Bölüm 25

1.4K 108 54
                                    

•Jungkook•

Şu an evdeydik ve anlamlandıramadığım bir şekilde Yoongi bana mesafeli ve çok soğuk davranıyordu. İlk başta sürekli ona trip attığım için bana küçük bir ders verdiğini düşünmüştüm ama hiçte öyle değilmiş.

Çalışma odasından çıkıp salona, onun yanına oturduğumda, başını kitabından kaldırıp bu sefer o çalışma odadına girmişti ve hatta arkasından kapıyı da kapatmıştı.

Artık ciddi anla da üzüp canımı yakmaya başlamıştı bu davranışları. Belki biraz sırnaşsam eskisi gibi olabilirdik?

Çalışma odasına ilerledim ve kapıyı çalıp içeri girdim. Benim geldiğimi bildiğinden dolayı başını kitaptan kaldırmayıp görmezden gelmeye devam etti.

Bu arada evde tek ikimiz vardık. Anlamlandırmadığım bir şekilde çalışma odasına da kanepe aldığından dolayı oraya oturmuş bir şekilde okuyordu kitabını.

Yanına gidip oturdum. "Yoongi konuşabilir miyiz?"

Sonunda yüzüme bakmıştı ama o kadar duygusuz ve hissiz bakıyordu ki; karşımdakinin gerçekten sevgilim olan Yoongi olup olmadığından şüphe ettim.

"Konuşurken saygı eklerini kullanırsan sevinirim."

Karşımda sanki bir yabancı oturuyordu. Boğazımdaki yumrunun gitmesini umarak yutkundum. Gitmemişti.

"Pekâlâ hyung. Bir sorun mu var, bir hata mı yaptım?"

"Hayır, her şey normal."

Bu böyle olmayacaktı. Tüm bedenimi ona döndürüp elimi elinin üstüne koydum. "Emin misin hyung? Bir an da değiştin."

Bir süre, üst üste olan ellerimize baktı ve elini çekti. ayağa kalkıp kapıya doğru ilerlerken açıklamasını yaptı ama kalbimi çoktan bin bir parçaya ayırmıştı.

"Duşa gireceğim. Taehyung gelir birazdan, gelirse kapıyı açarsın."

•••

Yoongi'nin dediği gibi o duştayken Taehyung gelmişti ve benim tamamen üzgün suratımı görüp hemen salonda bir köşeye oturtup, neden üzgün olduğumu sorgulayıp cevabını almıştı. Hatta sarılıp teselli bile etmişti.

"Hadi şimdi yanına gitte birbirinize sarılarak güzel bir uyku çekin. Sabaha daha iyi bir şekilde uyanırsınız."

Gülümseyip başımı salladım. "Tamam Taehyung-ah, teşekkürler."

Yanağından öpüp ayaklandım. Kıkırdayarak konuştu. "İyi geceler."

Yatak odasın giderken el salladım. "İyi geceler~"

Kapıyı açıp içeri girdiğimde yatakta uzanırken, kaşları çatık bir şekilde biriyle mesajlaştığını gördüm. Beni fark edip bir süre baktıktan sonra telefonunu kapatıp yanındaki komedine koydu ve arkasını dönüp uyku moduna geçti.

Pes etmişcesine omuzlarımı düşürüp gardroptan pijamalarımı çıkartıp giydim. Üzgünüm Tae galiba sabaha daha kötü bir şekilde uyanacağız.

Bir şey demeden ışığı kapattım ve bende ona sırtımı dönerek uzandım. Galiba hevesini almıştı ve beni bırakacaktı. Yani hiç böyle olacağını düşünmemiştim. Belkide fark etmeden bir şey yapmıştım ve sonuç olarak bu haldeydik?

"Jungkook."

İsmimi ondan duymamla kalbim tekledi. Bu kadar heyecanlanmam normal miydi? Yatakta yüzümü ona döndüm. O da çoktan dönmüştü. Belki de hevesle alakası yoktur ve beni gerçekten sevdiğini anlayıp çekip sarılacaktı?

Sessizce devam etmesini beklerken keşke, keşke onun çekip öpmesini beklemek yerine ben öpseydim. Çünkü son öpücüğümü almış olurdum.

"Ayrılalım."



Ehuehuehu ayırdım:)🤎

Private Lesson |YoonKook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin