Bölüm 22

1.5K 120 15
                                    

Taehyung için kanepeye yatak kurup yatak odasına geçtim. Jungkook yatakta ona tavsiye ettiğim kitabı okuyordu. Kapıyı kapatıp yanındaki yerime yerleştim ve burnumu boynuna sürttüm.

Mızmızlanıp kafamı geri itti. "Yaa~ hyung dur heyecanlı kısımdayım."

Sayemde kitap kurdu olmuştu. Burnunu sıkıp yanağını öptüm. Yarın okul vardı ve giyeceklerimi kombinlememiştim. Dolabıma yönelip giyeceklerimi kafamda düzenleyip pijamalarımı giydim.

"Jungkook yatalım artık, yarın devam edersin kitaba."

"Hayır hyung~ sen uyu sonra yatarım ben."

"Olmaz Jungkook uykunu almış bir şekilde kalkmanı istiyorum."

Işığı kapatıp tekrar yanına uzandım. Mızmızlanmalarına kulak asmayıp kitabı yanındaki komodine koymasını izledim ve kendime çektim.

"Of senin yüzünden Anastasia'nın kimi seçeceğini öğrenemeyeceğim."

Meraklı ve mızmız haline gülüp dudağından öptüm. Kıkırdayıp biraz daha yanaştı bana. Başını kaldırıp direkt gözlerime baktı.

"Peki Nelson'ı mı yoksa Frederic'i mi seçiyor?"

Burnunun ucundan öpüp omuz silktim. "Bilmem."

Kaşlarını çatıp dudağını sarkıttı. "Ne demek bilmem ya. Kim bilir kaç kere okumuşsundur sen o kitabı."

"Bebeğim yarın okulda boş zamanlarında okursun. Şimdi söylersem heyecanı kalmaz kitabın. Hadi uyuyalım artık."

Tekrar dudağını sarkıtıp gözlerini kapatıp uykuya dalmaya çalıştı. Bende bir süre onu izledikten sonra uykunun kollarına bıraktım kendimi.

•••

Sabah alarm yerine Jungkook'un kıpırdanmalarına uyandım. Gözlerimi açıp ne yapmaya çalıştığını çözmeye çalışırken uyandığımı fark etti.

"Oh hyung, şey günaydın. Uyandırdıysam üzgünüm."

"Günaydın. Ne yapıyorsun?"

Yeni uyandığım için sesim daha kalın ve hırıltılı çıkıyordu. Ayrıca gözlerimi doğru düzgün açamıyordum bile.

"Hyung çok sıkıştım, tuvalete gitmek için kalkıcaktım ama çok sıkı sarılmışsın ellerini çözemedim bir türlü."

Küçük bir kahkaha atıp yanağından öptüm ve kollarımı belinden ayırdım. Oh çekip, ayaklandı ve hızla tuvalete gitti. Ben de ilk önce telefondan saate bakıp hazırlanmaya başladım.

Daha okulun başlamasına bir buçuk saat vardı. Acele etmeden dün kafamda hazırladığım kombini dolaptan çıkarttım.

İlk siyah kotumu giyip kemerimi taktıktan sonra siyah-beyaz çizgili boğazlımı giyip üstüne de oduncu gömleğimi giyerek kombinimi tamamladım. (Medya işte. Beresiz ama.)

Jungkook'ta odaya girip beni süzdükten sonra okul kıyafetlerini giymeye başladı. Bana dönüp onu izlediğimi fark ettiğinde kızarıp çemkirdi.

"Ya! Bakmasana üstüne giyiniyorum."

Kıkırdayıp odadan çıktım. Sevgilime güzel bir kahvaltı hazırlamayı isterdim ama üşengeçliğim tuttuğu için iki kase çıkartıp mısır gevreği koydum. Jungkook'ta içeri girdiğinde sütleri doldurmaya başladım.

Masaya oturduğumuzda sorusunu yöneltti. "Taehyung yok mu?"

Ağzımdakini yutup cevapladım. "Üniversitede evrak işleri mi ne varmış, etken çıktı."

Anladığını belirten bir şekilde başını sallayıp o da önündekini kaşıklamaya başladı.

•••

Arabaya binip yerleştiğimiz de çalıştırıp okula doğru sürmeye başladım. O sırada da Jungkook'u tembihliyordum.

"Jungkook bak sakın yanıma gelip yakın davranma tamam mı? Kimse bir şey anlamamalı."

Gözünü devirip offladı. "Tamam hyung anladım. Yeter artık. Hatta ben seni görmezden geliyim daha iyi olur."

Okul bahçesine girip park ettim. Yine öğrencilerin gözleri bizdeydi.

"Biraz abarttığımın farkındayım ama senin için söylüyorum güzelim. Biri duyar veya görüpte öğrenirse herkese söyleyip yayabilir. Hadi daha fazla burada durupta dikkan çekmeyelim."

Başını sallayıp arabadan indiğinde ben de istop edip indim. Kapıyı kilitleyip Jungkook'la okul binadına giriş yaptık. O sınıfa girdiğinde ben koridorda ilerleyip ilk önce erkekler tuvaletine girdim.

İşimi halledip ellerimi yıkarken Hoseok hoca içeri girdi. Birbirimize gülümseyerek selam verdikten sonra o da ellerini yıkamaya başladı.

"Tüm okul seni konuşuyor."

Ellerimi kurularken bir an da dondum. Ne demek beni konuşuyorlardı? Öğrenmişler miydi? Soğuk kanlılıkla ona dönüp yüzümdeki tebessümü bozmadan sordum.

"Ne konuda, hiç haberim yok."

Küçük bir kahkaha atıp o da ellerini kurulamaya başladı. "Nasıl yok? Yaşından tut giyim tarzına kadar tüm kız öğrenciler sana hayran."

İçime su serpilirken dediğine gülüp omuz silktim. "Eh yakışıklı bir yüze sahibim. Yapacak bir şey yok."

Gülerek tuvaletten çıkıp öğretmenler odasına gittik. Bu aradamla iyi anlaşıyorduk. Diğerleri gibi yapmacık ve yalaka değildi.





Bölüm stokladım biraz:d🤎

Private Lesson |YoonKook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin