Uyandığımda yanımda Jungkook yoktu. Somurtup gözlerimi ovarak odadan çıkıp Jungkook'u aramaya başladım. Salonda ve mutfakta yoktu. Banyoya da baktım ve burada da yoktu. Nereye gitmişti bu tanrı aşkına?
Çalışma odasının kapısının aralık olduğunu görüp oraya ilerledim. İnanamıyorum, Jungkook ders çalışıyor! Yavaşça içeri girip hangi dersi çalıştığına baktım. Edebiyat kitabını kapatıp matematiği aldı.
Oturduğu sandalyenin arkasından boynuna sarılıp saçını koklayıp öptüm. Ohh mis gibi kokuyordu. Beklemediğinden irkilip başını çevirip bana döndü. Burnunun ucunu da öpüp sırıttım.
O da gülümsememe karşılık verdi. "Günaydın hyung."
"Günaydın sevgilim."
Beklemediği bir kelime olduğu için gözlerini kocaman açıp şaşkınca bana baktı. Bu haline de gülüp dudaklarına kısa bir öpücük bıraktım.
"Şimdi biz gerçekten sevgili miyiz?"
"Evet, olmayalım mı?"
Panikledi. "Hayır, hayır olalım! Ama hiç bir teklif yoktu ve kendi kendine sevgili olduğumuzu ilan etmişsin gibi oldu."
Oturduğu sandalyenin önünde diz çöküp bir elini kavradım. İlk başta ne yaptığımı algılamamış sonradan anlayıp gülmüştü.
"Jeon Jungkook, sevgilim olur musun?"
Yanakları kızarırken cevapladı. "Hmm~ neden olmasın."
İkimizde ayaklandığımızda tutkulu bir şekilde öpüşmeye başlamışken yine ve yine siktiğimin kapısı çaldı. Umursamayıp Jungkook'u kendime çekerken o benim gibi düşünmüyordu anlaşılan.
Göğsümden hafifçe ittirip ayırdı doyamadığım dudaklarını. Kızgın göründüğünü sanıp kaşlarını çattığında sevimliliğine güldüm.
"Açmasak olmaz mı?"
"Hayır tabii ki hyung."
Elimden tutup kapıya çekiştirdi. O önde ben arkada kapıyı açtım. Taehyung ve Jimin'di. Tae pat diye içeri girerken Jimin utangaçça kapıda dikiliyordu.
"Yoongi Jimin'i kahvaltıya getirdim. Yeni uyanmışa benziyorsun zaten kahvaltı yapmamışsındır ve Jungkook-ah sen de mi geldin?"
Taehyung kolunu Jungkook'un omzuna atıp salona sürüklerken Jimin'e döndüm.
"Hoş geldin Jimin geçsene."
İçeri girerken konuştu. "Hoşbuldum hyung. Taehyung sabah bir türlü susmayıp davet edince kıramadım. Davetsiz geldim kusura bakma."
Salona giderken çekinerek söylediğin de ne kadar utangaç olduğunu fark ettim. Saçını karıştırıp Jungkook'un yanına oturdum.
"Ne rahatsızlığı zaten Jungkook'ta burada, çekinmene gerek yok."
Dönüp sevgilime baktığımda Jimin'e çok kötü bir şekide baktığını gördüm. Jimin de ona kısık gözlerle bakıyordu. Çok komik görünüyorlardı ama bu durumu bozmam gerekiyor yoksa kavga çıkıcakmış gibi geldi.
"Tamam o zaman, iş birliğiyle güzel bir kahvaltı sofrası kazırlayalım."
Taehyung atıldı hemen. "Evet hyung! Ben sana mutfakta yardım ederim. Jiminle Jungkook'ta masayı kursunlar."
"Hayır! Kesinlikle hayır Taehyung. Mutfağa girmeni yasaklıyorum. Biz üçümüz hazırlarız. Yardım edersin değil mi Jimin-sshi?"
"Tabii hyung."
Ayaklandım. "Güzel, hadi gelin mutfağa ve Taehyung mutfağa girmeye kalkarsan, bittin."
Peşimden gelen öğrencilerimle mutfağa girdim. Güzel bir omlet yapmayı planlıyordum. İlk önce masa örtüsünü, tabakları, çatal-bıçakları ve bardakları çıkartıp mutfak tezgahına koydum.
Bunları yaparken ikiside beni izliyordu ama Jimin sessizliği bozdu. "Hyung neden Tae mutfağa giremiyor?"
"Çünkü Tae yemek yapmasını bilmiyor, beceremiyor ve bir şeyler denediğinde mutfağı altüst edip çıkıyor. O yüzden ailecek Tae'yi kesinlikle mutfağa almayız."
Kıkırdadığında ona dönüp yine saçlarını karıştırdım. "Evet ilk önce Jungkook sen bu örtüyü alıp salondaki masaya serip gel. Jimin sen de bu tabakları ve çatal-bıçakları dizip sen de geri gel."
İkisi de dediklerimi yapmak için gittiklerinde buzdolabından ve diğer mutfak dolaplarından kahvaltılık şeyler çıkartıp tezgaha dizmeye başladım o sırada Jungkook içeri girdi.
Ona dönüp öpmek için yaklaştığımda çeri çekilip bana somurtarak bakmaya başladı. Yine ne olmuştu da somurtuyordu acaba. Bir de kaşlarını çatmış. Çocuk gibi görünüyor ve tatlılığından ödün vermiyordu yine.
Tepsi çıkartıp kahvaltılıkları ona yerleştirmeye başladım. "Bebeğim ne oldu, neden astın suratını?"
Fısıldayarak konuştu. "Jimin'le pek bir yakınsın bakıyorum."
Ona dönüp baktığımda tek kaşını kaldırmış ciddi bir şekilde bana bakıyordu. Üzerine adımlayıp duvarla aramda sıkıştırdım. Boynuna yönelip burnumu sürttüm.
"Hmm, sevgilim beni mi kıskanmış yoksa?"
Mızmızlandı. "Tabii kıskanacağım. İkidir saçıyla oynuyorsun."
Kapı tarafından gelen ve şaşkın çıkan sesle o tarafa döndük.
"Hyung?!"
Off şimdi Jimin'e durumu anlatıp kimseye bir şey söylememesi için tembihlememiz gerekiyordu. Al işte.
Artık ilişkinin adını koydular ve sevgililer. Hıh.🤎
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Private Lesson |YoonKook|
FanficYoongi sınıf öğretmeni olduğu sınıfın, sınıf başkanıyla kapı komşusu olur ve bir şekilde yakınlaşırlar. Başlangıç: {12.04.20} Bitiş: {02.06.20} #1-yoonkook #1-kookga #2-vmin #5-j-hope #6-sugakookie