Kekleri bitirip derse devam etmiştik. Jungkook'a verdiğim soruları bitirmesini bekliyordum. Beklerken de onu izliyordum. Yerinde huzursuzca kıpırdanıp kafasını kaldırıp gözlerimizin kesişmesini sağladı.
"Hyung yüzümde falan bir şey mi var, niye bana bakıyorsun?"
"Oh üzgünüm. Dalmışım sadece. Bakmıyorum ben, sen devam et."
Kıkırdadı. "O anlamda dememiştim."
Ben ağzından çıkan o kıkırtıya takılı kalırken o sorularına devam etti. Jungkook her geçen saniye beni daha da şaşırtıyordu. Evet bir insanın gülmesi, sırıtması, kahkaha atıp kıkırdaması aşırı doğal ama onda daha önce görmediğim için şaşırıyordum istemsizce.
"Bitti hyung."
Ayrıca her 'hyung' dediğinde dudaklarının büzülmesiyle çok tatlı görünüyordu. Elinden soru kağıdını alıp kontrol etmeye başladım.
"Jungkook cevapların çoğu yanlış. Sonlara doğru düzeltsen de çok hatan var. Gel beraber tekrar bakalım o sorulara."
Yüzünü asıp sandalyesiyle daha yaklaştı ve beni dinlemeye başladı. Yine anladığını belirten mırıltılar çıkartırken beni dinlediğini anlaya biliyordum.
Son yapamadığı soruyu da anlattığımda kollarını kaldırarak esnedi. İlk günden fazla yüklenmiştim sanırım çünkü saat 22.47 olmuştu.
Cidden zaman nasıl bu kadar hızlı ilerlemişti hiç fark etmemiştim. Jungkook'a baktığım da elinin tersiyle gözünü ovuyordu.
"Üzgünüm Jungkook zamanı fark etmedim. İlk seferde bu kadar zorlamak istemezdim."
"Hayır hyung çok verimliydi, teşekkürler."
Uykulu gözleriyle bana bakıyordu. Telefonuma gelen bildirimle dikkatimi ondan çekip telefonuma yönelttim. Okulun resmi sitesinden gelmişti. Siteye girip bildiriye baktım.
Ani bastıran kar nedeniyle yarın okul tatil mi? Bir dakika kar mı yağmıştı? Ayaklanıp cama ilerlediğim de Jungkook da peşimden geldi.
"Ne oldu hyung?"
"Yarın okul tatilmiş. Dışarı baksana bembeyaz olmuş her yer."
"Gerçekten mi?"
"Evet, okul sitesine bak istersen."
Koluma dokunduğun da ona döndüm. Baktığım an esneyecekken arkasını dönüp esnedi. Gülüp bana dönmesini sağladı.
"Bir şey mi diyecektin?"
"Ah şey evet. Geç oldu gidiyim ben artık diyecektim."
Tekrar saate baktım. 23.01 olmuştu. "Yarın tatil sonuçta film izlemek ister misin?"
Dudaklarını aralamış bir şey diyecekken vaz geçmiş geri birleştirmişti. Kararsız görünüyordu ve ben onu zorlamak istemiyordum. Zaten uykusu da gelmişti.
"Eğer uykun geldiyse ve gitmek istersen sorun değil Jungkook sadece bir öneriydi."
"Aslında isterim hyung. Ama Ironman izlemek şartıyla."
Güldüm. "Tamam gel salona geçelim. Dolapta bira var reşit olduğuna göre içebilirsin değil mi?"
Salona geçip koltuğa oturduğumuz da sorduğum soruyla gözleri parladı ve hızlıca başını salladı.
"Evet hyung içebilirim."
Ayağa kalkıp mutfağa ilerlerken konuştum. "Kumanda orada ve televizyon internete bağlı, oradan açabilirsin filmi."
Mutfağa girdiğimde bağırışını duyup güldüm. "Tamamdır hyung!"
Dolaptan plastik bir kap çıkartıp içine cips doldurdum. Buzdolanından da biraları da alıp salona ilerledim. Koltuğun önündeki sehpahaya elimdekileri koyup Jungkook'un yanına attım kendimi.
"Hadi başlat filmi."
Dediğimi yapıp başttı. Kendi birasını da alıp içmeye başladı. Biraz hızlı mı ilerliyordu? İlk dikişte yaşısını bitirmişti. Bu gecenin sonu yavaştan belli oluyor gibi.
Evet bundan sonraki bölümlerde başlıyor her şeyy. 🤎
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Private Lesson |YoonKook|
FanfictionYoongi sınıf öğretmeni olduğu sınıfın, sınıf başkanıyla kapı komşusu olur ve bir şekilde yakınlaşırlar. Başlangıç: {12.04.20} Bitiş: {02.06.20} #1-yoonkook #1-kookga #2-vmin #5-j-hope #6-sugakookie