Bölüm 8

2.2K 194 14
                                    

İlerleyip karşısında durdum. Üşüdüğü belli oluyordu. Hırkayı omzuna koyup kollarını geçirmesine yardımcı oldum. Elimdeki kremi parmağımın ucuna sıkıp kahvenin dökülen yerlerine sürüp yedirmeye başladım.

Ses çıkartmadığı için canını yakıp yakmadığını anlayamıyordum. Başımı kaldırıp baktığımda alt dudağını ısırıyorken beni izliyordu. Bozuntuya vermeyip devam ettim.

Her yerine sürdüğümden emin olduktan sonra uzaklaşıp baktım yine. Çünkü sürerken ve peçeteyle de silerken dibine girip yapmıştım. Bakışlarımı yüzüne çıkarttığımda hala özür dilemediğimi anımsadım.

Elimi enseme götürüp ovdum. "Ah şey Jungkook ben üzgünüm. Yani kahveyi tabii ki bilerek dökmedim ve özür dilerim ayağım takılımca öyle dökülü verdi işte."

"Önemli değil hocam. Kazaydı sonuçta."

"Evet öyleydi. Teneffüs bitmek üzere sınıfa gitsen iyi olacak."

Yaklaşıp fermuarını kapattım. Şimdi o şekilde çıkardı falan. Hiç gerek yok. Saygıyla eğilip kapıya ilerledi. Kilidi açıp çıktı.

•••

Okulun bitmesini son iki ders kalmıştı ve bu son iki ders kendi sınıfımaydı. İçeri girip arkamdan kapıyı kapattım. Masama ilerleyip kitapları koydum.

"Tünaydın çocuklar. Geçen ders dediğim yeri okuduz mu?"

Kimseden ses çıkmıyordu. Cidden okumadılar mı? Sadece bir paragraftı istediğim yer. Bunu bile yapamıyorlarsa sınavlarda ne halt yiyeceklerdi? Sinirlendiğimi belli etmeden devam ettim.

"Tamam eğer hiç kimse okumadıysa hafif bir ceza vereceğim. Ama bir kişi bile okuduysa o okuyan hariç hepiniz otobiyografinizi yazacaksınız."

Tüm sınıf çok rahattı. "Evet okuyan var mı?"

Sınıftan çıt çıkmıyordu. Jungkook sıraya koyduğu başını kaldırıp bakışlarımızın kesişmesini sağladı. Elini de havaya kaldırdığında yüzüm de geniş bir gülümseme yer edindi.

"Evet okuyan bir kişi var. Kağıt ve kalem çıkartın çıkış ziline kadar bitirmiş olacaksınız. Bu ödevi bile yapacak kadar sorumluluk sahibi değilseniz sınavlara ne yapacaksınız? Ayrıca hepsini tek tek okuyacağım hata yapmayın."

Tekrar masanın önüne geçip Jungkook'a baktım. Beni izliyordu yine. Elimle gel işareti yapıp yanıma çağırdım. Omzumun üstünden başını uzatıp elimden kalemi alıp işini yapmaya başladı.

"Gerçekten anlayarak okudun mu?"

Yoklamayı almaya devam ettiği için sadece başını salladı. Başımı ona doğru çevirip sırıttım. "Güzel o paragrafla ilgili vereceğim testi de kolayca yapabilirsin o zaman."

İrislerini büyütüp o da bana döndü. Yakınlığımız fazla olduğu için bir adım uzaklaştım. O da kaldığı yerden devam etti. Bir dakika kızarmış mıydı o?


🤎

Private Lesson |YoonKook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin