Bölüm 24

1.5K 107 37
                                    

Öğle yemeğinde herkes birbiri ile kaynaşıp eğlenmişti. Hala öğle arasının bitmesine 20 dakika olduğu için bir kafeye gidip oturduk. Sebep ise Jimin'in canın tatlı çekmiş olmasıydı.

Masanın başına gelen garsonla hepimiz ona döndük. "Hoş geldiniz. Ne alırsınız?"

Jimin hemen atıldı. "Ben bir tane milkshake ve çikolatalı pasta istiyorum."

Garson kağıda not alırken sorusunu yöneltti. "Milkshake neli olsun?"

"Hmm... vanilyalı!"

Garson Jimin'in heyecanla cevaplaması üzerine gülüp Taehyung'a döndü. "Siz ne alırsınız?"

Tae yüzündeki gülümsemeyle bakışlarını Jimin'den çekip, garsona döndü. "Ben de latte istiyorum."

Yine notunu alıp bu sefer Hoseok'a döndü. Hoseok transa girmiş gibi garson çocuğa bakarken dirseğimle dürtüp kendine gelmesini sağladım.

"Ah evet şey ben... ben cheesecake alıyım. Limonlu olsun."

Gülümseyip not etti hemen. Bakışları Jungkook ve benim aramda mekik dokurken, Jungkook sahiplenici bir şekilde benim adıma da sipariş verdi.

"Bize aynı kasede bir top vanilyalı, bir top karamelli, bir top çikolatalı ve bir topta çilekli dondurma."

Gülümseyip, sandalyesinde geri yaslanıp bana baktı. Ben de ona bakıp alttan elini tuttum. Kızarıp kafenin camından dışarı seyretmeye başladığında kıkırdayıp Hoseok'a döndüm.

Siparişlerimiz alıp giden garson çocuğun arkasından bakıyordu. Elimi yüzünün önünde sallayıp dikkatini bana vermesini sağladım.

"Tutuldun galiba ha?"

Tekrar garsona bakıp, hiç inkar etmeden cevapladı. "Sanırım öyle oldu."

Gülüp kolumu omzuna attım. Beni takmayıp o çocuğun olduğu tarafa bakarken, Jungkook'un elimi sıktığını fark edip ona döndüm.

Bakışlarının Hoseok'un omzunda olan koluma kayınca çektim hemen. Hoseok'un masayla ilgilenmediğine emin olup sevgilime yanaştım.

"Tanrı aşkına azcık benimle ilgilensen ölür müsün? Bir de edebiyat okudun, romantik falan olman lazım!"

Ani çıkışına şaşırırken elimi bırakıp Taehyung'un yanına oturdu. Tahminimce kıskanmam için de koluna girdi. O sırada Jimin mızmızlanıp ayaklandı.

"Jungkook sıkıştık burda. Neden bu tarafa geçtin?"

"Sana ne?"

Jimin de yerinden kalkıp benim yanıma oturup Jungkook'a sinirle bakmaya başladı. Taehyung'un kahvesi geldiğinde Hoseok'un garsona asılması bir oldu.

"Merhaba, adınız ne acaba?"

Garson çocuk şaşırıp cevapladı. "Yugyeom. Neden sordunuz?"

"Yugyeom mesain ne zaman bitiyor, bizimle oturmak ister misin?"

Masadaki kimse çıt çıkarmadan onları izlerken Yugyeom bize bir göz attı. "Birkaç dakikaya bitiyor ama ben sizi rahatsız etmeyeyim. İzninizle."

Yugyeom gittiğinde Hoseok omuzlarını düşürüp derin bir nefes verdi. Sırtını sıvazlayıp teselli etmeye çalıştım.

"Biraz hızlı gittin gibi ama en azından sert bir tepki vermedi."

Diğer siparişlerde geldiğinde Yugyeom gitmeyip masanın başında dikilmeye başladı. Hoseok'un gözleri parlarken ben Jungkook'a bakıyordum.

Masanın üstündeki elini tutup dikkatini bana vermesini sağladım. "Güzelim sen bunu ikimiz için de söylemedin mi? Hadi yanıma gel beraber yiyelim. Tek başına yersen hasta olursun."

Omuz silkip yemeğe devam etti. Hâlâ ona bakmaya devam ederken bunu fark edip bıkkınlıkla nefes verdi. Ardından Jimin'le yer değiştirip tekrar yanıma oturdu.

Kimsenin fark etmemesini umarak dudak kenarından öpüp geri çekildim. Şaşırıp kızarınca, dalgınlığından yararlanıp elinde tuttuğu dolu kaşıktaki dondurmayı kendim yedim.

Masanın diğer tarafına baktığımda garson çocuğun, önlüğünü bırakıp geri geldiğini ve Hoseok'un karşısına oturduğunu fark ettim. Kabalık olmasın diye hemen kendimi tanıttım.

"Merhaba Yugyeom geldiğini fark edemedim. Ben Yoongi. Bunlar da Jungkook, Jimin ve Taehyung."

Yugyeom hemen gülümseyip selamladı. "Tanıştığıma memnun oldum."

Jungkook dondurmayla beni beslerken saate baktım. Yaklaşık 5 dakikamız kalmıştı. Uzattığı diğer bir kaşığı da alıp Hoseok'u dürtükledim.

"Öğle arasının bitmesine 5 dakika kaldı. Kalkmamız gerek."

Yüzündeki hüznü fark edip kulağına fısıldadım. "Ben hesabı hallederken sen de numarasını al."

Diğerlerine dönüp ayaklandım. "Ben gelene kadar toparlanın hadi. Çok az vaktimiz kaldı."

•••

Son dakikalarda okula yetişebilmiştik. Jimin'le Jungkook sınıflarına girerken ben ve Hoseok'ta dersimiz olan sınıflara girdik. Tae zaten kendi halinde takılmak için bizden ayrılmıştı.

Bu arada Hoseok çocuktan numarasını alabilmişti ve hatta hafta sonu için buluşma bile ayarlamışlardı. Sanırım yeni bir aşk doğuyordu.



🤎

Private Lesson |YoonKook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin