp Yoongi'nin ellerinden ayrıldım ve çocuğun yanına çömeldim.

"Bana bak, seni bir daha Yoongi'nin yanında görürsem, yumruk atmakla kalmam. Bir daha onun hakkında konuşurken duyarsam da aynı şey geçerli. Ona göre yani."

Biri belimden tutup beni kaldırdığında yanıma çömelen Yoongi'yle o olduğunu anladım. Çocuğun kolundan tutup kaldırmasıyla şaşırıp yüzüne odaklandım.

"Dong Gyu, bunlar olmamış gibi davranalım tamam mı?"

Dong Gyu, dediği pislik sahte göz yaşlarını silerek çantasını alıp gitti. Çatık kaşlarımla tekrar Yoongi'ye döndüm.

"Neden kaldırıyorsun ki? Böyle yaptığın için yüz buluyor senden işte."

Belime sarılıp Jimin'e döndü. "Taehyung nerde?"

Olanları ağzı açık bir şekilde izlediği için sorunun geç yüklenmesiyle cevapta Geç geldi. "Arabayı getirmeye gitti."

Jimin'i başıyla onaylayıp bana döndü ve belimdeki elleriyle beni kendine çekti. "Güzelim, sinirlenince ne kadar seksi olduğunu söylemiş miydim?"

Utanıp yüzümü göğsüne gömdüm. Kıkırtısını duyduğumda kollarımı da boynuna sardığım sırada korna sesiyle yerimde sıçradım. Taehyung gelmişti.

Jimin'i öne itip, Yoongi'yle kendimi de arka koltuğa attım. Sinirlenmek beni yorduğu için Yoongi'nin kucağına oturup yüzümü boynuna gömüp gözlerimi kapadım. Biraz uyuklasam sorun olmazdı heralde.


Ofofofof yine efkarlı ben..:c🤎

Private Lesson |YoonKook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin