"H-hyung."
Arkamı dönüp baktığımda yatağa oturmuş telefonuyla oynayan bir Jungkook gördüm. Şaşkınca bana bakıyordu. Ah yine kızarmıştı ve acayip sevimli görünüyordu.
Aklıma gelen şeyle sırıtarak ona yaklaştım. Zaten büyük olan irislerini daha da açmış beni süzüyordu. Yanına oturduğumda biraz daha kızarmış bakışlarını telefonuna indirmişti.
Çenesinden tutup bana bakmasını sağladım ve yüzüne doğru eğildim. Tabii ki bir öğrencimi öpmeyecektim ama biraz eğlensem sorun olmazdı.
Yüzlerimiz hala aynı hizada dururken bir an da dudağıma değip geri çekilen dudaklarla afalladım. Evet işte bunu kesinlikle beklemiyordum.
Tepkilerimi izleyip ne yapacağımı bekleyen Jungkook'a baktım. Ensesinden tutup çektim ve dudaklarına yapıştım. Öpüşmemiz devam ederken yavaşça üstüne doğru eğiliyordum. O da gerilerken sırtı yatağa deydiğinde üstünde yerimi aldım.
Nefeslenmek için çekildiğimde kızarmış yanaklarıyla ve şişmiş dudaklarıyla ne kadar etkileyici olduğunu fark ettim. Ama bu yaptığımız çok yanlıştı. Bir öğrencimle öpüşemezdim.
Üzerinden kalkacakken elimden tuttu. Yüzüme bakamıyordu. "Bir şey mi oldu?"
"Jungkook bu yaptığımız çok yanlış.Böyle bir şey yaşanmadı tamam mı? Aramızda kalsın."
Kaşlarını çattı ve hala üstündeyken doğrulmaya çalıştı. Özgüveni yerine gelmiş gibiydi. "Ne demek yanlış? Ayrıca bal gibi de yaşandı. Ne oldu birden de fikrin değişti?"
Bu kadar tepki göstereceğini düşünmüyordum. Sakince konuştum. "Ben öğretmenim, sen öğrenci. Aramızda yaşananlar duyulursa neler olur haberin var mı senin?"
"Evet var." Diyip tekrar öpmeye başladı. Ben de karşılık verirken eski pozisyonumuzu aldık. Haşin uke demek. Alttan sürtünmeye başladığında sertçe kendimi ona bastırdım. Ağzıma inlerken çenesine öpücük bırakmaya başlayarak boynuna geldim.
Boynunda iz bırakamayacağımı düşünüp köprücük kemiğine inecekken hala üstünde olan pijamayla bunu gerçekleştiremedim. Pijamanın düğmelerini açıp üst bedenini gözler önüne serdiğimde dudağımı yalayıp kaldığım yerden devam ettim.
Köprücük kemiğinde yeterince oyalandığımı düşünüp göğüs kaslarını geçip direkt baklavalarına izlerimi bırakmaya başladım. O da boş durmuyor ve küçük iniltilerini bana bahşediyordu.
Dayanamayıp tekrar dudaklarına yapıştığım sırada kapının çalmasıyla anında geri çekildim. Siktir yakalandık. Hızla üstünden kalkıp kıyafetlerimi giyinirken ona baktım. Afallamış bir şekilde bana bakıyordu.
"Jungkook, bebeğim. Öyle bakacağına üstünü düzeltip kapıya bakmaya ne dersin, hmm?"
Siyah kotumu giyerken o çoktan kapıya bakmaya gitmişti. Üstüme beyaz bir tişörtte geçirip hızlı adımlarla kapıya gittim.
"Kimmiş Jungkook?"
Kim olduğuna bakamadan kapıyı gelen kişinin suratına kapattığın da şaşkınca ona baktım.
"Boş ver bir yabancı. Biz kaldığımız gerden devam edelim."
Yaklaşıp dudağımı öpecekken geri çekildim ve dediği son şeye güldüm. Kapıyı açtığımda karşımda Taehyung'u görmeyi beklemiyordum.
"Taehyung?"
"Yoongi-ah beni özledin mi?"
Kare gülümsemesini sunup boynuma atladığında sarılmasına karşılık verip beline sarıldım. Bedeninden ayrıldım ve bavulunu alıp geçmesi için yer açtım.
Jungkook kollarını bağlamış somurtarak bizi izliyordu. Taehyung önden salona geçerken hızlıca Jungkook'un dudağından bir öpücük çalıp ben de salona geçtim.
"Tae hangi rüzgar attı seni buralara?"
Taehyung cevap verecekken Jungkook'un gelip kucağıma oturmasıyla sözüne başlayamadı.
Ablam hesabımı bulmasıyla tehdit ediyor mdkddndngrlfl.
Şaka maka her şeyi silip yeni bir hesap açabilirim, umarım bulmaz :/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Private Lesson |YoonKook|
FanficYoongi sınıf öğretmeni olduğu sınıfın, sınıf başkanıyla kapı komşusu olur ve bir şekilde yakınlaşırlar. Başlangıç: {12.04.20} Bitiş: {02.06.20} #1-yoonkook #1-kookga #2-vmin #5-j-hope #6-sugakookie